Manisa İlindeki Şifalı Sular ve Kaplıcalar Rehberi, İyi Gelen Hastalıklar ve Tarihçesi

Manisa ili, daha çok şifalı sularıyla ünlü bir ilimizdir. Yer altından fışkıran sıcak ve şifalı maden suları, bu ilimizi yurt çapında ilk sıralara taşımıştır. Mevcut kaplıcalarının birçoğundan Lidyalılar, Romalılar ve Bizanslılar yararlanmışlar, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ise buna yeni ilaveler yapılmıştır. Manisa’nın şifalı suları, içerdikleri madensel tuzlar ve tedavi ettikleri hastalıklara göre değerlendirildiklerinde, genellikle Ege Bölgesi kaplıcalarının kimyasal özelliklerini taşırlar ve aynı endikasyonları gösterirler. Tabii ki arada farklı sınıflandırmaya tabii olanları da vardır.

Manisa’da çok sayıda şifalı su kaynağı bulunmaktadır. Kırıkçıkık sekellerine iyi gelen Ceren Kaplıcası, değerli bir içme olan Aksu Maden Suyu, ulusal park statüsünde olup, ormanları ve sıcak su kaynaklarıyla ün yapmış Spil Dağı Ulusal Parkı ve il merkezinin 9 kilometre kuzeydoğusunda, aynı zamanda güzel bir mesire yeri olan Ilıcak Kaplıcası, ilk anda akla gelen yerlerdir. Ilıcak Kaplıcası’nın suyu böbrek rahatsızlıklarına iyi geldiğinden, ziyaretçiler tarafından çok rağbet görmekte ve hastalar tarafından şişe şişe evlere taşınmaktadır.

Manisa, ilçe bazında da çok ünlü kaplıcalara sahip bir ilimizdir. Örneğin; Soma’nın Menteşe Kaplıcası, kadın hastalıklarına iyi gelir. Ağrılı sendromları rahatlatıcı özelliği vardır. Gördes’deki Kurşunlu Maden Suyu, Ece Maden Suyu ve Kayacık Maden Suyu, bol miktarda bikarbonat, sülfat ve karbondioksit içeren maden sularıdır. Sindirim sistemi hastalıklarına, dolaşım sistemi rahatsızlıklarına ve beslenme bozukluklarına yararlı sulardır.

Alaşehir yakınlarındaki Alaşehir Kaplıcası ve Maden Suyu, sodalı soğuk maden suları kapsamında olup, bedensel yorgunlukları giderir, mide ve bağırsaklardaki rahatsızlıkları tedavi eder. Saraycık Maden Suyu ile Sarıkız Maden Suyu da, aynı özellikleri gösteren maden sularıdır. Özellikle Sarıkız Maden Suyu, dolumu yapılıp yurt çapında pazarlanan şifalı bir sudur. İçimi hoş ve güzeldir. Bağırsak hastalıklarını giderir, mideyi rahatlatır.

Saraycık Kaplıcası ile Eskihisar Kaplıcası, Demirci’dedir. Her iki kaplıca da ilin en rağbet gören şifalı su kaynakları arasındadır. Sodalı sıcak maden suları grubunda değerlendirilen bu sular, aynı zamanda sülfat, kükürt ve serbest karbondioksit içerirler. Radyoaktiviteleri yüksektir. Banyo tedavileri; kalpdamar, solunum yolları, romatizma ve kadın hastalıklarına iyi gelir. İçme olarak kullanıldıklarında; mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarını giderir, beslenme bozukluklarını düzenler.

Şehitler Kaplıcası ile Acısu Maden Suyu, Kula’nın şifalı suları arasında ilk sıraları alırlar. Bunlardan, Kula-Selendi yolu üzerindeki Acısu Maden Suyu’nun debisi çok yüksektir. Kaynağından saatte 6000 şişe dolum yapılabilmektedir.

Kula’nın en önemli şifa kaynağı ise Emir Kaplıcası‘dır. İlçenin 20 kilometrekuzeydoğusunda, Şehitoğlu köyündedir. Selendi yolu üzerinde, Gediz Çayı’nın kenarında yer alır. Deniz seviyesinden yüksekliği 600 metredir.

Emir Kaplıcası, Romalılar zamanında da işletilmiştir. Kaplıcanın yanında o dönemden kalma eski hamam yıkıntıları bulunur. Sodyum bikarbonat ve karbondioksit içeren kaplı ca suyunun temperatürü54°C, radyoaktivitesi 0.75 eman, pH değeri 6.62’dir. ‘Büyük Hamam* ve ‘Küçük Hamam’ olmak üzere iki bölümdür.

