Sağlık Doğal Kaynak Suyu

Sağlık Doğal Kaynak Suyu: ilçenin kuzeyindeki ünlü mesire yerlerinden Karagöl’ün yemyeşil çamlarıyla süslü Kavak Dağı zirvesinden kaynayan doğal bir sudur. Dolum tesisinin ilçeye 3 kilometre uzaklıktaki Aşağı Çavundur köyünde bulunduğu işletme, 1992 yılından bu yana üretim yapmaktadır. Sağlık Kaynak Suyu’nun sertlik derecesi 7.1, total sertliği ise 1.0 (Fr°)’dir.

Nallıhan ilçe sınırları içinde de maden suyu kaynakları bulunmuştur. Nallıhan Maden Suyu’nun ekonomiye kazandırılması yönünde çalışmalar yapıldığı, ancak henüz piyasaya sunum safhasında olmadığı ifade edilmektedir.

Sey Hamamı

Sey Hamamı, Kızılcahamam’a 13 kilometre uzaklıkta, Çerkeş yolu üzerindeki Güvem bucağı yakınlarında, Sey köyündedir. Birçok yabancı gezgin tarafından gezi haritalarında ‘Şah Hamamı’ olarak isimlendirilmiştir. Tarihi çok eskilere dayanmasına rağmen, geçen süreç içinde bir türlü modern bir görünüme kavuşturulamamıştır.

Sey Hamamfnın suyu; madeni az sular grubunda incelenmiştir. Sodyum bikarbonatlı, kalsiyumlu bir sudur. Temperatürü 43°C, radon miktarı 0.51 m.m.c. ve pH değeri 6.2’dir.. Bu duruma göre; Bursa’nın Çekirge suları ile aynı özellikleri taşımaktadır.

Banyo tedavisi; romatizma, nevralji, nevrit, polinevrit ve kadın hastalıklarına faydalıdır. Serbest karbondioksit miktarı 0.413 gram olduğundan, havuza girildiği zaman vücut üzerinde gaz taneciklerinin toplandığı görülür. Geç kanayan kırıklar, eklem tutulmaları ve kasıntılı yarım felçlere çok iyi gelir. Hamamın girişinde; “… romatizma, siyatik, kireçlenme, egzama ve mantar gibi birçok hastalığa iyi geldiği…” yazılıdır.

Kalsiyum bikarbonatlı olan bu sudan içildiğinde; diüretik etki gösterir. Yemeklerden önce soğutularak içilirse iştahı açar ve sindirimi kolaylaştırır.

Sey Hamamı’nda; biri kadınlara ait olmak üzere iki tesis bulunmaktadır. Tesislerin içinde 3×3 metre ebadında tedavi havuzları vardır. Sular bu havuzların dibinden kaynar.

Hamamın civarında dinlenme yerleri ve yeterli sayıda ev pansiyonları vardır. Gelen ziyaretçiler ihtiyaçlarını Güvem bucak merkezinden karşılarlar. Sık çam ormanlarıyla kaplı alanda kurulu tesisten, hem dinlence ve hem de sağlık amaçlı yararlanmak mümkündür.

Altınsu Doğal Kaynak Suyu

Altınsu Doğal Kaynak Suyu, Soğuksu Milli Parkı’nın içinden kaynayan bir sudur. ‘Kızılcahamam Altın Suyu’ diye de adlandırılmaktadır. İlçedeki diğer şifalı kaplıca sularının sağladığı ün kadar üne sahiptir. İçimi güzel, lezzetli bir südur. Bu alanda, her yıl Kızılcahamam Belediyesi tarafından. ‘Su Festivali’ düzenlenmekte ve belde halkının şifalı sulara olan minnet duyguları, yapılan çeşitli etkinliklerde dile getirilmektedir.

Kızılcahamam Maden Suyu

Kızılcahamam Maden Suyu, ilçeye 4 kilometre uzaklıkta, denizden 1050 metre yükseklikteki bir alanda kaynamaktadır. Daha önce bu suya; Acısu, Vişi, Akkara maden suyu gibi adlar takılmıştır.

Kızılcahamam Maden Suyu; dünyadaki benzerleri arasında ikinci sırayı almakta olup, sıcaklığı 18.5°C, radyoaktivitesi 8.7 eman, pH değeri 6.2’dir. Sodyum, kalsiyum, magnezyum içeren, bikarbonatlı, klorürlü, karbogazöz ve oligometalik sular grubundadır.

