Muğla ili, bir bütün olarak düşünüldüğünde, Türkiye’nin turist cenneti köşelerinden biridir. Turizmin bunca.hareketliliği içinde, kaplıca, içme ve çamur banyolarından oluşan şifalı suları önemli yer tutar.Muğla’daki sıcak ve soğuk su kaynaklarını incelemeye, en şirin ilçelerinden biri olan Milas’la başlayabiliriz:
Sepetçiler Ilıca ve İçmesi: Milas’ın12 kilometrebatısında, Sepetçiler köyündeki bu ılıcanın suyu, tuzlu soğuk maden suları grubuna dahil olup, bağırsaklarda müshil etkisi yapar. Banyo tedavisi; kalpdamar ve solunum yolları hastalıklarına, romatizmaya iyi gelir.
Asın Gürün Ilıca ve İçmeleri: Sepetçiler Ilıcası’yla aynı kimyasal ve tıbbi özelliklere sahip olan bu ılıca, Milas’ın20 kilometrebatısında, Güllük Körfezi sahilindedir. Bağırsak hastalıklarına iyi gelir.
Bahçeburun Maden Suyu: Milas’ın10 kilometrekuzeyindedir. Şifa özellikleri yüksek olan bu suyun bileşiminde; sodyum klorür, bikarbonat, sülfat ve karbondioksit bulunur. Radyoaktivite oranı yüksektir. Mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarına, dolaşım yolu hastalıklarına ve beslenme bozukluklarına yararlı bir sudur.
Muğla’nın turizm merkezlerinden Marmaris’in ise, eskiden şifalı içmeleriyle tanınan bir belde olduğu bilinmektedir. Marmaris İçmeleri’nin ünü çok yaygınmış ve bugünkü ‘İçmeler’ yöresi ismini bu şifalı sulardan almış. Ne yazık ki, turistik tesislerin ve eğlence merkezlerinin engellenemeyen yayılışı, bu ünlü içmelerin zaman içinde yok olmalarına neden olmuştur.
Gelenbe Kaplıca ve İçmeleri: Marmaris’in 7 kilometre güneybatısındadır. ‘Gölenye’ adıyla da anılır. Aynı zamanda güzel bir plaja da sahip olan bu kaplıcalar, tuzlu soğuk maden suları grubuna dahil olup, suyu mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir. Her türlü sosyal tesisi vardır. Turizm bölgesi olması nedeniyle konaklama sorunu yaşanmaz.
Hisarönü: Marmaris’e 23 kilometre uzaklıkta, her zaman esintili ve nemsiz havası, saf ve temiz içme sularıyla astım ve kalp rahatsızlığı çekenlere önerilebilecek sayılı yerlerden biridir. Buranın tarihte kadın hastalıklarının tedavi edildiği önemli bir merkez olduğuna ve ‘Pazarlık’ adı verilen yörede çok sayıda sağlık tesisinin bulunduğuna dair kayıtlar mevcuttur.
Muğla’nın Yatağan ilçesi ise, şifalı maden sularıyla tanınmıştır.
Hacıbayramlar Maden Suyu; tuzlu, sodalı ve karbondioksitli bir sudur. Sindirim ve dolaşım sistemi rahatsızlıklarına, solunum yolları hastalıklarına ve romatizmaya yararlıdır.
Aydın yolu üzerinde bulunan Kayırlı Maden Suyu ise, hormonal rahatsızlıkların giderilmesinde gençlik suyu olarak değerlendirilen ünlü bir sudur. Çevre il ve ilçelerden gelen çok sayıda ziyaretçisi vardır. İlin en çok rağbet gören sularından biridir.
Bozöyük Kaplıcası da, Yatağan ilçesinin tanınmış şifalı su kaynaklarındandır. ‘Bözük Kaplıcası‘ diye de anılır. İlçe merkezinin6 kilometregüneyinde, Bağyakası köyündedir. Dere yatağından çıkan kaynağın çevresi çam ağaçlarıyla kaplıdır.
