Keleşpınar Ilıcası

Keleşpınar Ilıcası, Mustafakemalpaşa yakınlarında, Gündoğ’du köyündedir. Bu nedenle ‘Gündoğdu Ilıcası’ da,denir. Asırlık meşelikler arasında, çok eski devirlerden kalma mermer bir havuzdur. Suyu sıcaktır ve banyo olarak kullanılır. Çeşitli hastalıklara şifalı olan suyu, bölge halkı tarafından çok rağbet görmektedir.

Akarca İçmesi

Akarca İçmesi, Kaplıca alanında bulunan ikinci içmedir. Meneviş Içmesi’yle aynı nitelikte olup, benzer endikasyon özelliklerine sahiptir. Ancak, suyundaki karbondioksit miktarı, Meneviş Içmesi’ne göre daha fazladır. (1080 mg/lt.) Total mineralizasyonun 23 gram arasında değişmesi ve eşik değere yakın demir içermesi, suyun etkileme gücündeki zenginliği hemen ortaya koyar.

Meneviş İçmesi

Meneviş İçmesi, Dümbüldek Kaplıcası alanında, kaplıca suyu kaynağından ayrı olarak kaynayan iki kaynaktan biridir. Diğer kaynak ise Akarca İçmesi’ni oluşturur. Sodalı maden suları kapsamındadır. Sodyumun yanı sıra kalsiyum da içerir. Litresinde 542 mg/lt. karbondioksit tespit edilmiştir. Isı derecesi düşük, debisi azdır. Sadece içme olarak kullanılmakta ve kaplıcada yapılacak banyo uygulamalarını tamamlamak amacıyla değerlendirilmektedir. Mide, bağırsak, karaciğer ve safre kesesi üzerinde etkili bir sudur.

Bademlibahçe Suları

Bademlibahçe Suları, Şehir merkezine daha yakın bir. bölgeden kaynayan bu sulara Bademlibahçe Suları ya da ‘Kaynarca Grubu Suları’ adı verilir. Bikarbonatlı, sülfatlı, sodyum ve kalsiyumlu, metaborikasit ve florür içeren, hipertermal (7083°C) ve hipotonik sulardır.

Bademlibahçe Suları ile Kaynarca Kaplıcası, Yeni Kaplıca, Karamustafapaşa ve Kükürtlü kaplıcaları beslenmektedir. Sularının radyoaktivitesi 48 emandır. Bu suların en dikkati çeken özelliği, bugün Uludağ Üniversitesi Atatürk Hidroterapi ve Rehabilitasyon Merkezi’ne dönüşmüş Kükürtlü Hamam’ın bahçesinden çıkan 3’üncü kaynağın, kükürtlü hidrojen bakımından bölgenin en zengin kaynağı olmasıdır.

Gerek Vakıfbahçe ve gerekse Bademlibahçe sularıyla tedavi edilen hastalıkların başında romatizma ve nevralji gelir. Buyyo romatizmasında; ateş düştükten sonra, Bursa’nın kaplıca sularıyla beslenen Türk hamamlarında çabuk iyileşme sağlanır. Romatoid artritli hastalarda, banyo tedavisi çok daha yararlı olur. Artrozlarda ise, terleme ve buğulamadan çok faydalanılır. Bu tür hastalarda aynı zamanda nörovejetatif sistem düzensizliği bulunduğu gibi, beslenme bozukluğu ve hormonal dengesizlikler de vardır. Bursa’nın radyoaktif suları bu rahatsızlıkların giderilmesinde önemli rol oynar.

Radyoaktif maddelerin vücuda fazla miktarda girmesi, toksit ve tahrip edici etki yapar. İlkin kalp üzerinde, daha sonra da epitel hücreleri üzerinde etkisi görülür. Bunun dışında radyoaktivitenin cinsel organlar, sinir ve beyin merkezleri üzerinde de büyük etkisi vardır, ilk zamanlarda radyoak tivitenin tesiriyle bu organlarda bir kan dolaşımı artışı gözlenir. Radyoaktivitenin tesiri arttıkça dokular da harap olur. Bu durumda radyoaktiviteyi her hastalığa göre belirli bir ölçüde kullanmak gerekir. Kaplıca tedavisinde, hücerelerin faaliyetini savlayıcı, eksite edici dozda radyoaktivite uygulanması doğru olur.

Emanasyon durumunda bulunan radyoaktivite, banyo sırasında deriden ve soludum yollarından vücuda girer. Hücrelerin içine kadar yayılan emanasyonun ürik asit üzerinde eritici tesiri vardır. Radyoaktif banyolardan sonra idrarda ürik asit miktarı artar, kanda ise azalır. Bunun sonucunda eklemlerdeki tofüsler erir, kaybolur. Bu nedenle gutlu hastaların kaplıca sularıyla tedavisinden çok iyi sonuçlar alınır. Kobaylar üzerinde yapılan deneylerde, tofüs oluşturulduktan sonra emanasyon tedavisiyle bunların kaybolduğu görülmüştür.

Emanasyonun ayrıca idrarı arttırıcı etkisi de vardır. Az miktarda vücuda giren emanasyon, bütün hücrelerde büyük bir faaliyet yaratır. Bünyedeki diyastazların tesir kudreti artar, eksik hormon salgılarında çoğalma olur. Bilindiği gibi, nörovejetatif sinir sisteminin işlemesi hormon düzenine sıkı sıkıya bağlıdır. Emanasyon etkisiyle hormonların oranı normale döndüğü gibi, sempatik sistem denkleşmesi de sağlanır.

Bir de emanasyonun lökositler üzerindeki etkisi pek önemlidir. Lökositlerin sayısını çoğaltmaz, fakat lökositleri parçalayarak çok çekirdekli lökositler meydana getirir. Lökosit çekirdeklerinin, diyastazların doğmasında büyük rolü vardır. Lökositlerde gelişen bu olay nedeniyle kandaki fermanlar çoğalır ve emanasyonun antitoksik ve ürik asidi eritici etkisi ortaya çıkar.

Emanasyon, aynı zamanda damarları genişletir, kan basıncını düşürür. Fakat bunların hepsinin üstünde, sinir sistemi üzerindeki yatıştırıcı etkisiyle nevraljililerin çabuk iyileşmesini sağlar. Nevrit ve polinevritlerde, sinirin erken rejenere olmasını temin eder.

Yine emanasyon, beslenme faaliyetinin arttırılmasında, adale atrofilerinde önemli rol oynar. Uzun süredir kaynamayan kemik kırıklarında, kaplıcalarda yapılacak banyolardan çok kısa süre sonra kaynama gerçekleşir ve atrofiler geçer.

Kadın hastalıklarından; aneksit, metrit, parametrit, amenore ve dismenore olaylarında vajen duşundan ve banyolardan çok faydalanılır.

Bursa’nın şifalı sularıyla kobaylar üzerinde yapılan deneylerde, bu suların antianafilaktik etkisi olduğu da tespit edilmiştir. Bu nedenle Bursa kaplıcaları, ürtiker, egzema, astım gibi bazı allerjik hastalıklara da iyi gelmektedir.

Vakıfbahçe Suları

Vakıfbahçe Suları, Bursa’nın Çekirge semtinde bulunan suların en önemlileri, Vakıfbahçe denilen yöreden kaynayan sulardır. Tüneller yoluyla aşağıya indirilen bu sular, yolda başka kaynaklardan aldıkları birtakım sularla da beslenir. Esas kaynak Vakıfbahçe Kaynağı olup, temperatürü 4850°C dolayındadır. Çelik Palas Oteli’nin suyu bu kaynaktan gider. Zeyni Nine Bahçesi ve Iskara kaynaklarının suları ise, Askeri Hastane ile bölgede bulunan bütün otellerin (8 turistik tesis, 15 belediye ruhsatlı tesis ve 2 hamam) banyolarını beslemektedir. Ayrıca bölgede; Vakıfbahçe suları grubuna giren ve ‘Erkek Su’ tabir edilen, kaynakları belirsiz bazı kaçak sular da vardır. Garipler Altı Kaynağı, Rifat Bey Kaynağı, Küplüce, Horhor ve Cıkcık suları bunların en önemlileridir. Diğerleri; Cin Hamamı Kaynağı, Mevlevi Şeyh Bahçesi Kaynağı, Dabak Eşref Kaynağı ve Bekir Hamamı Kaynağı’dır.

Kaçak kaynakların bileşimleri benzer özellikler gösterse de, sıcaklıkları değişmektedir. İzotermal olan bu sular ortalama 3637°C sıcaklıkta, ‘Erkek Sular’dır. Vakıfbahçe kaynağıyla beslenen sular ise; acı bikarbonatlı, sıcak ve radyoaktif sulardır. Radyoaktiviteleri 3329 Pci/lt.=33.29 emandır. Kalsiyum ve magnezyum içerirler.

Toprakobası Ilıcası

Toprakobası Ilıcası, Pazarköy bucağında olup ‘Kum Ilıcası’ diye de bilinir. Hıdır-Iar Kaplıcası ise, Hamdibey beldesindedir. Sülfattı, sıcak, oligometalik bir sudur. Kadın hastalıklarına, nevralji, kalp-damar, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarına, beslenme bozukluklarına tavsiye edilen bir kaplıcadır.

Küçükçetmi Ilıcası

Küçükçetmi Ilıcası, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu beldesindedir. Sıcaklığı 14°C olup, karbondioksit içerir. Başta nevralji olmak üzere, romatizmal hastalıklarda, kalp-damar ve solunum yolu rahatsızlıklarında yararlı bir sudur.

Tuzla Köyü Ilıcası

Tuzla Köyü Ilıcası, Ezine’nin Tuzla köyündedir. Olağanüstü sıcaklıkta (105°C) bir kaynaktan çıkmaktadır. Köyün arkasındaki vadide ise, çok sayıda doğalgaz çıkışı görülmekte, hatta bu yörenin altından lav ırmaklarının aktığı, ses ve titreşim olarak açıkça hissedilebilmektedir. Suyunun sodyum klorür içerdiği tespit edilmiştir. Mutlaka değerlendirilmesi gereken bir bölgedir.

Keçeli Ilıcası ile Kocaçakrak Kaynağı Gayzer Suyu

Keçeli Ilıcası ile Kocaçakrak Kaynağı Gayzer Suyu, Ezine’deki bu iki şifalı su kaynağı ortak özelliklere sahip olup, tuzlu sıcak maden suları grubuna dahil sulardır. Radyoaktif madde içerirler. Romatizma, kadın hastalıkları, solunum yolları ve kalp-damar rahatsızlıklarında yararlanılır.

Ilıcadere Kaynağı

Ilıcadere Kaynağı, Bayramiç’in Ilıcadere mevkiindeki bir içmedir. Sodalı soğuk maden suları grubundadır. Mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi üzerinde yararlı etkileri görülür.