İçme tedavisi olarak; kaynak başında içme kürleri tarzında bir uygulama ön görülür. Sindirim sistemi, karaciğer, safra kesesi ve pankreas üzerinde hareketli ve salgıyı arttırıcı tesiri olmaktadır. Kan seviyesi dengesizliklerinde, yağların birikmesinde, metabolizma hastalıklarında, diyabet, gut ve şişmanlık hallerinde tavsiye edilmektedir.

Ülke çapında satışa sunulan Kızılcahamam Maden Suyu’nun günlük üretimi 15 bin şişe civarındadır.

Kızılcahamam Acısu Kaplıcası

Kızılcahamam Acısu Kaplıcası: İlçeye 4 kilometre uzaklıkta, Kızılcahamam Maden Suyu’nun çıktığı yöredeki bir dere yatağından kaynamaktadır. İlçenin kuzeybatı yönüne düşer. Suyunda, 1809.25 mg/lt. oranında karbondioksit gazı vardır. Bu haliyle, Kızılcahamam yöresinin en gazlı suyu olma özelliğine sahiptir. Temperatürü 34°C, radon değeri 0.39 m.m.c. ve pH değeri ise 6.2’dir.

Suyun içme olarak kullanılması durumunda; diğer suların iyi geldiği hastalıklar için yararlı olmakla birlikte, sıcaklığının 34°C olması nedeniyle dolaşım sistemi hastalıklarının tedavisinde son derece etkili olacaktır. Sudaki serbest karbondioksit miktarının oranı da zaten buna uygundur.

Banyo tedavisinde ise; nutrisyon hastalıklarına iyi geldiği gibi, andarterit abliterantlı yüksek tansiyonlu hastalarda ve hiposistoli dönemindeki miyokarditlerde çok iyi sonuçlar alınır. Bir seri banyo küründen sonra ekstrasistollerin kaybolduğu görülür, kalbin atışı düzene girer. Kalp nevrozlarında alınan sonuç daha önemlidir. Bu gibi hastalar bir mevsimlik banyo tedavisinin ardından rahatsızlıklarından tamamen kurtulurlar. Anfizem ve bronşitli hastalarda sağ kalbin yorgunluğu ve yetersizliği hallerinde, bu banyodan çok iyi sonuçlar elde edilir. Ancak, dolaşım sistemi hastalıklarında, hiç değişmeyen ve kriz döneminde bulunan hastalar bu kaplıcaya girmemelidirler.

Kaplıcanın içinde bir adet genel havuz bulunur. Etrafından sızan sularla tıbbi çamurlar oluşmuştur. Bu çamurların bazı cilt hastalıklarına iyi geldiği için rağbet gördüğü söylenmektedir. Kaplıca yöresinde konaklama mümkün olmadığından, bu kaplıcadan yararlanmak isteyenler ilçedeki tesislerden yararlanabilirler.

Büyük Kaplıca, Küçük Kaplıca ve Acısu

Büyük Kaplıca, Küçük Kaplıca ve Acısu: Ankara’ya 76 kilometre uzaklıkta olan bu kaplıcalar, ilçe merkezinde, Kâzım Karabekir Caddesi üzerindedir..Kaplıca alanının denizden yüksekliği ortalama 975 metredir.

Büyük Kaplıca; sodyum bikarbonatlı, karbondioksitli ve arseniklidir. Ancak, 100 metre yukarısında yer alan Küçük Kaplıca ile, yine aynı yerde bulanan Acısu’nun içeriği ise aynıdır. Sodyum bikarbonatlı, klorürlü ve arseniklidir. Büyük Kaplıca’nın temperatürü 47°C, radyoaktivitesi 16 eman, pH değeri 7.6’dır. Küçük Kaplıca’nın temperatürü 43.5°C, radyoaktivitesi 3.3 eman, pH değeri 7.6, Acısu’nun ise temperatürü 34°C, pH değeri ise 6.2’dir.

İçme tedavisi; özellikle hipostenik mideler, karaciğer ve safra yolları hastalıklarına çok yararlıdır. Nutrisyon ‘beslenme’ faaliyetini arttırır. Bu sularda arseniğin bulunuşu ve iklim koşullarının uygun oluşu, lenfatik hastaların ve çocukların iyileşmesinde önemli derecede rol oynar.