Saf sodyum bikarbonatlı ılıca ve içmeler grubuna dahildir. Bikarbonat, kalsiyum ve karbondioksit içeren suyunun temperatürü37°C, radyoaktivitesi 1.64 eman, pH değeri 6.2’dir. Litresinde4 gramtotal mineralizasyon bulunan, alka: lik, bikarbonatlı ve yüksek oranda karbondioksit içeren bir maden suyudur. 37°C’lik sıcaklığının sedatif etkisi, dış uygulamalara olanak sağlar. Ancak bu suyun içme kürlerinde değerlendirilmesi daha uygun olur. Bir taraftan karaciğer ve safra kesesi üzerinde, diğer taraftan da mide ve duodenum üzerinde etkilidir. Mineralizasyonun yüksek oluşu göz önüne alındığında, yemeklerden önce içilmesi ve tedaviye küçük ölçeklerden (1/21 bardak) başlanması tavsiye edilir. Bu suyun etkisi, Fransızların ünlü Vichy suyuyla benzer özellikler gösterir. Metabolizma hastalıklarında ve bu arada diyabette, karaciğerin bozulmuş fonksiyonel hallerinde, taşlı ya da taşsız kolesistitlerde, koleritik ve kolesistokinetik etkileriyle değerlendirilmesi gerekir. Midenin dispeptik sendromlarında, sindirimi kolaylaştırıcı özelliği nedeniyle rahatlıkla kullanılabilir. Sindirim sistemi organlarının yetersiz çalışmasına bağlı olan bağırsak sendromlarında da asıl nedeni ortadan kaldırarak etkin olur. İçme kürleriyle birlikte yapılacak dış uygulamalar, tedavinin etki derecesini daha da arttıracaktır.
Bu suyun en dikkate değer özelliği, içindeki serbest karbondioksit gazıdır. Karbondioksit gazı, banyoya girenler üzerinde inci taneleri halinde vücudu kaplar ve suyun sıcaklığının 37°C olmasına rağmen, derideki reaksiyon çok şiddetli olur. Deri fazlasıyla kızarır. Banyo tedavisi; dolaşım sistemi ve kalp hastalıklarının, nevraljilerin ve kalp şikâyetleri bulunan romatizmalıların tedavisinde büyük önem taşır. İçme tedavisi sırasında; suyu kaynaktan çıktığı gibi içmek, hipostenik mide rahatsızlıklarında ve spazmdan ileri gelen ağrılarda çok faydalıdır. Suda klor katyonu bulunduğu için, içildiğinde diüretik etki gösterir.
Bozöyük Kaplıcası’nın tedavi tesisleri; havuzlar ve sıra banyolardan oluşmuştur. Çevrede çok sayıda yardımcı tesis bulunur. Konaklama 100 civarındaki yatakla sınırlıdır. Ancak, birçok köy evinin pansiyon olarak kiraya verilmesiyle bu boşluk kapatılmaya çalışılmaktadır.
Gökova Doğal Maden Suyu Sodası: Bağyaka köyünde bulunan şifalı maden suyu kaynağı, 1994 yılından bu yana şişelenip yurt çapında pazarlanmaktadır. Zengin mineral yapısı, kolay içimi ve yukarıda sıralanan şifalı özellikleriyle Gökova Maden Suyu Sodası, bu konuda isim yapmış sular arasında sayılabilir.
Aynen Marmaris’te olduğu gibi, turizmin sayılı merkezlerinden biri haline getirilen Bodrum’da da, insan sağlığı üzerinde olumlu etki eden çok sayıda şifalı su kaynağı bulunmaktadır. Örneğin;18 kilometreuzaklıktaki Yalıkavak ve Aspat yörelerinin doğal su kaynakları ile Bağla Koyu İçme Suyu, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken, yerel halkın ise sürekli kullandığı, içimi hoş ve tatlı sulardır. Kaynakların civarı, aynı zamanda piknik alanı olarak düzenlenmiş olup, boş yer bulmak artık şansa kalmıştır.
Salmakis Doğal Kaynak Suyu ise, Bardakçı Koyu’ndadır. Bu koy, çok eski dönemlerden beri içme suyunun kalite ve tanınmışlığından olsa gerek, suyun ‘Bardak’ adı verilen tahta testilerle taşınması nedeniyle, yöre halkı tarafından Bardakçı Koyu olarak isimlendirilmiştir.
Tavşanburnu Kaplıca ve İçmeleri: Bodrum’un doğusunda, Tavşan Burnu yakınlarında, deniz kıyısında bulunan şifalı bir su kaynağıdır. Suyu, tuzlu soğuk maden suları kapsamında değerlendirilmiştir. Banyo tedavisi; solunum yolları, kalp-damar ve romatizma hastalıklarına, içme tedavisi ise; mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarına iyi gelir.
Bodrum’un en ünlü şifalı su kaynağı, Karaada Güzellik Ilıcası‘dır. ‘Karaada Ilıcası’ olarak da anılır. Bodrum limanının 5 kilometre güneyinde, Karaada’dadır.
Karaada Ilıcası, denizin hemen kıyısında yer alan büyükçe bir mağaranın içindeki kayalardan kaynar. Çıkan su sahilde bir havuz oluşturduktan sonra denize dökülür.
Günü birlik düzenlenen motor seferleriyle ulaşılan Karaada, özellikle yabancı turistlerin ilgisini çeken bir adadır. 20 kilometreye varan çevre uzunluğu ve 10 kilometrekareyi bulan yüz ölçümüyle, pek de küçük sayılmayacak ölçülerdedir.
Karaada Ilıcası’nın suyu, sodyum klorürlü maden suları grubunda incelenmiştir. Bileşiminde; sodyum klorür ile az miktarda florür, bromür ve karbondioksit vardır. Temperatürü 33°C, radyoaktivitesi 2.35 eman, pH değeri 6.38’dir. Debisi yüksektir. Banyo tedavisi; romatizma, eklem yapışıklıkları, nevrit, polinevrit ve poliomiyelit hastalıklarına iyi gelir.
Suyu, yüksek oranda tuzlu ve ılık bir sudur. Dış uygulamalarda değerlendirilmesi uygun olur. Lokomotör sistemin hareket güçlüğü gösteren romatizmal sekellerinde, kırıklarda, kan oluşumunun geciktiği durumlarda, kronik iltihaplı hastalıklarda ve özellikle kronik jinekolojik iltihaplarda rezolutif etkinlik kazanır.
Karaada Güzellik Ilıcası; cilt hastalıklarına da iyi geldiği ve cildi güzelleştirdiği gerekçesiyle yabancı turistlerce çok ilgi görmektedir. Buradaki çamurun, güzelliği ile ünlü Mısır Kraliçesi Kleopatra’ya gönderildiği söylencesine kapılan ziyaretçiler, mağara içindeki çamuru güzelleşmek amacıyla yüzlerine ve vücutlarına sürmekte, daha sonra ılıca suyunda banyo yapıp temizlenmektedirler.
Adada bulunan irili ufaklı Fok Mağaraları’nın bazılarında rastlanılan sıcak suların da, aynı kaynaktan sızan sular olduğu, sıcaklıklarının Ege Denizi’nde sık sık meydana gelen depremlerin sonucunda 29-35°C arasında değiştiği tespit edilmiştir.
Karaada’da çok sayıda konaklama ve diğer yardımcı tesisler bulunsa da, özellikle yaz aylarında yoğunlaşan turizm hareketliliği bu konuda sıkıntı yaşanmasına neden olmaktadır.
