Menü

Yalova İlindeki Şifalı Sular ve Kaplıcalar Rehberi, İyi Gelen Hastalıklar ve Tarihçesi

Yalova, Marmara Denizi kıyısında, doğal güzelliği ve turistik önemi haiz sahil şeridiyle, en çok ilgi çeken illerimiz arasında ilk sıralarda yer alır. Ancak asıl ününü, tarihi ve şifalı kaplıcalarıyla kazanmıştır. Bu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bu ün, il merkezine 12 kilometre uzaklıkta, Gökçedere ve Üvezpınar köyleri arasında, ormanlık bir arazide bulunan Yalova Kaplıcalarına aittir.

Kaplıcaların çok eski bir geçmişi vardır. Yunan, Roma Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde işletilmiş ve bir sağlık tesisi olarak kullanılmıştır. Bazı araştırmacı ve yazarlar, tarihte ‘Pythia’ adıyla ünlenen kaplıcaların, M.Ö. 2000 yılında meydana gelen bir deprem sonucu oluşan Yalova Kaplıcaları olduğunu iddia ederler ki, bu doğru değildir. Çünkü Pythia, Bursa’daki Çekirge yöresine verilen bir isimdir. The-ofan, Bizans imparatoru Jüstinyen’in eşi güzel Theodora’nın, 525 yılında 4000 kişilik maiyetiyle birlikte Pythia’ya gelerek günlerce zevk ve sefa sürdüğünü yazar. Avrupalıların, lmparatoriçe Theodara’nın gittiği Çekirge’deki Eski Kaplıca’ya ‘Theodora Hamamı’ adını vermeleri boşuna değildir. Buradan da anlaşılacağı üzere, Yalova, eski Pythia kenti değildir. Ram-say’ın bildirdiğine göre; Yalova’nın eski adı ‘”Plylai’dir. Haçlı Seferleri’nin tarihini yazanlar, Yalova’yı ‘Helenapolis’ olarak tanımlarlar ki, bu tanım daha doğrudur.

Aslında Helenapolis şehri, tam olarak şimdiki Yalova’nın bulunduğu yerde değildir. Yalova’dan Karamürsel’e doğru gidilirken, deniz kenarında, Helenapolis şehrinin kalıntıları görülür. Evliya Çelebi de, kaplıcanın yapılışını anlatırken, bugünkü Yalova’nın eski Helenapolis şehri olmadığını bildirmektedir.

Evliya Çelebi’nin aktardığına göre; Bizanslı Yanko’nun kızı Helena bir hastalığa tutulur. Kirpikleri ve kaşları dökülür. Doktorlar çare bulamazlar ve kızı hava değişim için bu yöreye getirirler. Kızcağız, dağlar arasından kaynayan sıcak sularla hem yıkanır, hem de susuzluğunu giderir. Kırk gün içinde de tamamiyle iyileşir. Babası, kızını böyle sapasağlam görünce sevinir ve kaynakların üzerine birkaç hamam yaptırır. Bugün, suyun kaynağında görülen kemer o zamanın anısıdır.

Helena, bilindiği gibi, ünlü Bizans İmparatoru Konstantinen annesidir. Kudüs’e gidip döndüğünde, kendisini büyük bir hastalıktan kurtadığı için, bu civarda hastane ve saraylar yaptırır. Oğlu Konstantin de buraya annesinin adını vererek Helenapolis şehrini kurar, geliştirir. Şimdiki kaplıcaların üst kısmında görülen sütunlu yıkıntılar da bu devirden kalmadır.

Şehir, Osmanlı Türkleri tarafından, ilk kez ‘Karayalva-çoğlu’ namlı bir bey tarafından alınmış ve artık harabolmaya yüz tutan Helenapolis yerine, kaplıcalara daha yakın yerde bugünkü Yalova şehri kurulmuştur. Osmanlı döneminde ‘Hamam Yerleri’ adı verilen kaplıcalardan, önceleri yöre halkı ya-rarlanmışsa da, sonraları yabancı bir şirkete işletilmek üzere devredilmiştir. Bu.şirket tarafından modern otel ve gazinolar yapılmış, hamamlar yeni baştan ele alınarak tamir ettirilmiştir. II. Abdülhamit zamanında, İstanbul’un Rum ve levanten doktorlarının ısrarlı tavsiyeleri üzerine burası, hem sağlık, hem de bir sayfiye yeri olarak ün kazanmıştır.