Banyo tedavisi; romatizmal hastalıklar başta olmak üzere, eklem kireçlenmeleri (artrozlar), omurga kireçlenmeleri (spondilozlar, spondiloartritler ve osteokondrozlar), ankilozan spondilit, romatoid artrit, periartrit, tendinit, tendoperiostit, bursit, fibrosit, sellülit gibi yumuşak doku romatizmaları, siyatik, serviko braşiyal ve interkostal nevraljiler, felçler (hemipleji, parapleji, polio ve benzerleri), ameliyatlardan, yaralanmalardan ve kazalardan geride kalan sekeller, eklem hareketlerindeki kısıtlanmalar (kontraktörler), spor yaralanmaları, salpenjit, overit, metrit, parametrit ve adneksit gibi kadın hastalıkları, ruhsal yorgunluk ve sinirsel gerginlikler (vejetatif distoni), dolaşım sisteminin işlemeye bağlı (fonksiyonel) bozukluklarına tavsiye edilmektedir. Serpintileme ve buğu tedavisi ise; solunum yolları hastalıklarına iyi gelmektedir.

Bu grupta bulunan kaplıcaların suyu; hafif tuzlu, karbondioksitti, kalevi bikarbonatlı maden suları sınıfına dahildir. Daha sonra sözünü edeceğimiz kaplıcalarda ise, tuz ve karbondioksit miktarında belirli bir artış görülmektedir. Bu da, bir taraftan mineralizasyonu yükseltirken, diğer taraftan medikal etkilerin güçlenmesine yol açmaktadır. Her üç suyun ortalama temperatürü 4142°C civarında bir ısı gösterir. Medikal değerlendirmede; bu suların içme tarzında kullanılması durumunda karaciğerde, safra kesesinde, mide ve bağırsaklarda olumlu etkileri görülür. Sindirim sistemi üzerinde sökretuvar ve kontrativ mekanizmayı uyarır. Banyo tarzında kullanıldığında ise; doğal sıcaklıkları ve içeriğindeki karbondioksit oranıyla vazodilatatör bir etki gösterir. Kan dolaşımını üst deriye çeker. Sol kalp üzerindeki yükü azaltır. Vazodilatatör etkisiyle, tıkanmış olan periferik damarların besleyemediği bölgelerde vaskülasyonun gelişmesine ve dolaşımın düzelmesine yardımcı olur.

Erimiş kimyasal maddeler ve yüksek radyoaktivite bakımından yurdun en şifalı sularından olduğu (4’üncü sırada), Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından hazırlanan raporlardan anlaşılmaktadır. Bu raporların ışığı altında kaplıcalar, banyo alım yeri olmaktan çıkarılarak sabit tedavi merkezleri haline dönüştürülmüştür. Büyük Kaplıca’da bulunan Fizik Tedavi Enstitüsü’ndeki uzmanlar, modern cihazların.da yardımıyla hemen her türlü hastalığı tedaviye çalışmaktadırlar.

Kaplıcalarda; kadın ve erkekler için tedavi havuzları, özel banyo odaları ve diğer yardımcı üniteler bulunmaktadır. 70 yataklı turistik Kaplıca Oteli’nin ve Emekli Sandığı’nca yaptırılan 80 yataklı turistik Toleyis Otelimin dışında, ilçede çok sayıda otel, motel ve pansiyon bulunmakta, bunların toplam yatak kapasitesi 2500’ü bulmaktadır. Bunlar arasında; Soğuksu Milli Parkı içinde 45 odada 96 yatakla’hizmet veren 3 yıldızlı Çam Oteli, konaklama bakımından önerilebilecek otellerin başında gelmektedir.

Haymana Kaplıcası

Haymana Kaplıcası, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde işletilmiş tarihi değeri haiz kaplıcalarımızdandır. İlçenin eski adının ‘Yabanhamamı’ olması ve 19’uncu yüzyılda şifalı sularının bir bölümünün bazı bağlantılarla Ankara’ya nakli için çalışmalar yapılması, buraya verilen önemin büyüklüğünün bir göstergesidir.

Haymana Kaplıcası’nın suyu, madeni az sular grubuna dahildir. Kalsiyum, sodyum, magnezyum, bikarbonat ve karbondioksit içerir. Temperatürü 46°C, radyoaktivitesi 1.55 eman, pH değeri ise 7.6’dır. Toplam debi miktarı 4.8 İt/sn.dir.

Bütün bir yıl boyunca açık bulunan kaplıcanın, suyunun içilmesi pek tavsiye edilmese de, içimi halinde belirli bir diüretik etki gösterir. 10001500 gramlık kaplıca suyu, aç karnına içildiğinde, bir saat içinde bol miktarda idrar söktürür. Bu yolla, idrar yolu iltihaplarında, küçük taş ve kumların dökümü arzulandığında, içme tedavisi iyi gelir. Su bikarbonatlı olduğu için içimi de kolaydır.

Banyo tedavisi ise; her çeşit romatizmalılar, nevralji, nevrit, polinevrit, artritliler için şifa kaynağıdır. Kadın hastalıklarından; aneksit, perimetrit, parametrit, amenore, dismenore ve âdet hali bozuklukları için tedavi edici özelliklere sahiptir.

Kırıkçıkıklardan sonraki eklem bozukluklarında, hemiplejilerde ve çocuk felçlerinde de kaplıca suyundan istifade edilir. Bazı allerjik hastalıkların Haymana kaplıcalarında, sona erdiği çok görülmüştür. Dermatozlular, bronşiyal astımlılar ve hatta bazdovlular, 21 günün sonunda sağlıklarına kavuşmuşlardır.

Haymana, aslında gerçek bir kaplıca beldesidir. Uluslararası Şifalı Su Kaynakları Araştırma Merkezi’nin 30 ülkede yaptığı araştırmalar sonucu; Haymana Kaplıcası’nın nitelik bakımından Fransa’nın ünlü Vichy kaplıcalarının ardından ikinci sırayı aldığı bildirilmiştir. Suyu, kalevi ve toprak kalevili, bikarbonatlı, karbondioksiti sular grubuna girer. İçildiğinde 1 gramın altında içerdiği total mineralizasyonu ile daha çok oligometalik suların diüretik etkisini gösterir. İçerdiği karbondioksit ile içme kürleri yapıldığında; mide, karaciğer ve pankreas üzerinde çok hafif bir etki oluşturabileceği düşünülebilir, içme suyu olarak şişelendirilerek değerlendirme yoluna gidilmesi önerilmiştir. Kaplıca tedavisinde daha ziyade karbondioksitin etkisi önemini korur. Hipertansiyonlu hastalarda tansiyonu düşürücü bir etki oluşturur. Kan dolaşımını genişlettiğinden, kanın atardamarlar yoluyla drenajını kolay, laştırır. Sol kalp üzerinde olumlu bir etkilemeyle onu korur. Solunum hareketlerinde derinleşme ve rahatlama meydana getirir. Bronşiyal astım vakalarında müsekkin tesiri gösterir. Akciğer daralması sendromlarında ve periferik dolaşımı ilgilendiren kardiyovasküler sistem hastalıklarında, damar sertliklerinde, kan dolaşımından oluşan tıkanıklık durumlarında yararlı bir sudur.

Haymana Kaplıcası’nın kaynakları çok zengin olup, saniyede 4 litre su vermektedir. Bu özelliğiyle günde 1000 kişinin yıkanmasına yetecek kapasitededir. Kaplıcanın suyu, havuzlarda toplandığı zaman, ayrıca soğuk su ilavesine gerek kalmadan banyo alınabilir. Uzmanlar, bu niteliğinden dolayı tedavide çok iyi sonuçlar alındığını ifade etmektedirler.

1972 yılında hizmete soktuğu yeni kaplıca binasıyla ilk atılımı yapan Haymana Belediyesi, daha sonra bu hizmetlerini daha da ileriye götürerek ilçeyi modern bir tesise kavuşturmuştur. Bunu, özel işletmelerin ve kişisel girişimcilerin yatırımları izlemiştir. Belediye’ye ait kaplıca tesislerinde; tedavi amacına yönelik bölümlerin yanı sıra, bir de Fizik Tedavi Merkezi bulunmaktadır. Uzman doktorların görev yaptığı bu merkezde, hastaların sağlık sorunları büyük bir titizlikle incelenmekte ve yapılan öneriler doğrultusunda kaplıcalardan yararlanmaları sağlanmaktadır.