Ünlü coğrafya bilgini Strabon; “Tanrı çok sevdiği kullarını uzun ömür geçirsinler diye Datça Yarımadası’na gönde
rir.” demiştir. Bu öylesine söylenmiş yakıştırma bir söz değildir. Yörede anlatılan bir öykü Strabon’u doğrulamaktadır:
“Günümüzden 45 yüz yıl kadar önce, İspanyol korsanlar Datça açıklarından geçerken gemideki cüzzamlı hastalardan kurtulmaya karar vermişler ve yanaşıp Sarıliman Koyu’na bırakmışlar. Ölüme terk edilen cüzzamlılar Datça’nın bol oksijenli havası ve şifalı kaynak sularıyla iyileşmişler, yaraları kapanmış. Emecik Dağı’nın eteklerine bir köy kurup burada yaşamaya başlamışlar ve bu toprakların, bu yurdun insanları olmuşlar…”
Datça Yarımadası’nın her bir köşesi, öykünün uydurma olmadığını kanıtlarcasına, kalıcı ya da gelip geçici insanlara sağlık ve zindelik dağıtmaya devam etmektedir.
Muğla’nın Bodrum ve Datça ilçelerinden sonra incelenmesi gereken ilçelerinden biri de Fethiye’dir. Fethiye; şifalı kaplıca ve içmeleriyle şöhret bulmuş şanslı ilçelerden biridir. Birbirinden değerli şifalı suları saymakla bitmez. Kadırak ve Turunçpınar İçmeleri, mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelen içmelerdir. Turunçpınar İçmesi‘nin suyu, romatizma, siyatik ağrılarında ve yaraların hızla iyileştirilmesinde yararlıdır. Girme Kaplıcası’nın da hormon tedavisinde etkili olduğu söylenmektedir.
Belceğiz Kaplıca ve İçmeleri ise, Fethiye’nin 12 kilometre doğusunda, Ovacık köyü yakınında ve deniz kıyısındadır. Tuzlu soğuk maden suları grubuna dahil olan suyu, solunum yolları, kalpdamar ve romatizmal hastalıklara, siyatiğe, içme tedavisi ise; mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelir.
Kalemiye Kaplıca ve İçmesi: İlçe merkezinin 10 kilometre kadar batısında, deniz kıyısındadır. ‘Kalemiye İçmesi’ diye de anılır. Yörenin bütün diğer sularında olduğu gibi, bu kaynağın suları da tuzludur ve diğerleriyle aynı şifalı özelliklere sahiptir.
Gebeler Ilıcası: Fethiye’nin en ünlü şifalı su kaynağıdır.30 kilometre uzaklıktaki Gebeler köyü sınırları içinde olup, sular ‘İnönü’ adıyla anılan bir tepenin eteğindeki üç ayrı mağaradan çıkar. Bu mağaralara, kısmen taş, kısmen tahtadan yapılmış merdivenlerle inilir. Mağaralar hidrojen sülfür kokar ve bu koku iç kısımlara doğru ilerledikçe daha da artar. Yöre halkı, mağaraların bilinmeyen derinliklerine giden bazı kişilerin kaybolduklarını söylerler. Yapılan tahminlere göre; bu kayboluşların zehirli gazların çok yoğun olmasından ileri geldiği sanılmaktadır.
Sodyum klorürlü ve sülfatlı ılıca ve içmeler grubuna dahil olan Gebeler Ilıcası’nın suyu, klorür, sülfat, sodyum, kalsiyum ve hidrojen sülfür içerir. Az miktarda bromür de bulunur. Kaynakların temperatürü 35.536.5°Carasında değişmektedir. Radyoaktiviteleri 1316 eman, pH değerleri 7.53-7.74 arasındadır.
Litrede toplam3 grammineral içeren, tuzlu, acı bikarbonatlı, kalevi ve toprak kalevili karışık sulardır. Mineralizasyonlarınm az olması, içildikten sonra vücuttan hızla geçmelerini sağlar. Bir taraftan mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi üzerinde çok hafif bir uyarıcı tesir yaparken, diğer taraftan böbreklerden hızla geçmesinden dolayı diüretik etki gösterir. Bu iki yönlü etki, kişiden kişiye farklı olabilir. Isı kaybı önlendiği takdirde, dış uygulamalarda rahatlıkla kullanılabilir.
Banyo tedavisi; her türlü romatizma türlerine özellikle kalbe dokunan Buyyo romatizmasına çok iyi gelir. Nevrit, polinevrit ve deri hastalıklarında iyi sonuçlar alınır. İnsan tenine yumuşaklık, güzellik ve zindelik verir. Dermatözlere, solunum yolları hastalıklarına ve kadın hastalıklarına, egzema, gut gibi metabolizma bozukluklarına önerilmektedir.