Yalova’da ilk arkeolojik araştırmalar, 1933 yılında, Prof. Dr. Arif Müfid Mansel tarafından yapılmış ve kaplıca yakınlarında antik hamam kalıntıları bulunmuştur. 1970 yılında yapılan kazılar sonucunda ise, çok sayıda yapı izleri gün-yüzüne çıkarılmıştır.

Atatürk, ilk kez Yalova’ya 1927 yılında uğramış ve daha sonra birkaç kez Savarona yatıyla gelerek burada dinlenmiştir. Bu gelişmeler üzerine, ayrı tarih ve ayrı yerlerde Atatürk köşkleri inşa ettirilmiştir. Bu köşklerin en önemlileri; Millet Çiftliği’ndeki Atatürk Köşkü, Baltacı Çiftliği Köşkü, Cumhurbaşkanlığı Köşkü ve Yalova Termal Otel’deki Atatürk Oda-sı’dır. Atatürk’ün sağlığında tüm haklarıyla birlikte Sağlık Bakanlığı işletim ve denetimine aktarılan Yalova Kaplıcaları, birkaç kez el değiştirmesine rağmen, geçen süre zarfında yapılan yatırım ve eklentilerle bugünkü Yalova Termal Tesisleri haline gelmiştir. Burada bulunan tüm tarihi eser ve müzelerin yönetimi ise, eskiden olduğu gibi, yine TBMM’nde kalmıştır.

Deniz seviyesinden 100 metre yükseklikte bulunan kaplıca alanında, birbirinden farklı özellikler gösteren dört kaynak bulunmaktadır:

a) Yalova Asıl Kaynak: Temperatürü 57°C, pH değeri 7.66, radyoaktivitesi 2.89 emandır.

b) Valide Hanım Kurnabaşı: Temperatürü 56°C, pH değeri 7.46’dır.

c) Valide Hanım Kaynağı: ‘Yeni Kaplıca’ diye de bilinen bu kaynağın temperatürü 64C, pH değeri 7.48, radyoaktivitesi 0.57 emandır.

d) Yalova Göz Suyu: Temperatürü 55°C, pH değeri 6.88, radyoaktivitesi 4.2 emandır.

Toplam debi miktarı 16 It/sn. (günlük 1700 ton) olan bu kaynaklar, madeni az ılıca ve içmeler grubunda değerlendirilirler. Hemen hepsi sülfat, sodyum, kalsiyum ve az miktarda da florür içerirler. Toplam mineralizasyonu 1.435 mg/lt.dir. Kaynak başlarında hafif kükürt kokusu duyulur. Bu durum, sülfatlı suların bir özelliğidir. Organik maddelerin sülfatları indirgemesi sonucu bir miktar kükürtlü hidrojen gazı çıkar.’ Organik madde yanıp bitince bu koku da kaybolur.

Düşük mineralizasyona sahip kaplıcanın suları, daha ziyade banyo tarzında kullanılmaktadır. İçmeye pek elverişli değildir. Ancak içildiğinde, hafif diüretik ve mülayim etki yapar. Esas uygulama banyo ve duş kürleri olsa da, son zamanlarda çamur banyoları da büyük rağbet görmektedir.. .

Yalova Kaplıcalarından yararlanan hastaların başında romatizmalılar gelir. Buyyo romatizması sekelleri, romatoid artrit, spondilit, rizomelik ve spondilo artrozlar, diğer artroz-lar, siyatik, kırık-çıkık sekelleri, eklem yapışıklıkları, kramp tarzında ağrılar oluşturan bacak atardamarlarından damar tıkanıklıkları vs. banyo, duş, çamur, sualtı masajı ve buğulama ‘buhar banyosu’ tedavileriyle çok çabuk şifa bulur. Nevralji, nevrit ve nevrasteni hastaları, elektrikli banyo ve sualtı rha-sajlarıyla kısa sürede iyi olurlar. Hemipleji ve diğer felçler, büyük tedavi havuzlarında yapılacak egzersizlerden, banyo ve lokal masajlardan çok yararlanırlar. Gutlulara, banyo ve sualtı masajları çok iyi gelir.