Haymana, konaklama sıkıntısının yaşanmadığı ender ilçelerimizden biridir. Hemen her taraf otel, motel ve pansiyonlarla doludur. Kaplıcalara yönelik akın, ilçenin daha modern otel ve pansiyonlara kavuşmasını sağlamıştır. Özellikle yaz aylarında yükselen yoğunluk, yatak kapasitesini 5000’in üzerine çıkarmaktadır. Konaklamanın yeterli olmadığı durumlarda, kaplıcanın arkasındaki geniş araziye çadır kurmak da mümkündür. Ziyaretçilerin her türlü gereksinimi ilçe merkezinden sıkıntısız karşılanmaktadır.

Konaklama konusundaki önerilere gelince; 60 odada 120 yatak kapasitesine sahip Termal Otel, Belediye Parkımın hemen yanı başında bulunmaktadır. Tek yıldızlı Cimcime Otel, 34 odada 68 yatakla hizmet vermekte ve Turizm Bakanlığı belgeli Reyhan Pansiyon ise 15 odasında 27 yatakla üçüncü sırada yer almaktadır.

Haymana’nın, direkt Ankara ile irtibatının dışında, Polatlı bağlantılı Eskişehir yönüne ve Kulu bağlantılı olarak da Konya yönüne çıkışı vardır. Düzenli ve sürekli ulaşım imkânlarından en üst derecede yararlanmak mümkündür.

Karakoca Maden Suyu

Karakoca Maden Suyu: Ankara yönünden Beypazan’na gelirken, ilçe girişinden sağa ayrılan Kıbrısçık yolu üzerinde, İnönü vadisindeki iki ayrı yerden kaynayan doğal bir sudur. Büyük Karakoca kaynağı ilçeye 8 kilometre, Küçük Karakoca kaynağı ise 3 kilometre uzaklıktadır. ‘Beypazarı Maden Suyu’ adı altında 1989 yılından bu yana piyasaya verilen suyun dolum tesisleri ise tam ortada, 6’ıncı kilometrede bulunmaktadır. Renksiz, içimi kolay, midevi bir sudur. pH değeri 7.5 civarındadır.

Ankara’nın güney yönünde yer alan ilçelerinden Haymana, il merkezine 74 kilometre uzaklıkta kaplıcalarıyla ünlenmiş bir ilçemizdir. Denizden 1200 metre yükseklikte konuşlanmış ilçe, adını verdiği kaplıcalarıyla tanınmaktadır. Haymana, sağlık turizminin odak noktalarından biridir ve ilçenin en önemli gelir kaynaklarından birini kaplıca hareketi oluşturmaktadır.

Kapullu Kaplıcası

Kapullu Kaplıcası, Beypazan’nın 30 kilometre güneyinde, Kapullu köyü yakınındadır. Su sıcaklığı 40°C olan kaplıca; karaciğer ve safra yolları rahatsızlıklarına, cilt hastalıklarına yararlıdır. İlçe merkezinden sürekli ulaşım olanağı bulunmaktadır.

Beypazarı İçme ve Kaplıcaları

Beypazarı ilçesi; Ankara’dan 100, Ayaş’tan 40 kilometre uzaklıktadır. Şifalı su kaynakları bakımından ilin önde gelen ilçelerinden biridir.

İlçedeki en önemli kaynak; dört ayrı kaplıca ve içmenin bir grup oluşturduğu, gerek dağıttığı şifa, gerekse sağlık turizmine yaptığı katkı nedeniyle her yıl binlerce kişinin uğrak yeri olan ve Beypazarı İçme ve Kaplıcaları adıyla da anılan sıcak su kaynaklarıdır.

Kaynaklara; Ayaş-Beypazarı karayolunun 33’üncü kilometresinde, Gömlek Köprüsü’ne gelmeden sola ayrılan bir yolla ulaşılır. Beypazan’na 15 kilometre uzaklıktadır. İki dağ arasına sıkışmış gibi duran bir derenin her iki tarafında 9 adet şifalı kaynak yer almaktadır. Derenin 20 metre kadar yükseklikte oluşturduğu şelâle, kaynakların 5’ini vadinin yukarı tarafında, 4’ünü de aşağı tarafında bırakmıştır.