Total mineralizasyonu litrede 9 gramı aşacak derecede yüksek bir artış gösteren, alkali bikarbonatlı ve karbondioksiti! bir sudur.54°C’yi bulan sıcaklığının sedatif etkisi dış uygulamalara olanak sağlar, içme kürleri şeklinde kullanılması da yararlıdır. Düşük düzeyde tuz ve sülfat içermesi dikkate alındığında, bu suyun yemeklerden önce az miktarda içilmesi bile, özellikle karaciğer fonksiyonları üzerinde etkili olacaktır. Sarılık, hepatit geçirmiş ve fonksiyonel yetersizlik arazı bırakmış olan hastalıkların son tedavisinde değerlendirilebilecek bir sudur. Bu arada, metabolizma hastalıkları üzerinde de oksidasyonu arttırıcı, kan seviyesini temizleyici yönde gelişme gösterir. Bu suyla yapılan tedavilerde, karbondioksit miktarının fazlalığı içimi güçlendirir, mide üzerinde ve bazı dispepsilerin ayrımında suyu daha etkin kılar, sindirimi kolaylaştırır. Şişelenmesi durumunda, Fransa’nın ünlü Vichy Su. yu değerinde etkin bir maden suyu ede edilmiş olur.

Sonuç olarak banyo tedavisi; Büyük Hamam’da, romatizma, nevrit ve kadın hastalıkları, Küçük Hamam’da, romatizma, nevralji, mialji, polinevrit ve hareket noksanlığına bağlı ağrı ve tutukluklarda yararlı olacaktır. İçme tedavisi ise; mide, karaciğer ve safra yolları hastalıklarında önerilmelidir.

Emir Kaplıcası’nda bulunan tedavi üniteleri; iki genel havuzla çok sayıda özel ve sıra banyodan ibarettir. Sosyal tesisler yeterli düzeydedir. Konaklama, pansiyon türü evlerde sağlanmaktadır.

Urganlı Kaplıcaları ise, Turgutlu ilçesine bağlı Urganlı beldesindedir. İlçe merkezine 24, Urganh’ya ise 4 kilometre mesafededir. Deniz seviyesinden70 metreyükseklikte, geniş bir çevreye yayılmış çok sayıda kaplıcanın bir araya gelmesinden oluşmuştur.

Araştırmacıların yaptıkları çalışmalar, bu kaplıcaların Lidyalılar döneminde de işletildiğini ortaya koymuştur. Osmanlılar zamanında da ününe ün kattığı, Evliya Çelebi’nin ‘Seyahatnamesi’nde açıkça anlatılmaktadır.

Saf sodyum bikarbonattı sular sınıfında incelenen ve beş grup halinde toplanan bu kaynaklar: Asıl Kaynak, Tepe Kaynağı, Evliya Çelebi Kaynağı, Uyuz Hamamı ve Kırkdamlılar Hamamı olarak anılırlar. Asıl ve Tepe kaynakları; bikarbonat, sodyum ve karbondioksitli, diğer iki kaynak; bikarbonat ve sodyumlu, Kırkdamhlar kaynağı ise; bikarbonat, sodyum, hidrojen sülfür ve karbondioksitlidir. Temperatürleri 5076°C, radyoaktiviteleri 0.244.5 eman, pH değerleri 6.386.78 arasında değişmektedir.

Beş kaynağın hepsinin karakteri aşağı yukarı aynıdır. Litrede2.5 gramtotal mineralizasyon gösteren karbondioksitli alkalik sulardır. Ayrıca birkaçında florür de bulunmaktadır. Bu sular, tipik alkalik ve gazlı suların niteliğine sahip bulunduklarından, içme kürleri halinde kullanılabilirler. Oldukça dikkate değer bir mineralizasyon gösterdiklerinden, sindirimi kolaylaştırıcı, özellikle de safra kesesi ve karaciğer fonksiyonlarını uyarıcı etkileri yüksektir. Kaynak başında yapılacak kürlerde, bilhassa aç karnına içildiklerinde, karaciğer hastalığı geçirmiş olanlarda geriye kalan fonksiyonel test bozukluklarını düzeltir. Keza sarılık hastalığı geçirenlerde, kan seviyesinde safra pigment birikimini veya çeşitli nedenlere bağlı olarak karaciğer içi ve dışı safra yollarındaki pıhtılaşmayı çözer. Bileşiminde bulunan karbondioksit içimini kolaylaştırır.

Banyo uygulamalarında; çeşitli ağrılı sendromlar üzerindeki sedatif etkisi ortaya çıkar. Özellikle karın içi organ spazmlarında, içme kürleriyle birlikte yapılmalarında büyük yarar vardır. Bu iki tarz uygulama birbirini tamamlar. Ortak tesir, metabolizma hastalıkları üzerinde de etkili olur. Banyonun romatizma, nevralji, nevrit ve kadın hastalıklarına, içme ile birlikte kullanılması durumunda ise, nutrisyon bozukluklarına iyi gelir.

Urganlı Kaplıcaları, nitelikli tesislere sahip kaplıcalardır, iki adet genel tedavi havuzu, çok sayıda sıra banyosu ve hemoroid ve egzema için yapay çamur havuzları vardır. Konaklama sorunu yaşanmayan tesiste, yatak kapasitesi 1000’i bulmaktadır. Termal hizmetin verildiği bu tesislerden en önemlisi, 200 yataklı Turkap Oteli’dir. Sezon süresince artan talebin karşılanması için gerekli bütün önlemler alınmaktadır.

Manisa’nın en ünlü kaplıcaları ise Salihli ilçesinde bulunur. Bunlardan Şart Kaplıcası ve Çamuru, Ödemiş yolu üzerinde, ilçe merkezine11 kilometreuzaklıkta, Sart köyündedir. Salihli’nin güneybatısına düşer. Doğal güzelliklere sahip bir yörede, denizden410 metreyüksekliktedir.

Ünlü ‘Kiepert Haritası’nda, bu kaplıca, eski çağların meşhur Sardes kentine ait banyolar olarak gösterilmiştir. Gerçekten, Sart Kaplıcası’nın Lidya döneminde işletildiğine dair mevcut bütün kayıtlarda fikir birliği vardır. Sardes ören yerine olan yakınlığı bunun en büyük kanıtıdır.

Türkiye çapında ünlü olan bu kaplıcalar, kükürtlü ılıca ve içmeler grubuna dahildir. Suyu, bikarbonat, sodyum, kalsiyum, hidrojen sülfür ve karbondioksit içerir. Temperatürü 51.5°C, radyoaktivitesi 1.1 eman, pH değeri 6.08’dir.

Kaplıca suyu, litresinde total 2 grama yakın mineral taşıyan, karbondioksitli, alkali ve toprak alkali, bikarbonatlı, hipertermal bir sudur. Belirgin özelliği, litrede 1.5 miligram kadar hidrojen sülfür içermesidir. Bu suretle, gerek romatizmal sendromların enfeksiyöz şekillerinde, gerekse periferik dolaşım yetersizliği gösteren vakalarda, sedatif, vazodilatatör ve antienfeksiyöz vasıflarıyla değerlendirilirler. Bu tür sulardan, özellikle üst solunum yollarının kronik iltihaplarında ve kronik kadın hastalıklarıyla deri hastalıklarında olumlu etki beklenmelidir. Perhizle kontrol altına alınmış yaşlı ve şiş ‘ man diyabetiklerde, kan şekerine etkisi ile dikkati çeker. Karaciğer, safra kesesi yetersizliklerinde çok yararlı tesirleri görülür. Banyo, içme ve özellikle inhalasyon tarzı uygumalarda, termal reaksiyonların ortaya çıkacağı gözden uzak tutulmamalıdır. Bu nedenle, kürlerin doktor kontrolü altında yapılmasında yarar vardır.

Banyo tedavisi; romatizma, nevralji, nevrit, cilt, solunum yolları ve kadın hastalıklarına önerilir. İçime pek elverişli olmasa bile, içildiği zaman hipostenik midelere iyi gelir. Ye: meklerden önce alındığında iştah açar. Suyu içmeden önce, bardakta biraz bekletmek gerekmektedir. Bu işlem, suyun soğutulmasının yanı sıra, aslında hidrojen sülfürün uçmasını sağlamak içindir.

Sart Kaplıcalan’nın kaynağı, üstü cam kaplı bir havuz içinde kapte edilmiş olup, hamamlara buradan aktarma yapılmaktadır. Kaplıcada üç adet genel havuz, bir adet çamur havuzu, yirmi civarında özel banyo ile elliye yakın sıra banyo mevcuttur. Termal tedavi, bakım ve kontrol ünitesinde uzman doktor kontrolunda yapılmaktadır. Modern konaklama tesislerindeki toplam yatak sayısı 1000’i geçer. Sosyal ihtiyaçların karşılanmasında hiçbir sıkıntı çekilmez.

Salihli ilçesindeki ikinci kaplıca grubu ise, Kurşunlu Kaplıcalaradır. Kaynaklar, ilçe merkezine6 kilometreuzaklıkta, Allahdiyen köyü sınırları içinde 4 ayrı kaplıcayı oluşturur.

a) Kurşunlu Hamamı: Dere yatağına en yakın ve

sıcaklık derecesi en yüksek olanıdır. (91°C) Bu su, kaptaj yer

ine motorla çekilerek soğutulduktan sonra (71.5°C) hamama

ve banyoluklara verilmektedir. Sodyum bikarbonatlı bir su

dur. Radyoaktivitesi 0.17 emandır.

b) Uyuz Hamamı: Kalsiyum bikarbonatlı bir sudur. Ay

rıca hidrojen sülfür ve karbondioksit içerir. Radyoaktivitesi

1.26 emandır.

c) Açıkdere Hamamı: Sodyum bikarbonatlı bir sudur.

d) İçme Kaynağı: Kalsiyum bikarbonat, sülfat ve kar

bondioksit içerir. Radyoaktivitesi 0.66 emandır.

Mevcut kaynakların temperatürleri 39.571.5°C, pH değerleri ise 5.827.78 arasında değişmektedir. Genel olarak incelenecek olursa;

Kurşunlu kaynağından çıkan maden suyu, az miktarda karbondioksit gazı içeren, alkalik bikarbonatlı bir sudur. Toplam mineralizasyonu2.5 gramkadardır. Bu yörenin diğer suları gibi, ağrılı hastalıklarda uygulama olanağı ön plandadır. Bileşiminin özelliği, içme suyu olarak da kullanılmasını mümkün kılar. Bilindiği gibi, bikarbonatlı alkalik suların karaciğer, safra kesesi ve metabolizma hastalıkları üzerinde etkisi vardır. Kurşunlu İçme kaynağı, litresinde2 grammineralizasyon ve bol miktarda karbondioksit taşımaktadır. Toprak alkalik,39°Csıcaklıkta bir sudur. Bileşimi itibariyle içme kürleri şeklinde değerlendirildiğinde, metabolizma hastalıklarından özellikle diyabet üzerinde etkili olacaktır. İçme kürleri ayrıca, kandaki metabolik artıklarla, safra kesesi ve yollarındaki safra birikmelerinde düzenleyici rol oynar. Kükürtlü kaynak, yani Uyuz Hamamı da aynı bileşimdedir. Şu farkla ki, suyun litresinde 2.7 miligram kükürtlü hidrojen bulunmakladır.43°Colan sıcaklığı da hesaba katıldığında, banyo uygulamalarında, özellikle cildin kaşıntılı bazı hastalıklarında, cnflamatuvar romatizmaların reaksiyonu zayıflamış devrelerinde, üst solunum yollarının kronik iltihaplarında ve bronşektazi gibi akciğer süprasyonlarında, yine kronik kadın hastalıklarında değerlendirilebilecek bir maden suyudur. Açıkdere kaynağı ise, lokomotör sistemin ve karın içi organlarının ağrılı sendromlarmda sedatif etkisinden istifade edilebilecek bir sudur.

Banyo tedavileri; her türlü romatizmalılar, siyatik ve lumbagolular, nevraljililer, kadın hastalıkları, nevrit ve polinevritlilere iyi gelir. İçme ile birlikte yapılacak banyo tedavisi ise nutrisyon bozukluklarında çok etkili olacaktır. Solunum yolları ve cilt hastalıklarından şikâyetçi olanlara bu banyolar yararlı olur. İçme tedavisinde; hiperstenik mideler için, spazmodik ağrıların dindirilmesinde suyun sıcak olarak içilmesi çok iyi sonuçlar verir.

Kaplıcada; dört genel havuz, çok sayıda özel ve sıra banyo, soğutma düzenekli içme çeşmeleri bulunur. Konaklama için yeterli tesis ve yatak vardır. Sosyal ve yardımcı tesis sıkıntısı çekilmez.

Manisa’daki şifalı su kaynakları ile konaklama olanakları için bilgi edinmek isteyenler, Manisa Turizm Danışma Bürosu’na müracaat edebilirler.

Sivas İlindeki Şifalı Sular ve Kaplıcalar Rehberi, İyi Gelen Hastalıklar ve Tarihçesi

Sivas’ta çok sayıda sıcak su kaynağı bulunmaktadır. Halk bunlara, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun bazı yörele¬rinde yaygın olduğu biçimde ‘Çermik’ adını vermiştir. Bu zen¬gin görünüm, Sivas ekonomisinin hem canlı kalmasını sağla¬makta, hem de toplumun büyük bir kesiminin yeni bir sektör¬le tanışmasına aracı olmaktadır. Sağlık turizmi, Sivas’ta, sadece yerli ziyaretçiye değil, yurtdışından gelen yabancı hastalara da hizmet verme yolunda olumlu adımlar atan bir sektör haline gelmiştir.