Yalova Kaplıcaları, uygulanan muhtelif termal kürler ve diğer modern tedavi yöntemlerinin yanı sıra, dinlenme ve huzurlu bir ortam için ideal bir yerdir. Gül bahçeleri ve mis gibi kokulu envai çeşit çiçek ve ağaçlar, nevrastenikler ve yorgun beyinler için, yeniden hayat bulmanın ve zindelik kazanmanın en güzel ortamını oluştururlar. Nörovejetatif düzensizliğe bağlı yüksek tansiyonlular, 21 günlük banyo ve dinlenmeden sonra, çoğu kez eskisinden daha sağlıklı bir şekilde kaplıcalardan ayrılırlar.

Göz Suyu kaynağında yapılan göz banyosundan, konjonktivit ve keratitlerin iyileştiği görülmektedir. Sudaki madenlerin tam iyonize ve kolloidal halde bulunması ve diğer tespit edilemeyen hayati özellikler, çok nazik bir organ olan göz zarlarının tedavisinde yararlı olmaktadır.

Yalova Kaplıcâları’nın sıcak suları, genellikle romatizmal sendromlar başta olmak üzere, hareket sisteminin ağrıl hastalıklarında değerlendirilir. Ayrıca, ameliyat geçirmiş ağrılı batın hastalıklarında, kronik iltihaplı ve ağrılı kadın hastalıklarında, yine ağrılı böbrek ve idrar yollan hastalıklarında çok yararlıdır.

İçme ile birlikte yapılan banyo uygulamaları; diyabet, şişmanlık gibi metabolizma hastalıklarında, kanda biriken kolesterin, lipit gibi yağ cisimlerinin temizlenmesinde, fazla ürik asit birikiminin idrar yoluyla dışarı atılmasında etkili olur.

İç hastalıklar üzerinde de endikasyon etkisinin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Karaciğer iltihaplanmalarında, siroz hastalığının tedavisinde, safra kesesi hastalıklarında, bunun yanı sıra mide ve bağırsak hastalıkları, kabızlık, çeşitli parazit türlerinin tedavileri, hemoroid vs. gibi birçok hastalıkta, ilk önce önerilecek sulardandır.

Modern tesislere sahip Yalova Kaplıcalarında; biri kapalı olmak üzere, iki adet termal yüzme havuzu, Bizans döneminden kalma tarihi Kurşunlu Hamam, kadın ve erkeklere ayrı ayrı tahsis edilen yine tarihi Valide Hamamı ‘Yeni Hamam’, sıra banyolar, yirmi altı adet özel kabinli Sultan Banyosu, dokuzu suit toplam yüz bir adet özel banyo odası, çamur banyoları, hidroterapi, masaj, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon üniteleri, jimnastik salonları vs. gibi bir termal merkezde bulunması gerekli her şey mevcuttur. Kaplıcada; banyo, içme, inhalasyon, duş, çamur, masaj ve sualtı masajı, elektroterapi, hidroterapi, fizyoterapi gibi her türlü uygulama, modern cihazlar eşliğinde ve uzman doktor kontrolünde yapılabilmektedir.

Tesis bünyesindeki sosyal ve yardımcı üniteler, her ihtiyacı karşılayacak düzeydedir. Konaklama ise, toplam yatak kapasitesi 1650 civarında olan otellerle karşılanmaktadır. Termal sudan yararlanan kaplıca işletmesine dahil otellerden; Termal Çamlık Otel (83 odada 174 yatak kapasitesiyle), Çınar Termal Hotel (17 odada 36 yatak kapasitesiyle)

Soyav Termal Hatel (101 odada 212 yatak kapasitesiyle), üç yıldızlı Türksev Yalova Termal Otel (101 odada 212 yatak kapasitesiyle) hizmet vermektedir. Termal sudan yararlanan, ancak kaplıca bünyesinde yer almayan konaklama tesislerinin belli başlıları ise şunlardır: 10 odada 20 yatak kapasitesiyle tek yıldızlı Dinana Otel, 28 odada 80 yatak kapasitesiyle Yeni Park Otel, 33 odada 67 yatak kapasitesiyle tek yıldızlı Ferah Oteli ve iki yıldızlı Gökçedere Otel. Ayrıca, gerek Gökçedere, gerekse Üvezpınar köylerinde, termal sulu köy pansiyonlarından da yararlanmak mümkündür.

Yalova il arazisinin büyük ölçüde konuşlandığı Armutlu Yarımadası’nda başka şifalı su kaynakları da bulunur. Bunlar arasından en ünlü olanlarından birisi, Hasanbaba Kaynak Suyu’dur. Bu su, Çınarcık-Yalova sahil şeridinde, Çınarcık ilçe merkezine2.5 kilometreuzaklıktadır. Güzel içimli, midevi bir sudur.

Yalova’nın Armutlu ilçesi de, kaplıcalarıyla tanınmış ilçelerdendir. Gemlik Körfezi’nin kuzeyinde, Karaburun yakınlarında, Hamam Deresi vadisinde yer alan Armutlu Kaplıcası, dağlık ve ormanlık bir boğaz içinde olup, deniz seviyesinden yüksekliği 17 metredir. Armutlu’ya uzaklığı ise 4 kilometredir.

Armutlu Kaplıcaları, çok eski çağlardan bu yana kullanıla gelmiştir. Bizanslılar zamanında işletildiği, Osmanlılar döneminde de bakım ve onarımının yapıldığı bilinmektedir.

Kaplıcanın suyunu 21 kaynak oluşturur. Bunlardan; Hamam Kaynağı, Küpeli Nuripaşa Kaynağı, Gıcık Kaynağı, Hamamaltı I. Kaynağı ve Hamamaltı II. Kaynağı, benzer bileşimler gösteren kaynaklardır. Kalsiyum, sülfat, sodyum, bikarbonat ve klorür içerirler. Sadece Küpeli Nuripaşa Kayna-ğı’nda fazla miktarda karbondioksit vardır. Kaynakların tem-peratürleri 50-70°C, radyoaktiviteleri 3.38-6.31 eman, pH değerleri ise 6.24-6.55 arasında değişiklik gösterir.

Genellikle banyo uygulamaları tarzında kullanılan bu sularda sülfat ve klorür gibi unsurların bulunmasıyla anyonların zenginleştiği ve total mineralizasyon oranının litrede 2 gramın üstüne çıktığı görülür. Yine bu suların, ayrıca karbondioksit içermesi de dikkati çeker. Bu durumda, civar sular için konu edilen hastalıklarda kullanılabileceği gibi, özellikle periferik dolaşım sistemi bozukluklarında da değerlendirilebilirler.

Armutlu Kaplıcalan’ndaki banyo tedavisinin; romatizma, nevralji, nevrit, polinevrit, kan dolaşımı bozuklukları, kalp ve damar tıkanıkları, kadın ve özellikle böbrek ve idrar yollan hastalıkları, gıda metabolizması bozukluğundan kaynaklanan gut, şişmanlık halleriyle cilt hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.

Kaplıcada; iki adet genel tedavi havuzunun /anı sıra çok sayıda sıra banyosu da bulunmaktadır. Son yıllarda yapılan yatırımlar, eski kaplıcanın yerine çok daha modern tesislerin yapılabileceğini göstermiştir. Termal havuzlar, fizik tedavi üniteleri, her türlü termal hizmetin verildiği kür merkezleri, sürekli uzman doktor kontrolü vs. Armutlu Kaplıcalarının görünümünü çok değiştirmiştir. ‘

Kaplıca alanındaki sosyal tesisler, her türlü ihtiyaca yanıt verecek tarzda düzenlenmiş durumdadır. Konaklamada ise; ilk akla gelen Termalier Hotel olmaktadır. Beş yıldızlı bu yeni tesiste, 48 odada 108 yatak ve 4 suit daire bulunmaktadır. Bölgede ayrıca, eski adı Eı dilli Termal Tesisleri olan ve yine ‘Termalier Hotel’ adıyla anılan, tek yıldızlı bir başka tesis de yer almaktadır. Termal hizmetin verildiği bu tesis ise, 36 odada 72 yatak kapasitelidir.

Yalova ve bağlı ilçelerinde bulunan kaplıca ve içmelerden yararlanmak, bu arada konaklama olanakları hakkında bilgi almak isteyenler, Yalova Turizm Danışma Bürosu’na başvurabilirler

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir