Hatay, kaplıca ve içme sayısı bakımından diğer illere nazaran ne kadar geri kalsa da, yine de kaliteli ve şifa değerleri yüksek önemli birkaç kaplıca ve içmeyi bünyesinde barındırmaktadır. Hatay kaplıcalarının en önemli özelliği ise, Türk vatandaşlarının yanı sıra, mevcut sınır kapılarından pasaport ya da pasavanla geçiş yapan Suriye vatandaşları tarafından da yoğun bir ilgiyle karşılanmış olmasıdır.
Bunlardan en önemlisi Reyhanlı Kaplıcası’dır. Reyhanlı ilçe merkezine 13 kilometre uzaklıktaki Hamam bucağının 4 kilometre güneydoğusuna düşer. Ağaçlarla kaplı kaplıca alanının deniz seviyesinden yüksekliği 120 metredir. TürkiyeSuriye sınır güvenlik bölgesi içinde olduğundan jandarma denetimindedir. Bu nedenle, özellikle özel araçlarıyla gelenler ancak izin almak koşuluyla kaplıca suyundan yararlanabilirler.
‘Reyhanlı Hamamı‘ ya da ‘Hamamaş Kaplıcası‘ diye de adlandırılan kaplıcanın suyu, aynı bileşimlere haiz üç ayrı kaynaktan çıkmaktadır. Kükürtlü ılıca ve içmeler grubuna dahil olup, sodyum bikarbonat, kalsiyum sülfat, bromür ve hidrojen sülfür içerir. Her üç kaynağın temperatürleri 3537°C, radyoaktiviteleri 3.746.91 eman ve pH değerleri 7.107.15 arasında değişmektedir.
Banyo tedavisi; romatizma, nevralji, nevrit, kadın ve cilt hastalıklarına, serpintileme ve koklama kürleriyle de solunum yolları hastalıklarına önerilmektedir. İçme tedavisi ise, karaciğer, safra yolları ve bağırsak hastalıklarına yararlıdır. Bu su, total mineralizasyonu 1.5 gramın biraz üstünde olan karışık bileşimli bir maden suyudur, içeriğindeki tüm anyon ve katyonlar, eşik değerlerin üzerinde bulunur. Ortalama 36°C’deki sıcaklığıyla dış uygulamalara olanak sağlar. Genelde ağrılı hastalıklarda, özellikle de artroz türü romatizmal sendromlarda, karın bölgesinin iltihabi olmayan fonksiyonel ağrılı hallerinde değerlendirilmesi uygun olur.
Kaplıcada, iki adet genel tedavi havuzu ile çok sayıda sıra banyo bulunmaktadır. 1983 yılına kadar Fransızlardan kalma tek katlı otelle idare edilen tesiste, konaklama ve diğer yardımcı üniteler nitelikli hale getirilmiştir. Kaplıca otelinin toplam yatak kapasitesi 250’yi geçmektedir.
Suriye vatandaşlarının rağbet ettiği bir diğer şifalı su kaynağı da, eski adı Yeşilkent olan Erzin ilçesindeki Erzin Ilıcası ve Erzin Maden Suyu’dur. Ilıca, ilçe merkezine 3 kilometre uzaklıktaki Gökdere köyündedir. Maden suyu kaynağı ise köyün kuzeyinde, 1 kilometrelik bir mesafededir. AdanaIskenderun karayolundan 10 kilometre uzakta kalan bu ılıca ve içmelere, özellikle yaz sezonunu Akdeniz sahil şeridinde geçiren tatilciler rağbet etmekte, hafta sonlarını bu bölgede geçirmektedirler.