Sivas’taki şifalı su kaynakları, hemen hemen tüm ilçele¬re dağılmış durumdadır. Bunlar arasından; Zara ilçesindeki Pireverek Maden Suyu ile Ulaş ilçesindeki Ulaş Gölü İçmesi, göze çarpan ilk kaynaklardır.

Divriği Kaplıcası, Erikli Kaplıcası ve Erikli Maden Suyu, Divriği ilçesinin sıcak su kaynaklarıdır. Mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarına iyi gelir. Erikli şifalı suları, ilçe merkezine25 kilometreuzaklıkta, Erikli köyün-dedir. Hem içme, hem de kaplıca olarak rağbet gören bir ma¬den suyudur.

Şarkışla ilçesinde de çok sayıda şifalı su kaynağı vardır.

Bellibaşlıları şunlardır:

Tepecik Kaplıcası: ilçe yakınlarında, Ortaköy’dedir. ‘Ortaköy Çermiği’ diye de anılır. Romatizma ve sinir hastalık¬larına iyi gelen bir suya sahiptir.

Alaman Çermiği: Şarkışla’ya21 kilometreuzaklıkta, Akçakışla beldesine bağlı Alaman köyündedir. ‘Akçakışla Çermiği‘ olarak da bilinir. Suyu, romatizma ve deri hastalıklarına iyi gelir.

Ortabucak Çermiği: Şarkışla’nın Orta bucağına 2 kilo¬metre uzaklıkta, romatizma ve deri hastalıklarına iyi gelen şi¬falı bir su kaynağıdır.

Sivas’ın Suşehri ilçesi de, çok sayıda şifalı suya ev sahipliği yapar. Şaryeri Maden Suyu, Uyuz Kaplıcası ve Müşekniş Çermiği bunların başlıcalarıdır. Müşekniş Çermiği, aynı adla anılan köydedir. Basit tesislere sahip olmasına rağmen, yöre halkı tarafından çok tutulan bir kaplıcadır. Su¬şehri Çermiği ise, sadece Çermik diye bilinir, ilçenin 10 ki¬lometre kuzeyindedir. 27-28°Csıcaklıktaki suyu, romatizma, dolaşım ve sindirim sistemi rahatsızlıklarını giderir, sinir hastalıklarına iyi gelir.

Akçaağıl Çermiği, Suşehri’nin en tanınmış şifalı su kaynağıdır. İlçeye bağlı Akçaağıl köyündedir. Deniz seviye¬sinden750 metreyükseklikte bulunan bu çermik, Kelkit Ir-mağı’nın güney kıyısmdadır.

Sodyum sülfat ve klorür içeren suyunun temperatürü43°C, radyoaktivitesi 16.8 eman, pH değeri 7.1’dir. Suda bu¬lunan serbest karbondioksit miktarı litrede1.15 gramoldu¬ğundan içimi kolaydır. İçme tedavisi; karaciğer, safra yolları ve bağırsak hastalıklarına önerilir. Banyo tedavisi ise, roma¬tizma, nevralji ve kadın hastalıklarında yararlıdır. Banyo kür¬lerinin içme ile birlikte yapılması halinde, şişman hastalarda çok olumlu sonuçlar alınır.

Kaplıcada, tedavi tesisi olarak iki adet genel havuz bu¬lunur. Sosyal tesisler yeterli düzeydedir. Ancak konaklama için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Sıkıntı çekilen yö¬rede bu boşluk, yaz aylarında kurulan çadırlarla giderilmeye çalışılmaktadır.

Sivas’ın Yıldızeli ilçesi de, birçok hastalığa deva olan şi¬falı su kaynaklarıyla tanınmıştır. Bunların başında Sıcak Çer¬mik gelir.

Sıcak Çermik, Sivas’ın27 kilometrekuzeybatısında, Yıl-dızeli’ne15 kilometreuzaklıkta, Direkli bucağındadır. Sivas-Ankara karayoluna olan uzaklığı ise1.5 kilometrekadardır. Kaplıca alanının denizden yüksekliği 1200 metredir.

Çok sayıda kaynağın bulunduğu bu yörede tüm sular birleştirilmiş, bir kısmı banyo ve havuzlara, bir kısmı da ote¬le verilmiştir. Özellikleri birbirine benzeyen bu suların içeri¬ğinde; bikarbonat, sodyum, kalsiyum ve magnezyum bulu¬nur. Madeni az ılıca ve içmeler grubunda değerlendirilmekte¬dir. Temperatürü42°C, pH değeri 6.5, radyoaktivitesi 3.91 emandır.

Litresinde2.5 gramtotal mineralizasyon içeren bu suyun, dış uygulamalarda sedatif etkisinden yararlanılır. İçme olarak da değerlendirilir. Toprak kalevili unsurların egemen olması nedeniyle, karaciğer, safra kesesi, mide ve bağırsak üzerinde, metabolizma hastalıklarında, bu arada özellikle hafif diyabetlilerde olumlu etki yapar. Banyo tedavisi; her çeşit romatizma, nevralji, nevrit ve kadın hastalıklarına önerilmektedir. • .

Kaplıcada; ikisinin üstü açık, üç adet genel havuz ve çok sayıda özel banyo bulunur. Sosyal tesisler yeterli düzey¬dedir. 151 odada 350 yatakla hizmet veren iki yıldızlı Sıcak Çermik Hotel, Ankara karayolu üzerindedir. Kaplıca suyu¬nun kullanıldığı tek bu otelle konaklama sorununun halledil¬mesinde yetersiz kalınmaktadır.

Yıldızeli ilçeinde bulunan şifalı su kaynakları sadece bununla sınırlı değildir. İlçenin güneydoğusunda, Menteşe köyünde yer alan Menteşe Kaplıcası, Aşağı Çermik ve Ilıca Çermiği, adından söz edilebilecek değerde kaynaklardır. Özellikle Ilıca Çermiği’nin suyu, bağırsak ve böbrek hastalık¬larına iyi gelmekte, böbrek taşları üzerinde düşürücü etki yapmaktadır. Çermik, ilçeye8 kilometreuzaklıktaki Ilıca kö¬yündedir.

Yıldızeli’nin Kaman Maden Suyu da ünlü bir su olarak dikkati çeker. Sivas-Ankara karayolunun 65’inci kilometresin¬deki Yaraş Beli’nden sağa ayrılan 12 kilometrelik bir yolun so¬nunda, Kaman köyü sınırları içindedir. Maden suyu kaynağı köyün500 metrekuzeyine düşer.

Sodyum bikarbonatlı ve kalsiyum sülfatlı olan suyu, ay¬rıca karbondioksit de içerir. Temperatürü14°C, pH değeri 6.4, radyoaktivitesi 0.77 emandır. Litresinde5.5 gramcivarında total mineralizasyon içeren bu su, kalevi ve toprak kalevili, acı, bikarbonatlı bir maden suyudur. Bileşiminde 1 gramın üstünde karbondioksit vardır. İçme kürleri halinde kullanıldığında, karaciğer ve safra yolları üzerinde etki yapar. Kronik safra kesesi iltihaplarında, sistinezillerde, intra ve ekstra he-patik safra yollarının iltihaplarından arta kalan safra spazm¬larının drenajında, tıkanma sarılığı geçirenlerde, ameliyattan sonra veya taş düştükten sonra kan seviyesinde arta kalan pigment maddelerinin temizlenmesinde, hepatit geçirenlerin sekel fonksiyonel pertübasyonlarında bu kürler çok yararlı¬dır. Ayrıca, mide ve bağırsaklarda sindirimi kolaylaştırıcı et¬kisi vardır.

Kaman Maden Suyu’nun şişelenmesi düşünülebilir. Su¬lar, yemeklerden önce, aç karnına günde 3-4 kez olmak üze¬re 50-100 cm. küplük ufak miktarlarda alınmaya başlanır ve günde 3 kez150 cm. küpe kadar çıkarılır. Kür esnasında ani kilo artışı görülmesi halinde, küre ara verilmelidir. Keza, kü¬rün ilk anlarında bulantı, kusma, başağrıları, hazımsızlık ha¬li vs. görülebilir. Bu gibi durumlarda, ağrı kesici ve müshil ilaçlan kullanılarak vücuttan tuz ve su çekilir, ağrılı hallere son verilir.

Kam,an Maden Suyu, tüm bu özellikleriyle, yurdun sayı¬lı maden sulan arasında dikkati çekmekte ve halkın yoğun ta¬lebiyle karşı karşıya kalmaktadır.

Sivas, Sıcak Çermik’le tanındığı gibi, Soğuk Çermiği ile de ün kazanmış bir ilimizdir. Soğuk Çermik, ilin 17 kilo¬metre kuzeydoğusunda, Kızılca ve Beypınar köyleri arasında yer alan bir vadide bulunmaktadır. Suyunun sıcaklığı diğerle¬rine göre daha düşük olduğundan, halk buraya Soğuk Çermik adını vermiştir. İlk kaplıca tesislerinin Sivas eski valilerinden Reşit Paşa tarafından yaptırıldığı bu yöre, aynı zamanda gü¬zel bir mesire yeri olarak değerlendirilmektedir.

Bikarbonattı, kalsiyumlu, magnezyumlu ve karbondiok¬siti olan suyunun temperatürü28°C, pH değeri 6.3, radyoak¬tivitesi 0.57 emandır. Sıcaklığı düşük olan bir sudur. Bileşimi, Sıcak Çermik’in özellikleriyle benzerlik gösterir. Total mine-ralizasyonu litrede 2 gramdır. Dış uygulamalarda, biraz ısıtıl¬dığı takdirde sedatif ve periferik vazodilatatör bir etki göste¬rir. İçme kürlerinde, mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi fonksiyonları üzerinde yatıştırıcı etkisi görülür. Banyo uygu¬laması, romatizmal hastalıklarda, bünyesel ve sinirsel hasta¬lıkların tedavisinde yararlıdır.

İki adet genel tedavi havuzunun bulunduğu kaplıcada, konaklama yetersiz kalmaktadır. Toplam yatak sayısı 200’ü geçmez. Bunda il merkezine olan yakınlığının etkisi olsa ge¬rektir. Ziyaretçiler, Sivas kent merkezindeki otellerde rahat¬lıkla kalabilirler.

Sivas ili, ayrıca karbogazöz suların özelliklerini göste¬ren Gazoz Maden Suyu ile de tanınmış olup, bu sudan ye¬rel gazoz üretiminde yararlanılması cihetine gidilebilir. An¬cak, ilin yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da tanınması¬nı sağlayan şifalı su kaynağı, Kangal ilçesinde bulunan Balık¬lı Çermik’tir.

Balıklı Çermik, Sivas’a yaklaşık96 kilometreuzaklıkta, ilçe merkezi Kangal’a13 kilometremesafededir. İlçenin ku¬zeydoğusuna düşen Kavak Deresi vadisinde yer alır. Yörenin deniz seviyesinden yüksekliği 1500 metredir.

Kaplıcanın bulunduğu alan, 1917 yılında sazlık ve sulak bir bölgeymiş. Ayağında yara olan bir çobanın tesadüfen te¬davi olmasından sonra, yöre halkı açtığı ilkel çukurlardan ya¬rarlanmaya başlamış. Kaplıcaya ‘Yılanlı Çermik’ denilmesi bu tarihlere rastlar. Daha sonra suda, nereden geldiği bilinme¬yen küçük balıklar görülmeye başlanmış. Balıklar, çukurlara girenlerin vücudundaki yara kabuklarını, sivilce başlarını ko¬parır, bu şekilde temizlenen yaralar da, suyun şifalı etkisinin de tesiriyle çok çabuk iyileşirmiş. Suyun hızlı bir şekilde ta¬nınmasına neden olan etkenlerin başında geldiğinden, balık¬lar kaplıcanın sembolü olmuş ve yöre bu kez ‘BalıklrÇermik’ diye anılmaya başlanmış. Halk, 35-36°Csıcaklıkta yaşayan, gri-bej renkli, 2-10 cm. boyundaki binlerce balığın kutsallığı¬na inanır ve onlara dokunmazlar.

Sodyum bikarbonatlı, kalsiyumlu ve magnezyumlu olan kaplıcanın suyu, oligometalik ılıca ve içmeler grubunda değerlendirilmiştir. Temperatürü 35-36.5°C, pH değeri 7.3, rad¬yoaktivitesi 1.8 emandır. Kaynaklar, güney doğrultusunda sı¬ralanmış olup beş ayrı yerden çıkmaktadır. Benzer özellikler gösteren bu kaynakların debisi yüksektir. (130 İt/sn) ve gün¬de 5760 kişinin yararlanabileceği bir potansiyele sahiptir.

Banyo tedavisi; ruhsal yorgunluklara, kalp hastalıkları¬na, deri hastalıklarına, her türlü romatizmal hastalıklara, nevralji, nevrit, hemipleji, parapleji gibi sinir hastalıklarına, kırık-çıkık sekellerine, travmatik eklem ve kas hastalıklarına, banyo ve lavaj uygulaması suretiyle kadın hastalıklarına ve bazı cilt hastalıklarına önerilmektedir. İçme tedavisi; böbrek¬lerde kum ve taş oluşumunda, tekrarlayan durumlarda etkili olur.