İçme tedavisinde; duyulan ağır kükürt kokusu nedeniyle kürler pek cazip gelmemektedir. Suyun içindeki kükürtlü hidrojen, sudaki sülfatların redüksiyonu sonucu oluştuğundan, bardakta biraz bekletildikten sonra içilmesi uygun olur. 34 bardak içildiğinde müshil etkisi görülür. Bağırsakların görev bozukluklarında önerilen bir sudur.
Gebeler Ilıcası’nda; üç adet genel tedavi havuzunun yanı sıra, derinlikleri 35 metrecivarında değişen yedi adet doğal havuz bulunmaktadır.bölgenin aynı zamanda turistik bir belde olması, gerek yardımcı tesis, gerekse konaklama sorununun yaşanmayacağının göstergesidir.
Fethiye’nin ünlü Ölüdeniz yöresinde yer alan Ölüdeniz İçmeleri de, daha önce sözünü ettiğimiz tuzlu soğuk maden sularıyla aynı kimyasal ve tıbbi özellikler gösterir. Yerli ve yabancı turistlerin rağbet ettiği şifalı su kaynaklarındandır.
Ölüdeniz yöresinde bulunan sağlık tesislerinden biri de, Club Lykia World Sağlık Merkezi’dir. Burası, klasik bir turizm tesisinden ziyade, birçok yenilikleri Türkiye’ye ilk kez getiren modern bir tedavi merkezidir. Tam anlamıyla, doğal deniz suyuyla gerçekleştirilen bir talassoterapi merkezi olarak hizmet vermektedir.
Sağlık Merkezi’nde; tıbbi muayene, hyperbaueozon tedavisi, akupunktur, sigara bırakma tedavisi, fazla kilolardan arınma kürleri, masaj, yosunla tedavi kürleri, basınçlı havayla zayıflama ve sellülit tedavisi, her türlü cilt bakımı, peeling, leke ve akne tedavisi, vaporizing, maske, kolagen, lifting, dolaşım bozukluğu, ödem tedavisi, ultra ses dalgalarıyla zayıflama, afüzyon duşuyla masaj, iğneli ve jelli epilasyon, el ve ayak bakımı gibi birçok sağlık hizmeti modern ekipmanlar aracılığıyla sunulmaktadır. Deneyimli doktor, estetisyen, fizyoterapist, masör, masöz, diyetisyen ve spor eğitmenleri, en gelişmiş teknikleri, doğal güzellik ve bakım ürünlerini de kullanmak suretiyle, kişiye özel programlarda, bilimsel ölçütler içinde uygulamaktadırlar.
Fethiye ile Marmaris arasında, Köyceğiz kesimine doğru uzanan Ekincik civarında yer alan Günlük Ormanları, eşine az rastlanır doğal bir güzellik oluşturur. Burada bulunan ve benzerlerine sadece Kaliforniya’da tesadüf edilen ‘Sığla ağaçlarından birçok hastalığa iyi gelen bir yağ çıkarılmaktadır. Gerek ilaç, gerekse güzel kokusundan dolayı parfüm sanayinde kullanılan bu yağın asıl özelliği kokusunda olmayıp, içine katıldığı kokunun gücünü 1020 kat artıtırmasındadır. Kokuyu sabitleştiren ve yoğunlaştıran bir özelliği vardır.
Marmaris’e2 kilometreuzaklıktaki ‘Günnücek Piknik Yeri’, günlük ağaçlarıyla süslü milli bir parktır. Bu güzel kokulu ormanlarda dolaşmak çok zevkli ve aynı zamanda da sağlıklıdır. Yöre halkı, sığla yağını, cilt hastalıklarından tutun da solunum rahatsızlıklarına kadar birçok sorununa çare olarak kullanmaktadır.