Ilıcanın bikarbonat, magnezyum, kalsiyum sülfat, karbondioksit ve bromür içeren suyunun sıcaklığı 30°C, radyoaktivitesi 0.3 eman, pH değeri 6.75’dir. Maden suyunun temperatürü ise 24°C, radyoaktivitesi 0.6 eman, PH değeri aynıdır. Mide ve bağırsak hastalıklarına önerilen bu suyun bileşiminde 5 gramın üzerinde total mineralizasyon vardır. Çok hafif tuzlu, hafif acı, bikarbonatlı, toprak kalevili ve karbondioksitli bir sudur. Bu değerli suya halkın gösterdiği ilgi boşuna değildir. Suyun bileşimindeki bütün anyonlar ve katyonlar, insan vücudundaki belirli sistemler üzerinde sinerjik bir etki yapmak üzere sanki yapay olarak hazırlanmış kanısını uyandırmaktadır. Toprak kalevili bikarbonatlı suların karaciğer, safra kesesi, bağırsak ve pankreas üzerindeki etkisi zaten bilinmektedir. Ayrıca, metabolizma hastalıkları üzerindeki olumlu etkisi, özellikle diyabet vakalarındaki yararları yadsınamaz. Oysa, 5 grama yakın toprak kalevili bikarbonatlı bir su olan Erzin İçmesi’nde, olaya hafif tuz ve sülfat anyonunun karışmasıyla bu etki daha da artmaktadır. Sülfat anyonunun magnezyumla birlikte ayrı bir etkilemeyle karaciğer fonksiyonları ve safra kesesi üzerine tesir edeceği de bir gerçektir. Bu arada, tuzun devreye girmesiyle gastrointestinal sistem ve anneskleri üzerinde motris ve sökretuvar fonksiyonlarının uyarılması gerçekleşecek ve bu durum sonuçta üç unsurun aynı bileşimde buluştuğu Erzin Maden Suyu’na daha da etkinlik kazandıracaktır. Suyun 24°C’Iik hafif bir termalite göstermesi de bir başka açıdan olumlu bir etki yaratacaktır. Ayrıca, 1 grama yakın karbondioksit içermesi, sindirim faaliyeti üzerinde olumlu etki yapmanın yanı sıra suyun içimini de kolaylaştıracaktır.
Erzin ılıca suyu da hemen hemen aynı bileşimi göstermektedir. Maden suyuna nazaran sülfat anyonu miktarında artma, buna karşılık tuz miktarında azalma gözlenmiştir. Şu halde, Erzin ılıca suyu da toprak kalevili, acı bikarbonatlı bir sudur. Demir ve bromür içerir. Termalitesi biraz daha yüksektir. Bu su da içme olarak kullanılabilir ve benzer endikasyon özellikleri gösterir. Dış uygumalarda hafif sedatif etkisiyle yararlı olur.
Ilıcanın suyu, mevcut genel havuzun dibinden kaynar. Çok sayıda sıra banyosu, içme için çeşmeleri ve yeterli düzeyde sosyal tesisleri bulunmaktadır. 4 büyük otel ile sayıları 100’e yaklaşan muhtelif pansiyonlar, konaklama ihtiyacını karşılayacak seviyededir.
Başlamış Kaplıcası ile Başlamış Maden Suyu, Erzin ilçesindeki diğer şifalı su kaynaklarıdır. Her ikisi de, ilçeye bağlı Başlamış köyündedir. Erzin Ilıca ve Maden Suyu ile hemen hemen aynı özellikleri taşırlar. Özellikle sindirim sistemine bağlı rahatsızlıkların giderilmesinde, yöre halkının rağbet ettiği şifalı sulardandır.
Bu arada, Hatay’ın Batıayaz Yaylası’ndan da söz etmek gerekir. Bu yaylanın suyu ve kuru havası romatizmal hastalıklar için birebirdir. Suyu içimli ve tatlı bir sudur. Hazımsızlığa iyi gelir. Burası, aynı zamanda Antakyalıların hafta sonlarını değerlendirdikleri gezi ve piknik alanlarının en güzellerinden biridir.
Hatay ilindeki şifalı su kaynaklarından yararlanmak isteyenler için konaklama sorunu yaşanmaz. Bölge hem küçük, hem de yoğun bir tatil yöresi olduğundan, çok sayıda otel, motel ve pansiyon bulmak mümkündür. Yerleşim yerleri arasındaki mesafelerin kısa olması, ulaşım olanaklarının sınırsız olması, ziyaretçilere avantaj sağlar. Yine de konu hakkında bilgi edinmek isteyenler Antakya, İskenderun ve Cilvegözü Turizm Danışma Büroları’na müracaat edebilirler.