Bademlibahçe Suları, Şehir merkezine daha yakın bir. bölgeden kaynayan bu sulara Bademlibahçe Suları ya da ‘Kaynarca Grubu Suları’ adı verilir. Bikarbonatlı, sülfatlı, sodyum ve kalsiyumlu, metaborikasit ve florür içeren, hipertermal (7083°C) ve hipotonik sulardır.
Bademlibahçe Suları ile Kaynarca Kaplıcası, Yeni Kaplıca, Karamustafapaşa ve Kükürtlü kaplıcaları beslenmektedir. Sularının radyoaktivitesi 48 emandır. Bu suların en dikkati çeken özelliği, bugün Uludağ Üniversitesi Atatürk Hidroterapi ve Rehabilitasyon Merkezi’ne dönüşmüş Kükürtlü Hamam’ın bahçesinden çıkan 3’üncü kaynağın, kükürtlü hidrojen bakımından bölgenin en zengin kaynağı olmasıdır.
Gerek Vakıfbahçe ve gerekse Bademlibahçe sularıyla tedavi edilen hastalıkların başında romatizma ve nevralji gelir. Buyyo romatizmasında; ateş düştükten sonra, Bursa’nın kaplıca sularıyla beslenen Türk hamamlarında çabuk iyileşme sağlanır. Romatoid artritli hastalarda, banyo tedavisi çok daha yararlı olur. Artrozlarda ise, terleme ve buğulamadan çok faydalanılır. Bu tür hastalarda aynı zamanda nörovejetatif sistem düzensizliği bulunduğu gibi, beslenme bozukluğu ve hormonal dengesizlikler de vardır. Bursa’nın radyoaktif suları bu rahatsızlıkların giderilmesinde önemli rol oynar.
Radyoaktif maddelerin vücuda fazla miktarda girmesi, toksit ve tahrip edici etki yapar. İlkin kalp üzerinde, daha sonra da epitel hücreleri üzerinde etkisi görülür. Bunun dışında radyoaktivitenin cinsel organlar, sinir ve beyin merkezleri üzerinde de büyük etkisi vardır, ilk zamanlarda radyoak tivitenin tesiriyle bu organlarda bir kan dolaşımı artışı gözlenir. Radyoaktivitenin tesiri arttıkça dokular da harap olur. Bu durumda radyoaktiviteyi her hastalığa göre belirli bir ölçüde kullanmak gerekir. Kaplıca tedavisinde, hücerelerin faaliyetini savlayıcı, eksite edici dozda radyoaktivite uygulanması doğru olur.
Emanasyon durumunda bulunan radyoaktivite, banyo sırasında deriden ve soludum yollarından vücuda girer. Hücrelerin içine kadar yayılan emanasyonun ürik asit üzerinde eritici tesiri vardır. Radyoaktif banyolardan sonra idrarda ürik asit miktarı artar, kanda ise azalır. Bunun sonucunda eklemlerdeki tofüsler erir, kaybolur. Bu nedenle gutlu hastaların kaplıca sularıyla tedavisinden çok iyi sonuçlar alınır. Kobaylar üzerinde yapılan deneylerde, tofüs oluşturulduktan sonra emanasyon tedavisiyle bunların kaybolduğu görülmüştür.
Emanasyonun ayrıca idrarı arttırıcı etkisi de vardır. Az miktarda vücuda giren emanasyon, bütün hücrelerde büyük bir faaliyet yaratır. Bünyedeki diyastazların tesir kudreti artar, eksik hormon salgılarında çoğalma olur. Bilindiği gibi, nörovejetatif sinir sisteminin işlemesi hormon düzenine sıkı sıkıya bağlıdır. Emanasyon etkisiyle hormonların oranı normale döndüğü gibi, sempatik sistem denkleşmesi de sağlanır.
Bir de emanasyonun lökositler üzerindeki etkisi pek önemlidir. Lökositlerin sayısını çoğaltmaz, fakat lökositleri parçalayarak çok çekirdekli lökositler meydana getirir. Lökosit çekirdeklerinin, diyastazların doğmasında büyük rolü vardır. Lökositlerde gelişen bu olay nedeniyle kandaki fermanlar çoğalır ve emanasyonun antitoksik ve ürik asidi eritici etkisi ortaya çıkar.
Emanasyon, aynı zamanda damarları genişletir, kan basıncını düşürür. Fakat bunların hepsinin üstünde, sinir sistemi üzerindeki yatıştırıcı etkisiyle nevraljililerin çabuk iyileşmesini sağlar. Nevrit ve polinevritlerde, sinirin erken rejenere olmasını temin eder.
Yine emanasyon, beslenme faaliyetinin arttırılmasında, adale atrofilerinde önemli rol oynar. Uzun süredir kaynamayan kemik kırıklarında, kaplıcalarda yapılacak banyolardan çok kısa süre sonra kaynama gerçekleşir ve atrofiler geçer.
Kadın hastalıklarından; aneksit, metrit, parametrit, amenore ve dismenore olaylarında vajen duşundan ve banyolardan çok faydalanılır.
Bursa’nın şifalı sularıyla kobaylar üzerinde yapılan deneylerde, bu suların antianafilaktik etkisi olduğu da tespit edilmiştir. Bu nedenle Bursa kaplıcaları, ürtiker, egzema, astım gibi bazı allerjik hastalıklara da iyi gelmektedir.