Kaplıcanın en önemli özelliği ise, artık dünyaca ‘Doktor Balıklar’ namı altında ün yapan bu balıklardan, tıbben olma¬sa bile, tıbba yardımcı bir unsur olarak yararlanılmasıdır. ‘Cyprinide=Sazangiller’ familyasına dahil ‘Cyprinion Macros-tamus=Beni Balığı’ ile, Kayabalığı türlerinden ‘Garra rufa=Yağ-lı Balık’ cinsi bu balıklar; delici, emici ve pansumancı olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Tahriş olmuş durumdaki veya her¬hangi bir enfeksiyon sonucu oluşmuş cilt dokusundaki yara¬ları, egzema, cerahatli sivilceler ve sedef hastalığı oluşumla¬rını iyileştirmekte yardımcı olurlar. Kaplıcada, havuza giren kişilerin etrafında toplanan ince ve kahverengi-gri-bej renkli balıklar, derhal faaliyete geçer ve vücut çevresinde dolaşma¬ya başlayarak hastalık belirtisi olan yerleri temizlemeye giri¬şirler. Dişleri olmayan bu balıklar,36°Csıcaklıktaki suyun yu¬muşatmış olduğu kabarmış yara kabuklarını kopararak, cildi pürüzsüz hale gelinceye kadar temizlerler. Cilt üzerinde be¬lirgin bir yara izi kalmaz. Tedaviden olumlu sonuç alınabil¬mesi için, bir günde belirli aralıklarla havuza giren ve kaplı¬canın şifalı suyundan sabahları aç karnına 3-5 bardak içen hastalar, 21 gün süreyle bu tedavilerini sürdürecek olurlarsa, % 98 oranında amaçlarına ulaşmış olurlar. Diğer taraftan, yer¬den kaynayan su içindeki küçük kabarcıkların ve balıkların vücut üzerine yaptıkları ufak darbelerin etkisiyle, vücutta bir gevşeme ve dinlenme hali görülür. Bu tedavi tamamen yan et¬kisiz olup, kesinlikle herhangi bir ilaca gereksinim duyulma¬maktadır. Suyun içeriğinde, cilt hastalıklarının tedavisinde etkili olduğu bilinen selenyum maddesinin bulunması, sedef hastalığı gibi psikolojik kökenli olan ve telkine çok yatkın bu¬lunan hastalıklarda başarılı sonuçların alınmasına neden ol¬maktadır.

Sedef hastalığı, nedeni kesin olarak bilinmeyen bir has¬talıktır. Tıp dilinde ‘Psoriasis’ olarak bilinir. Kalıtsal ve sinir¬sel kökenlidir. Daha çok baş derisinde, diz ve dirseklerde, tır¬naklarda meydana gelen düzensiz kırmızı lekeler halinde kendini gösterir. Lekeler gümüş renginde ve pul pul olup, de¬ri seviyesinin üstündedir. Kaşıntı yapmazlar, israil’de bulu¬nan Lut Gölü’ndeki benzer özelliklere haiz tedavi tesislerin¬den sonra, Balıklı Çermik’in devreye sokulması, modern tıb¬bın bugüne kadar kesin çözüm bulamadığı bu tür hastalıklar için ayrıca bic ümit kaynağı olmaktadır. Bir kere, kaplıcaya girmekle sağlanan etkilenme önemli ölçüde psikolojiktir. Ki¬şiler, şöhretini bildikleri bir yere bu şekildeki bir etkilenme¬ye hazır halde girerler. Buradaki sıcak, sakin ve rahat ortam¬da stresten uzak kalırlar. Ayrıca, aynı soruna sahip kişilerce oluşturulan dertleşme ortamının da, doğal bir grup tedavi se¬ansı şeklinde cereyan ettiğini de söylemek mümkündür.

Sağlık turizminde dünya çapında önemli bir konuma yükselen Balıklı Çermik’teki ilk modern tesisleşme çalışması 1950’li yıllarda başlamış ve aradan geçen süre zarfında tesis¬leşme daha da ileri götürülerek, bugün yılın on iki ayında yurtiçi ve yurtdışından gelen hastalara hizmet veren dünya¬nın sayılı kaplıcalarından biri haline gelmiştir.

Kaplıcada; biri kapalı, biri yarı açık, diğer ikisi tam açık dört adet tedavi havuzu ile bir adet olimpik ölçülerde yüzme havuzu vardır. Kapalı olan havuz sadece yaralı ve hastalara, açık havuzlardan biri erkeklere, diğer ikisi ise kadınlara ayrıl¬mıştır. Olimpik havuz ise herkese açıktır. Konaklama; 150odada 300 yatakla hizmet veren Balıklı Kaplıca Oteli’nde yapılmaktadır. Bunun dışında, birtakım motel ve pansiyon tü¬rü yerler de vardır. Ancak, sezon süresince yatak sayısı yeter¬li olmadığından, 1000 civarında çadır da kurulmakta, yine kaplıca sınırları içinde Avrupai nitelikte kamp ve karavan tu¬rizmine göre düzenlenmiş özel bir alan da bulunmaktadır.

Sivas’ın şifa değerleri yüksek sıcak su kaynaklarından yararlanmak ve bu arada konaklama olanakları hakkında bil¬gi almak isteyenler, Sivas Turizm Danışma Bürosu’na başvur¬mak suretiyle istedikleri bilgileri alabilirler.