Uyuz ve Çoban Pınarları

Uyuz ve Çoban Pınarları: Gazlıgöl Kaplıcası’nın yakınında bulunan bu sular, kaplıca suyunun sızıntılarından oluşmuş iki ufak kaynaktır.
Afyonkarahisar Maden Suyu: Afyon ilimiz sıcak sulu kaplıcalarıyla olduğu kadar ekonomik bir değer oluşturan maden sularıyla da meşhurdur. Kent merkezine 22 kilometre uzaklıkta, Afyon-Eskişehir demiryolunun Hamam istasyonu mevkiinde, çevresi dağlarla çevrili bir vadinin tabanından çıkan kaynak suyunun sıcağı nasıl 1 kilometre uzaklıktaki Gaz-lıgöl Kaplıcası’nda kullanılıyorsa, soğuğu da maden suyu üretiminde kullanılmaktadır. Suyun dolum öncesi sıcaklığı yine de 45°C’dir.
Kaynak alanında, çok eskilerde yapılan güzel ve mantıklı bir kaptaj örneğini görmenin mümkün olduğu, ünü yurtdışına taşmış bu su, Hititlerden bu yana bilinmektedir. Suyun en son Osmanlı döneminde kullanıldığı, tesislerin yapılışı sırasında ortaya çıkarılan kalıntılardan anlaşılmış ve eskilerin asırlarca ‘Ekşi Su’ diye tanımladıkları maden suyu hakkında 1900 yılından itibaren bazı belgelerden bilgi edinmek mümkün olmuştur. Aynı yıl içinde Belçikalı bir hekim tarafından devrin hükümdarı Abdülhamid’e Karahisar Maden Suyu’ndan içmesi tavsiye edilmiştir. Padişahın bir fermanı ile de, 1903’te suyun ilk tahlilleri yaptırılmıştır. Aynı yıl işletilmeye başlanılan su, dünyada eşi bulunmayan özelliklere sahiptir. 1932 yılında, Londra’da Maden Suları Fuan’nda alınan altın madalya ve berat, suyun kalitesine kanıt olarak gösterilmektedir.
Türkiye Kızılay Derneği tarafından işletilen Afyonkara-hisar Maden Suyu tesisleri, her ne kadar makineleri bugünkü teknolojiye uygun olmasa bile, yıllık 50 milyon şişenin üzerinde maden suyu üretebilecek kapasitededir. Üretimin tamamı iç piyasada tüketilmekte ve Türkiye’deki maden suyu tüketiminin yarısına yakın bir kısmı Afyonkarahisar Kızılay tesislerinden karşılanmaktadır.
İçeriğinde çeşitli tuzların yanı sıra bol miktarda karbondioksit gazı bulunan, içimi tatlı, renksiz ve kokusuz olan bu maden suyu, mide ekşimelerine, karaciğer ve böbrek hastalıklarına iyi gelen nefis bir sudur.

Şeytan Mağarası Şifalı Suyu

Şeytan Mağarası Şifalı Suyu, Kemer ilçesinin Adrasan Koyu’nda bulunan Suluada’dadır. Günübirlik motor turlarıyla ulaşılması mümkün olan adaya yolculuk 1 saat kadar sürmektedir. Adadaki Şeytan Mağarası’nın içinden kaynayan bu suya ‘Yalancı Kaynak’ da denmektedir. Aç karnına içildiğinde, suyunun böbrek taşlarını düşürücü özelliği olduğu, olaya bizzat şahit olan yöre halkı tarafından söylenmektedir.

İmamköy Kaplıcası

İmamköy Kaplıcası, Aydın’ın doğusunda, merkez ilçeye bağlı lmamköy’dedir. Kaplıca köyün kuzeyinde yer alır. Sodalı sıcak maden suları kapsamında olup, bir miktar karbondioksit içermektedir. Nevralji ve sinir sistemi bozukluklarında, ağrılı hastalıklarda ve böbrek sancılarının durdurulmasında etkili bir sudur.

Son zamanlarda, Aydın’ın Ilıcabaşı semtinde, 11 Özel İdaresi’ne ait 100 dekarlık bir alanda yeni bir sıcak su kaynağı bulunmuştur. Suyun sıcaklığı 60°C olup ekonomiye kazandırılması yolunda çalışmalara başlanılmıştır. Aynı şekilde, Germencik ilçesinde M.T.A. tarafından yapılan sondajlarda da, 100°C sıcaklıkta suların bulunduğu yeni jeotermal yöreler saptanmıştır.