Beypazarı içme ve Kaplıcalarımda iki adet kaplıca ve iki adet içme vardır. Bunlardan Dutlu Kaplıcası yukarı kaynak bölümündedir. Kaplıcaya ‘Dutlu Hamamı’ da denmektedir. Hamamın biraz alt tarafında Dutlu İçmelerimi oluşturan üç kaynak bulunmaktadır. Tahtalı Kaplıcası ise, 4×3.5 metre ebadında bir havuzdan ibarettir. ‘Tahtalı Hamamı’ da denilen kaplıcada, şifalı su bu havuzun içinden kaynamaktadır. Suyun debisi yüksektir. Tahtalı Hamamı’na nazaran derenin karşı yamacında kalan Vezirsuyu Gençlik İçmesi ise, Türkiye’de bugüne kadar bilinen suların içinde en yüksek radon radyoaktivitesine (856 eman) sahiptir. İçme; ‘Tahtalı Vezir İçmesi’ diye de anılmaktadır.

Dutlu Hamamı’nın suyu; kalsiyum klorür, sodyum sülfat, karbondioksit ve radonlu, Tahtalı Hamamı’nın suyu; sodyum klorür, kalsiyum sülfat, karbondioksit ve radonlu, Vezirsuyu Gençlik İçmesi’nin ise; sodyum klorür, kalsiyum, karbondioksit ve radonlu sular grubuna dahildir. Dutlu’daki hamam suyu sıcaklığı 45°C, radyoaktivite 23 eman, pH değeri 6.48’dir. Tahtalı Hamamı’nda ise bu durum biraz farklıdır. Suyun temperatürü 50°C, radyoaktivitesi 43 eman, pH değeri ise 6.78’dir.

Dutlu lçmesi’ndeki kaynakların su sıcaklıkları 4144°C, radyoaktivite 60 eman ve pH değerleri 6.467.04 arasındadır. Bu durum Vezirsuyu Gençlik lçmesi’nde; temperatür 45°C, radyoaktivite 856 eman, pH değeri 6.65 şeklinde değişiklik gösterir.

3 gramın üstünde total mineralizasyon içeren bu maden suyu; 45°C civarındaki soğutulmasına gerek duyulmayan ideal sıcaklığı ve içeriğindeki karbondioksit ve radyoaktif gazlarının zenginliği ile dikkati çeken kalevi ve toprak kalevili bir maden suyudur. Bu özellikleri nedeniyle çok değişik etkiler beklenebilir. Zengin radyoaktif gazlara sahip olması,’ endokrin sistem üzerinde uyarıcı bir tesir meydana getirir. Ürik asit değerini düşürür. Yarım grama yaklaşan karbondioksit, üst derideki kan dolaşımını açarak kanın buralarda toplanmasına neden olur. Hipertansiyonlu hastaların tedavisinde önemli derecede etkilidir. Kan dolaşımında tıkanıklık gösteren damar sertliğine bağlı sendromlarda da tedavi amacıyla kullanılır. Bu banyolarda sol kalp üzerindeki yük kalkar, dolaşımda daha rahatlatıcı şartlar oluşur. Solunum hareketleri derinleşir, fakat hız kazanmaz. Bronşiyal astımlılarda sakinleştirici tesiri görülür. İçildiğinde; tuzluacı suların mide ve bağırsak yolunun hareketini arttırıcı, salgılamayı kamçılayıcı tesiri, karaciğer, safra kesesi ve pankreas üzerinde gayet olumlu neticeler doğurur. Bu özellikleriyle; cilt hastalıklarına, kalp ve kan dolaşımı rahatsızlıklarına, solunum yolları, kadın hastalıkları ve metabolizma bozukluklarına iyi geldiği söylenebilir.

Beypazarı İçme ve Kaplıcaları adı altında incelediğimiz bu iki kaplıca ve iki içme alanında; kadınlar ve erkekler için ayrı ayrı tedavi havuzları, özel oda ve banyolar ve yardımcı tesisler bulunmakta, ancak konaklama mümkün olamamaktadır. Gelen ziyaretçilerin Beypazarı’ndaki otellerde kalmaları tavsiye edilir. Kaplıcaların daha modern hale getirilmesiyle bölgeye olan ilginin artacağı kesindir.