Menü

Ladik Kaplıcaları

Samsun’un Ladik ilçesi de, ülkenin çeşitli yerlerinden tedavi amacıyla gelen çok sayıda ziyaretçiyi kendine çekmektedir. Ladik Kaplıcaları diye de anılan bu şifalı sular, ilçe merkezine 10 kilometre uzaklıktaki Hamamayağı köyünde, Samsun-Amasya karayoluna 3, Havza ilçesine ise 13 kilometre mesafededir. Kaplıcaların denizden yüksekliği 60 metredir.

Hamamayağı ve Hırlas isimlerindeki bu kaplıcalar, Roma ve Bizanslılar tarafından da işletilmiş tarihi kaplıcalardandır. Kalsiyum bikarbonatlı ve magnezyumlu olan suyunun temperatürü36°C, pH değeri 7.22, radyoaktivitesi 14.15 emandır.

Banyo tedavisi; sinir sistemi rahatsızlıklarına, hemiple-ji ve çocuk felçlerine önerilir. Ruhsal yorgunluk geçirenler bu sudan fazlasıyla yarar görürler. Dış uygulamalarda genellikle sedatif, içme kürlerinde ise diüretik etkisinden yararlanılır.

Kaplıcalarda; tedavi havuzlarının dışında çok sayıda sıra banyolar vardır. Sosyal tesis bakımından sıkıntı çekilmez. Konaklama için, yatak kapasitesi 200’le sınırlı otelinden yararlanılır. Otelin yetersiz kalması durumunda, ilçe merkezindeki diğer konaklama tesislerinden yararlanmak da mümkündür.

Havza Kaplıcaları ise, Samsun’a85 kilometreuzaklıktaki Havza ilçesindedir. Üç ayrı hamamın yer aldığı kaplıcaların suyu tek bir kaynaktan ve kaptajdan dağılmaktadır. Yörenin deniz seviyesinden yüksekliği 650 metredir.

Havza Kaplıcaları da tarihi çok eskilere dayanan kaplı-calarımızdandır. Strabon; kaplıcaların eskiden çok meşhur olduğunu ve Romalıların buraya ‘Thermae Phosemonitarum’ adını verdiklerini yazar. Kaplıcalar, üç farklı hamam kompleksinden oluşmuştur:

a) Büyük Hamam: Bazı tarih kitaplarına göre Roma-Bi-zans döneminde, bazılarına göre Selçuklu döneminde yapıldığı iddia edilir, ikinci görüşü savunanlara göre; Roma ve Bizanslılardan kalma hamamlar zamanla harap olmuş, bugün ayakta duran yapılar Selçuklular tarafından yaptırılmıştır. Tarihi kayıtlara göre; bu hamamın bulunduğu yerde büyük bir kilise varmış. 8 Ağustos 1022 tarihinde meydana gelen bir depremde bu kilise yok olmuş. Yeraltında fışkıran sıcak sular, ancak 9 gün sonra durulabilmiş. Daha sonra bu alanın üzerine bir hamam yapılmış.

Amasya Salnamesi’nde; hamamın taş örgülerinin 1245 yılında yapıldığı ve Selçuklu hükümdarlarınca onarıldığı yazmaktadır. Yine aynı kitapta; Büyük Hamam’a, ‘Şadi Paşa’ya da ‘Sultan Mesut’ hamamı da denildiği kaydı düşülmüştür. Biri büyük, iki küçük kubbesi olan hamamın içine Arslanağzı denilen kurnanın yanında ehram şeklinde küçük bir sütun vardır. Burası Kızgözü olarak adlandırılır. Bu nedenle Büyük Hamam, halk ağzında ‘Arslanağzı’ ya da ‘Kızgözü’ kaplıcası olarak da bilinmektedir.

b) Küçük Hamam: Büyük Hamam’ın hemen yanında bulunan Küçük Hamam, yapılış itibariyle hiç ona benzemez. Bu hamam, yine Selçuklular döneminde, Amasya emiri Yargıç Paşazade Mustafa Bey tarafından yaptırılmıştır. Mimari tarzı tamamen Selçuklu mimarisine uymaktadır.

c) Maarif Hamamı: Bu hamam hepsinden yeni olup, Abdülhamit’in son Dahiliye Nazırı Mazlum Paşazade Memduh Haşa tarafından yaptırılmıştır. Atatürk’ün 1919’da on sekiz gün süreyle kaldığı kaplıcadır.