Ekşi Su ‘Gençlik Çeşmesi’

Ekşi Su ‘Gençlik Çeşmesi’, Her tarafından şifalı suların fışkırdığı Gönen ilçesinde, Gönen Kaplıcalan’na 200 metre uzaklıktaki bir kayanın altından kaynamaktadır. Siroz hastalığı bulunanların yararlandığı bu sudan kanser hastaları da tedavi görmektedir. Radyoaktivitesi yüksek olan bu suyun hormon faaliyetlerini güçlendirdiği ve vücut dinamizmini arttırdığı laboratuvar çalışmalarıyla kanıtlanmıştır. Bu su; böbrek ve idrar yolları hastalıklarına, karaciğer rahatsızlıklarına, bağırsak tembelliğine ve her çeşit parazitlere karşı iyi gelmektedir.

Şifalı su kaynakları bakımından sayısız zenginliklere sahip Balıkesir ilimizde; nevralji ve solunum yolları hastalıklarına iyi gelen Kokarlar Kaplıcası ile Safsu Kaplıcası gibi kaplıcalar ve midebağırsak rahatsızlıklarını gideren Maden Suyu İçmesi gibi adı pek duyulmamış sayısız içmeler bulunmaktadır. Ancak, Merkez ilçeye bağlı Pamukçu beldesindeki iki kaplıca, yine ilin olduğu kadar Türkiye’nin de sayılı termal merkezleri arasında hızla yol almaktadır.

Gönen Kaplıcaları

Gönen Kaplıcaları, Gönen Kaplıcaları, Marmara bölgesinin en güzel ilçelerinden biri olan Gönen’de, aynı adı taşıyan çayın kenarında bulunmaktadır. Bandırma’nın güneybatısında, denize 44 kilometre uzaklıktadır. Yıl boyunca 24 saat sürekli çalışan araçlarla bu ünlü kaplıcaya ulaşmak çok kolaydır. Ulaşım için, aktarmalı olarak tren, deniz ve hatta havayolunu kullanmak da mümkündür.

Deniz seviyesinden 36 metre yükseklikte bulunan kaplıca alanı, ilçenin 500 metre kuzeyindedir. Şehir, gelişmesini ve bugünkü duruma gelmesini büyük ölçüde kaplıcalara borçludur. Gönen’in tarihi kaplıcalarla başlamıştır dernek yanlış olmaz. Bu şifalı kaplıcalar; Mısırlılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından işletilmiş, bu sürekliliğiyle yüzyıllardan beri haklı bir üne kavuşmuştur. Kaplıca alanında yapılan arkeolojik kazılarda, termalizm ile ilgili tarihi eserlerin gün ışığına çıkarılması sağlanmıştır. Çevrede tapınak yıkıntılarına rastlanması, kaplıca tarihinin mitolojik devirlere kadar uzandığına, mitolojinin birçok tanrı ve tanrıçasının burada yıkandıklarına dair söylentilere kanıt olarak gösterilebilir. Elde edilen tarihi eserler kaplıca müzesinde sergilenmektedir. Türkiye’deki en geniş ve sağlam mozaik kolleksiyonu, bu müzenin değerli parçaları arasında yer almaktadır.

Gönen Kaplıcalan’nda sular üç önemli kaynaktan çıkmaktadır. Bunlardan ilki ‘Eski Kaynak’tır ki, hâlen kullanılmamaktadır. İkinci kaynak, ‘Büyük Kaynak’ da denilen ‘Mermerli Kuyu’dur. Üçüncüsü de, son olarak açılan ‘Çemberli Kaynak’tır. Bu kaynakların kaptajı bizzat doğa tarafından 275 metre derinlikte, tamamen doğal koşullarda tamamlanmış ve şifalı su, sızması muhtemel diğer yer üstü sularından ayrılmıştır. Suların bir kısmı, kaynaklardan motopomplarla çekilip tahta iskelelerden aşağı doğru akıtılarak soğutulmakta, sonra, banyolara direkt olarak verilen suya karıştırılarak suyun ısı derecesi düşürülmektedir. Şifalı sular, dünyada çok az rastlanır bir biçimde saf, temiz ve özelliklerini yitirmeden sunulmakta, halk arasında ‘Bano’ tabir edilen tarihi kubbeli hamamda bu suretle yıllardır şifa dağıtmaya devam etmektedir.