Muğla’nın Köyceğiz ilçesi de, şifalı sularıyla tanınmış ilçelerdendir. Köyceğiz İçme ve Kaplıcaları başlığı altında toplanan bu kaynaklar, uygulanan yoğun kür programları, radyoaktiviteleri ve termal etkileriyle mucizeler yaratmaktadır. Kaplıcaların pek çoğu Sultaniye köyü hudutları içinde toplanmıştır. Köyceğiz Gölü’nün batı yakasında, Ölemez Dağı eteklerinde, ‘Kapniç’ denilen mevkide yer alan bu kaplıcalar, her biri birbirinden değerli şifalı su kaynaklarıdır.
Tıbbın babası sayılan Yunanlı Hippokrates; ‘Havalar, Sular ve Yöreler’ adlı kitabında, kaplıcaların sağlığa olan faydalarını uzun uzun anlatmıştır. ‘İnsan Ekolojisi’ bilim dalının kurucularından sayılması gereken Hppokrates’a göre; bir yörenin havası, suyu ve toprağı, orada yaşayan insanların sağlıklarını etkilemekle kalmayıp, karakter ve davranışlarını, dolayısıyla o yörenin tüm kültürünü de tayin eder. İşte, bu temel kuralın en güzel gözlemlendiği yer, Köyceğiz Gölü’nün çevresinde birbirine yakın uzaklıklarda yer alan şifalı kaynaklar ve bu kaynaklardan asırlar boyu yararlanagelen bu yörenin insanlarıdır.
Sultaniye Kaplıcaları: Bazı tarihçilere göre Sultaniye Kaplıcaları, M.Ö. 1000 yıllarında Kaunoslular tarafından işletilmiştir. Kaplıcalar, daha sonra Bizanslılar zamanında yeni ilaveler yapılarak genişletilmiştir. Eski kalıntıları çevreye yayılmış durumdadır. Bir kısmı ise gölün suları altında kalmıştır.
Sultaniye’nin şifalı sulan, içerik yönünden yurdumuzun en önemli suları arasında yer alır. ‘Kapniç Girmesi’ ya da ‘Sultaniye Termal Turizm Merkezi’ adıyla da anılan bu kaplıcalar üç ayrı kaynaktan oluşmuştur.
a) Büyük Hamam: Temperatürü 3839°Colup, radyoak
tivitesi çok yüksektir. (126 eman)
b) Kubbeli Hamam: Radyoaktivitesi 27 emandır.
c) Soğuk Kaynak: Temperatürü 31.5°C, radyoaktivitesi 37 emandır.
Sultaniye Kaplıcaları, bir bütün olarak, sodyum klorürlü ılıca ve içmeler grubuna dahildir. Suyu, yöredeki diğer kaynaklarla aynı bileşimi gösterir. Klorür, sodyum, hidrojen sülfür ve bromürlüdür. Kaynakların bazılarında radon gazı oranı yüksektir. Temperatürleri 31.5°C ile 41.9°C arasında değişir. pH değerleri 6.40 – 6.74 arasındadır. Toplam debileri 42 İt/sn. olup, günde 10.000 kişinin banyo yapmasına yetecek kapasitededir.
Bu grup sular, yörenin diğer sularından, içlerindeki etkin unsurların fazlalığıyla ayrılmaktadır. Yüksek oranda tuz içermeleriyle dikkati çekerler. Litrede 1830 gramarasında tuz içerirler. Şu halde, deniz suyuna yakın yoğunlukta olup, tuzlu sular sınıfına girmektedirler. İkinci dikkati çeken husus; her birinde bulunan yüksek orandaki hidrojen sülfürdür. 10 miligram civarında olan bu unsur, maden suyuna kükürtlü su karakterini de kazandırır. Diğer taraftan, bazı kaynaklarda 30 emanın üstüne çıkan radyoaktif özelliği de dikkati çeken bir diğer husustur. Büyük Hamam kaynağının radyoaktivitesi 126 eman gibi çok yüksek bir değere ulaşmıştır. Suların sıcaklığı dış uygulamalara imkân verecek düzeydedir. Bunların bir kısmı 30-36°C, diğerleri ise 40°C’ye ulaşan sıcaklık derecelerine sahiptir.