Bu konuyla ilgili gelişmeler şu şekilde cereyan etmiştir: “25 Mayıs 1919 tarihinde, Kavak ilçesinden Havza’ya gönderilen telgrafta; ‘Mirliva Mustafa Kemal adında bir zat Havza’ya gelecektir. Böbreklerinden rahatsız olduğu için kaplıcalarda kalacaktır.’ denir. Bunun üzerine kendisine Mesudiye Oteli ile Ali Ağazadeler’in konağı hazırlanır ve beklenen kişi aynı gün akşam üzeri Havza’ya gelir, ilk geceyi konakta misafir olarak geçiren Mustafa Kemal, daha sonra otele yerleşir ve 13 Haziran 1919 gününe kadar orada kalarak hem tedavi olur, hem de milli mücadelenin hazırlıklarına başlar. Atatürk, Samsun’a üçüncü gelişlerinde, yani 24 Eylül 1924 tarihinde Havza’ya tekrar uğrar. Havzah’lara hitaben bıraktığı yazı şöyledir; ‘Sizlerle en elemli, en yeisli günlerde tanıştım. Aranızda günlerce kaldım. Bana mazinin hatırasını tekrarlatan şu daire içinde kıymetkâr mesai ve muavenetinizden pek müstefit oldum. Eğer Havzah’ların o samimi ve metin hüsn-ü kabulleri olmasa ve eğer Havza’nın nafi şifalı kaplıcaları ahval-i sıhhiyem üzerinde müspet bir tesir bırakmasaydı, emin olunuz ki inkılâp için çalışamayacaktım. Bundan dolayıdır ki, Havza ve Havzah’lara çok şey borçluyum. Kalbi rabıtamda ebediyyen saklıyacak ve sizi hiç unutmayacağım. İlk cür’eti, ilk cesareti gösteren sizlersiniz. İnkılâp ve cumhuriyet tarihinde kahraman Havza’nın ve Havzah’ların büyük bir yeri vardır. Gazi Mustafa Kemal.'”

Havza Kaplıcalan’nın suyu, sodyum bikarbonatlı, oligo-metalik bir sudur. Temperatürü52°C, pH değeri 7.85, radyoaktivitesi 4.47 emandır. Suyun debisi saniyede 1.6 litredir. Banyo tedavisi; her çeşit romatizma, nevralji, nevrit, poli-nevrit, kırık-çıkık sekelleri ile lezyonel olmayan jinekolojik sendromlarda önerilir. Tüm bu hastalıkların tedavisinde sédatif etkisi ön plandadır. Ayrıca, kronik bronşit, mide ve bağırsak ile böbrek hastalıklarında kaplıca suyundan çok olumlu sonuçlar alınır.

Türkiye’nin her yerinden ziyaretçilerin geldiği bu ünlü kaplıcalar, yurtdışından da çok sayıda hastayı ağırlamakta, ilgi çeken tarihi mimari yapısı ve şifalı özellikleriyle ilçe turizmine büyük ölçüde katkıda bulunmaktadır.

İlçede pek çok otel, motel ve pansiyon vardır. Bunların içinde en önemlisi, aynı zamanda termal hizmet veren iki yıldızlı Maarif Kaplıca Oteli’dir. 23 odada 48 yatakla hizmet veren tesiste her türlü ihtiyacı karşılayacak yardımcı üniteler bulunur. İlçedeki toplam yatak kapasitesi 2000’i geçer. Bele-diye’nin sürekli yatırım çabası içinde olması, ilçeyi kısa sürede sağlık turizminin tercih edilen yerlerinden biri haline getirecektir.

 

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir