Kükürtlü Kaplıca

Kükürtlü Kaplıca ‘Uludağ Üniversitesi Atatürk Hidroterapi ve Rehabilitasyon Merkezi’: Bursa kent merkezinde bulunan son kaplıca grubu, eski adıyla söylemek gerekirse Kükürtlü Kaplıca’dır. Çekirge caddesinin ovaya bakan kesiminde, 23.173 metrekarelik bir alanda, deniz yüzeyinden 190 metre yüksekliktedir.

Kükürtlü Kaplıca, Bursa’nm tarihi en eski ve önemli kaplıcalarından biridir. Küçük Kükürtlü (Kadınlar Hamamı) ve Büyük Kükürtlü (Erkekler Hamamı) olarak ikiye ayrılır. ‘Bursa Hamamları’ isimli eserde; ‘Bu kaplıcaları, Osmanlı hükümdarlarından I. Murat, 1389 yılından önce yaptırmış ve Allah rızası için vakfetmiştir” denilmektedir. (Bursa sicilleri 231Shf.44). Yine aynı eserde; “Eskiden Arapoğlu Hamamı diye kayıt altına alınan ve Kadınlar Kükürtlüsü diye de anılan hamamın, Beyazidi Veli’nin oğlu Sultan Mahmut’un kızı Hançerli Fatma Sultan’ın vakfı olarak 1739 yılında kiraya verildiği” bildirilmektedir. (Bursa sicilleri 338shf.l8)*

14811512 yılları arasında, II. Beyazıt zamanında restorasyonu tamamlanan ve yeni eklentiler yapılan kaplıcaya, 19’uncu yüzyıl ortalarında birkaç otel odası da ilave edilmiştir. Daha sonra özel mülkiyete geçen hamamların çevresi, konaklama amaçlı olarak üç taraftan büyütülmüştür. Daha sonra kuzeyine ve güneyine uzun sıra banyolar eklenerek son şeklini alan Kükürtlü hamamlar, günümüze dek otel olarak kullanıla gelmiştir.

1978 yılında Uludağ Üniversitesi senatosu, oteli kamulaştırma karan almış ve tesisler 1981 yılında üniversiteye teslim edilmiştir. 1983 yılında yeni düzenlemelerle tekrar iş

Bursa’da bulunan vakıfların en büyüğü ve en zengini, 1616 yılında kurulan Beyazidi Veli’ye ait vakıftı. Eski Kaplıca, Çekirge ve Kükürtlü hamamları bu vakfın yönetiminde idi. Bunların başında da hoca kıyafeti giyen ve peygamber soyundan olan Emirgazi oğlu Seyyid Cafer Paşa adında bir Arap bulunmaktaydı. ‘Arapoğlu Hamamı’ diye anılmasının nedeni de budur.

letmeye açılan Kükürtlü Otel ve Kaplıcası, çevresinde bulunan eski yapıların da elden geçirilerek restorasyonu sonucu, 1985 yılında komple bir sağlık kurumu olarak hizmete sokulmuştur.

Buna da bakın:  Yaraşsın Kaynağı

Uludağ Üniversitesi Atatürk Hidroterapi ve Rehabilitasyon Merkezi adı altında faaliyete geçen tesiste; girişteki bina konaklama (200 yatak kapasiteli) ve restoran olarak kullanılmaktadır. İkinci bina, yönetim bürolarını ve poliklinikleri kapsamakta, üçüncü bina ise, büyük tedavi havuzu, üç adet küçük havuz, kırk adet özel tedavi küveti, egzersiz salonları, fizik tedavi ve dinlenme bölümlerinden oluşmaktadır.

Bileşiminde, bikarbonat, kalsiyum, magnezyum ve sülfat bulunan kaplıcanın suyu, oligometaliktir. Debisi 7 İt/sn. temperatürü 78°C, radyoaktivitesi 2.12 eman, pH değeri 6.44’tür. Litrede 1 gramın üstünde kükürt içerir. Serbest karbondioksit oranı ise, 281 mg/lt. olarak ölçülmüştür.

Şu anda, romatizmal hastalığı olan hastaların rehabilitasyonu ve cerrahi ortopedi tedavileri için kullanılan tesiste, kesin tanısı konmuş ve kaplıcaya gitmesinde hiçbir engel olmadığı etraflı klinik ve Iaboratuvar muayeneleriyle saptanmış hastalar, araya başka bir hastalık veya sorun girmediği takdirde, kaplıca sularından büyük oranda yararlanabilmektedirler.

Comments are closed.