Bütün bu saydığımız özelliklerin dış uygulamalarda olumlu etk ‘eri görülür. Daha ziyade tuzluluğun ve kükürt unsurunun kronik iltihaplar üzerindeki etkisi dikkate alınmalıdır. Tuzlu suların rezolutif özelliği, kükürdün antienfeksiyöz ve antienflamatuvar tesirini kuvvetlendirecektir. Ilımlı düzeyde bulunan termalite, antispazmodik ve sedatif etkisiyle değer kazanır. Dolayısıyla banyo tedavisi; romatizma, nevrit ve poliyomiyelitlerde, kadın hastalıklarında, ruhsal yorgunluklarda çok yararlıdır.
İçerdiği 12 çeşit mineral ile dünyada ikinci sırada yer alan Sultaniye Kaplıcaları; Köyceğiz’e 32 kilometre uzaklıkta olup, göl üzerinden veya denizden motorla ulaşmak da mümkündür.
Sultaniye İçmesi: Antik çağlardan bu yana şifa arayanların uğrak yeri olan Sultaniye Kaplıcaları’um, ayrıca şifalı bir içmesi de vardır. İçmenin suyu, sodyum klorürlü ve sülfatlı sular grubuna dahil olup, temperatürü °2°C’dir.
İçme tedavisi sırasında; suda kü’türt kokusu bulunduğundan, bardakta biraz bekletildikten sonra içilmesi uygun olur. Bağırsak, karaciğer ve safra yolları hastalıklarına önerilen bir sudur. Bileşiminde sülfat bulunması suya ayrı bir özellik kazandırır. Halk arasında ‘Acı Su’ diye bilinen bu tür sular, vücutta depolanmış yağları yakarak fazla kilolardan arındırır. Böbreklerin faaliyetini hızlandırarak vücuttan su ve tuzun bol miktarda boşalmasını temin eder. Ayrıca, karaciğer üzerine etki ederek kandaki zararlı partikülleri temizler.
Sultaniye Kaplıca ve içmeleri’nde; genel tedavi havuzları, sıra banyolar ve içme çeşmeleri bulunur. Belediye’ye ait prefabrik evlerde ve yakın çevrede çok sayıda bulunan pansiyonlarda konaklamak mümkündür. Turizm yöresi olması nedeniyle herhangi bir sorunun yaşanmadığı kaplıcalarda, yardımcı ve sosyal tesisler yeterli düzeydedir.
Ali Rıza Çavuş Girmesi: Köyceğiz Gölü’nün batı kıyısında kalan Ali Rıza Çavuş Girmesi, Kokargirme Kaplıcası’nın yakınındadır. Kısaca ‘Çavuş Ilıcası’ diye de anılır. Sodyum klorürlü ve sülfatlı suyu, ayrıca hidrojen sülfür, bromür ve florür içerir. 3839°Carasında değişen sıcaklığının yanı sıra, yüksek oranda radyoaktivitelidir. (37.7 eman) pH değeri 6.5’dur. Litrede 28 gram total mineralizasyon gösteren suyunun debisi 8 İt/sn. olup, günde 1000 kişinin yararlanabilmesine yetecek seviyedir.
Romatizma, nevrit ve nevraljilere iyi gelen, kadın hastalıkları üzerinde olumlu etkileri olan kaplıca, banyo tedavilerinin yanı sıra, çok yakınında yer alan çamur banyolarıyla da tanınmıştır. Dalyan Çamur Banyoları adıyla da anılan bu banyolar çok ünlüdür. Güzellik çamuru, teni yumuşatarak kırışıklıkları ortadan kaldırdığı gibi, romatizma, siyatik ve belfıtığı gibi hastalıklara da iyi gelir. Yazkış sabit kalan termalitesi, yüksek kükürt ve radyoaktivite oranı ve en önemlisi, Kleopatra’nm burada güzellik banyosu yaptığı söylencesi, Dalyan’ı özellikle yabancı turistlerin uğrak yeri haline getirmiştir.
Çandır Köyü yakınlarında olup,12 kilometre uzunluğundaki bir araziye yayılan bu banyolar, cildi güzelleştirmekle kalmayıp, içeriğindeki radon elementi sayesinde gençlik ve zindelik de vermektedir. Varis oluşumunu önlediği gibi, varisten kaynaklanan ağrı, yorgunluk, kramp ve sinirsel gerginlikleri yok eder.
Kokargirme Kaplıcası: Sodyum klorürlü olan suyu yüksek radyoaktivitelidir. (21 eman) Romatizma, solunum yolları ve kalp-damar hastalıklarına yararlıdır.
Velibey Kaplıcası: Aynı mevkide, Velibey Deresi’nin içindedir. Kokargirme ve Çavuş Ilıcaları’yla benzer özellikler gösterir. Radyoaktivitesi ve debisi biraz daha yüksektir. (20 İt/sn) Cilt ve kadın hastalıklarına tavsiye edilmektedir.
Kel Girme Kaplıcası: Ölemez Dağı eteklerinde, Dalyan köyü yakınlarındadır. Cilt hastalıklarına iyi gelen bir kaplıcadır.
Ölemez Kaplıcası: Köyceğiz’in ünlü Ölemez Dağı eteğinde, göl kıyısındadır. Türkiye’nin radyoaktivitesi en yüksek kaplıcaları arasındadır. (98.8 eman) Temperatürü 40°C ‘dir. ‘Gençlik Suyu’ ya da ‘Kudret Pınarı’ diye ünlenmiştir. Suyu, mide, bağırsak rahatsızlıklarına, romatizmal ve hormonal hastalıklara iyi gelir. Özellikle yaşlıların hormon tedavisinde çok olumlu sonuçlar alınır.
Kaunos Şifalı Çamuru: Dalyan yöresinde, Kaunos ören yeri yakınlarındadır. Kükürtlü ve radyoaktiviteli çamur, sağlık ve güzelliğine önem veren yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.
Köyceğiz ilçesi, turizm açısından büyük hareketliliğin yaşandığı ender yörelerden biridir. Küçük pansiyon evlerinden tutun da, beş yıldızlı modern otellere, tatil köylerine kadar tüm tesisler, bölgeyi ziyarete gelenlerin konaklama sorunlarını gidermeye çalışmaktadırlar. Ancak bunların arasında, termal hizmet vermesiyle dikkati çeken bir otel vardır ki, o da Spa Hotel Thermemaris’tir.
Dalaman Havaalanı’na 6 kilometre uzaklıkta, Incebel mevkiindeki bir termal su kaynağının yanı başında yer alan dört yıldızlı bu tesis; sağlık ve güzellik dağıtmasıyla ün kazanmıştır. Sıcak suyun hücre yenileyici, cilt rahatsızlığını giderici, sellülit eritici özelliklerinden yararlanmak isteyenler, uzman estetisyenler ve terapistler aracılığıyla uygulanan kürler sonunda bu amaçlarına ulaşırlar. Kürler arasında; vücudu rehabilite eden antistress kürü, eklem ve kemik rahatsızlıkları için fizyoterapi ve bodyforming de bulunmaktadır. 70 odada 140 yatak ve 6 apart daireyle hizmet veren tesisin, bir bölümü göl ve deniz, diğer bölümü ise dağ manzaralıdır. Özel banyolar, sauna ve masaj gibi yardımcı ünitelerin de yer aldığı tesiste, sağlık, eğlence ve dinlencenin en güzelini yaşa mak mümkündür.
Muğla’nın birbirinden güzel tatil yörelerindeki şifalı su kaynaklarından yararlanmak ve bu arada konaklama olanaklarını gözden geçirmek isteyenler, başta Muğla olmak üzere, Marmaris, Köyceğiz, Fethiye, Datça, Milas, Turgutreis, Bodrum ve Dalaman Havaalanı’nda bulunan Turizm Danışma Büroları’na başvurup istedikleri bilgiyi alabilirler.