Madeni az ılıca ve içmeler grubunda incelenen kaplıca suyu; sodyum, sülfat, klorür, bikarbonat ve az miktarda da florür ve demir içermektedir. Kaynakların temperatürü 52 72°C, radyoaktiviteleri 0,82 eman, pH değerleri ise 7.27.36 arasında değişmektedir. Hipertermal ve hipotonik olan bu sular, karışık acı maden suları grubuna girer. 2 gramın üzerinde total mineralizasyon içermesi (0.590 mg/It. amonyum, 528.770 mg/lt. sodyum, 29.325 mg/lt. potasyum ve 278.637 mg/lt klor) özellikle içme tarzında kullanıldığı zaman, karaciğer ve safra yollarıyla böbreklerin fonksiyonel işleyiş mekanizmalarında kayda değer bir etki meydana getirecektir. Banyo tarzında kullanıldığında ise; bu civarda bulunan diğer sularda da görülen genel endikasyonları gösterecektir. Romatizmal sendromlar, kırıkçıkık sekelleri, ameliyat sonrası dönemlerde ortaya çıkan eklem sertlikleri de dahil olmak üzere, Iokomotör sistemin ağrı ve hareket güçlükleri, kireçlenmeler, çeşitli felçler, kas ağrıları, ağrılı ve iltihaplı kadın hastalıkları, kalın bağırsağın ağrılı, spastik iltihapları vs. ilk anda fayda görebilecek rahatsızlıklardır. Ayrıca bu sularda, kanda biriken yağ cisimciklerinin temizlendiği, normal sınırlara döndüğü, kanın heparin yapılmışcasına sulanıp iri parçalı yağ cisimciklerinden temizlenerek hareket kabiliyetinin arttığı görülür. Şu halde uygulanacak kürler, damar sertliğinin kan bulgularının düzeltilmesinde, buna bağlı nörolojik ve vasküler komplikasyon sekellerinin tedavisinde, bir de koruyucu hekimlik açısından, bu hususlarda orta yaşlılarda gelişme eğilimi gösteren komplikasyonların önlenmesinde değerlendirilmelidir. Nevralji, nevrit, zihni yorgunluk, çocuklardaki gelişme bozuklukları, müzmin nezle, bronşit gibi hastalıkların tedavisi için de tavsiye edilmektedir.

Emekli Sandığı, SSK ve BağKur gibi müesseselerce sevk edilen hastaların kabul edildiği Gönen Kaplıcalan’nda; batı standartlarında bir hizmet verilmektedir. Sağlık merkezinde uzman doktor ve uzman yardımcı personelin çalıştığı kaplıcada; kadın ve erkeklere mahsus iki adet kubbeli tarihi hamam, çamur banyoları, yüz on dokuz adet özel banyo, Fizik Tedavi Enstitüsü ile Hidroterapi Merkezi, buhar odası ve fizikomekanik yardımcı tedavi araçları bulunmaktadır.

Fizik Tedavi ve Hidroterapi Merkezi’nde; uzman hekim muayenesi, kısa dalga diatermi, ultrason, sualtı masajı, çeşitli duşlar, röntgen çekimi, lokal ve total masaj, eklem içi ve lokal derialtı enjeksiyonları, parafin banyoları vs. gibi tedavi çeşitleri uygulanmaktadır.

Kaplıca alanında her türlü ihtiyaca yanıt verecek tarzda konuşlandırılmış sosyal tesisler, restoranlar, yüzme havuzları ve kaplıca işletmesine bağlı olarak çalışan konaklama tesisleri bulunmaktadır. Bu tesislerin en önemlisi de, başlıbaşına bir termal merkez sayılması gereken Büyük Yıldız Oteli’dir.

Dört yıldızlı otel, 207 odada 414 yatak kapasitesiyle hizmet vermektedir. Otelde; tarihi dönemlerden kalma hamamlar, açık yüzme havuzu, 450 kişilik restoran, 250 kişilik açık büfe ve kahvaltı salonu, 200 kişilik toplantı salonu, sosyal ve sportif olanakların yanı sıra, birçok sağlık ünitesi de bulunmaktadır. Türk hamamı, arslanlı havuz, çeşitli tedavi havuzlan, sauna ve buhar banyoları, masaj odaları vs. bunların başhcalarıdır.

Diğer konaklama tesisleri; 118 yatak kapasiteli Park Otel ile 97 yatak kapasiteli Yeşil Otel ve 29 yatak kapasiteli Berlin Pansiyon’dur. Çok sayıda turist çeken Gönen’de, kaplıca yönünde uzanan ‘Kaplıca Caddesi’, tamamen otel, motel ve pansiyonlarla doludur, ilçe içindeki konaklama tesislerindeki yatak kapasitesi 5000’i bulmaktadır.

Rifat Efendi Kaplıcası

Rıfat Efendi Kaplıcası, Edremit’in 3 kilometre güneyindeki Bostancı köyüne giden yol üzerindedir. Romatizma ve böbrek rahatsızlıklarına iyi gelen bir kaplıcadır.

Yam Acı Suyu

Yam Acı Suyu, Merkez ilçeye bağlı Yam köyündedir. Suyu, romatizmal hastalıklara, cilt hastalıklarına iyi gelir. İçme olarak kulanılması ise, böbrek ve idrar yolları üzerinde rahatlatıcı etki yaratır.

Acısu Çermiği

Acısu Çermiği, Kent merkezine 2 kilometre uzaklıkta, tanınmış bir şifalı su kaynağıdır. Halk arasında kısaca ‘Acı Su’ diye tanımlanan az mineralli sülfatlı suların, böbrek rahatsızlığından şikâyetçi olan hastalara çok iyi geldiği bilinmektedir. Bu suların, idrardaki albümin oranını azaltıcı ve kanda birikmiş olan zehiri vücuttan dışarı atıcı etkisi vardır. Ayrıca, böbrek taşlarını erittiği gibi, yeni taşların oluşmasını da engeller. Sülfatlı sular, aç karnına günde iki kez 1-2 bardak içildiğinde, bu tür rahatsızlıklar için çok yararlı olurlar.

Çerçin Kaplıcası ve İçmesi

Çerçin Kaplıcası ve İçmesi, Burdur’a 10 kilometre uzaklıkta Çerçin köyündedir. ‘Çerçin Suyu’ olarak da bilinir. Kentin kuzeydoğusuna düşer. Sodalı soğuk sular grubuna dahildir. Sülfat içerdiğinden, aktığı yerde kırmızı bir tortu tabakası bırakır. Mide, bağırsak, karaciğer ve böbrek hastalıklarında yararlıdır.

Çan Kaplıcası

Çan Kaplıcası, ilçe merkezinin 1 kilometre güneyinde, Çanpazar mevkiindedir. Deniz seviyesinden yüksekliği 80 metredir.

Sodyum sülfatlı sular grubunda incelenen suyun temperatürü 46°C, radyoaktivitesi 15 eman, pH değeri 6.8’dir. Debisi yüksektir. Saatte 6000 metreküp su çıkar. Banyo tedavisi; mafsal romatizması başta olmak üzere, her türlü romatizma ve ağrılı hastalıklara, nevrit, nevralji ve kadın hastalıklarına önerilir. İçme olarak kullanıldığında ise; yumuşak bir etki yaratır. Az miktarda kalsiyum iyonunun bulunması diüretik tesir yapar. Karaciğer, safra kesesi hastalıklarında, bağırsakların görev bozukluklarında, böbrek ve idrar yollarındaki iltihapların giderilmesi ve taşların düşürülmesinde yararlıdır.

Kaplıcada; yedi adet özel banyo ile on iki adet sıra banyo vardır. Ulaşımı kolay olan kaplıcada turistik bir de otel (Ilıca Oteli) bulunmakta, yeterli olmaması durumunda, ilçedeki diğer otellerden (Ceyhan Oteli ile Yanık Motel) yararlanılmaktadır. İlçe merkezine yakınlığı nedeniyle sosyal gereksinim sıkıntısı çekilmez.