Çorum il merkeziyle ilçelerinde çok sayıda kaplıca ve içme bulunmasına rağmen, gerek ulaşım ve gerekse konaklama gibi altyapı tesislerinin yetersiz oluşu, mevcut potansiyelin tam randımanla değerlendirilmesine olanak tanımamaktadır. Çorum’daki şifalı sulardan gereğince yararlanamaması konusunda, maden suları da payını almış durumdadır. Yine de, halkın yoğun olarak ziyaret ettiği şifalı su kaynakları az değildir. Bunlar sırasıyla;
Karacaviran Maden Suyu: 11 merkezine 5 kilometre uzaklıktaki Karacaviran köyünden çıkan bir sudur. İdrar söktürücü etkisi vardır.
Arak Maden Suyu: Yine Karacaviran köyü yakınlarından kaynayan bir sudur. Aynı endikasyon özelliklerine sahiptir.
Çayköy Kaplıcası: Çorum’un 15 kilometre kuzeybatısında, Çayköy’dedir. ‘Çay Kaplıcası’ ya da ‘Çayköy Hamamı’ diye de anılır. Kaplıca suyunun temperatürü 32-33°C’dir. Başta romatizma olmak üzere pek çok hastalığın tedavisinde ün yapmış bir kaplıcadır. Yüzme havuzu da bulunan kaplıcada sosyal tesis sıkıntısı çekilmez.
Meşe Ilıcası: Çorum’daki yöresel ağırlığı olan şifalı su kaynaklarından biridir. Halk tarafından rağbet görmektedir.
Aşağı Yoncalı İçmesi: Bayat ilçesinde bulunan bir içmedir. Suyu mide ve bağırsak rahatsızlıklarını giderir.
Manastır Kaplıcası ve İçmesi: Sungurlu ilçesinin 4 kilometre uzağındadır. Toprak kalevili acı bir içmesi vardır. Suyun bileşiminde litrede 6 grama yaklaşan tuz miktarı, içimi zorlaştırır ama endikasyon etkisini de artırır. Özellikle karaciğer ve safra yolları üzerinde tesirlidir. Bünyedeki şeker miktarını dengeleyen yararlı bir kaynaktır.
Laçin Hamamı ile Laçin Sarılık Suyu Kaplıcası: Çorum’a 28 kilometre uzaklıktaki Laçin ilçesindedir. İdrar yolları rahatsızlıklarına ve sarılığa iyi gelen bir suyu vardır.
Çorum’un en önemli kaplıcası ise, Mecitözü ilçesinde bulunan Figanı Kaplıcası‘dır. Çorum’a 48 kilometre, ilçe merkezine ise 16 kilometre uzaklıktaki Figanı köyündedir. Deniz seviyesinden 750 metre yükseklikte olan kaplıcanın eski adı ‘Beke Kaplıcalaradır. ‘Figanı Hamamı‘ olarak da anıldığı olur.
Yapılan araştırmalar, kaplıca tarihinin çok eski dönemlere kadar uzandığını, Hititler ve Romalılar zamanında da işletildiğini bize göstermiştir.
Sodyum bikarbonatlı, az miktarda magnezyum içeren, oligometalik bir sudur. Temperatürü 35°C, pH değeri 7.34, radyoaktivitesi 2.15 emandır. Banyo tedavisi; romatizma., siyatik, nevralji ve kalp hastalıkları için yararlıdır.
Çorum sularının çoğunluğunda olduğu gibi, bu su da, toprak alkali ve az miktarda alkali bikarbonatlı, karbogazöz bir sudur. Total mineraîizasyonu litrede yarım gramın daha altındadır. Bu nedenle lavaj kürleri denilen, diüretik etki beklenilen içme kürlerinde kullanılabilir. İdrar arttırıcı etkisiyle vücuttaki bazı metabolizma artıklarının idrar yoluyla atımını sağlar. İdrarda pH değişmelerini olumlu yönde etkiler ve asit ortamda oluşan taşların düşürülmesine yardımcı olur. Ancak, alkalik ortamda çökelen taşlar için kullanılmasına dikkat edilmelidir.
Kaplıcada tedavi tesisi olarak; 2×6 metre boyutlarında çok sayıda banyo ve havuzlar bulunur. Kadın ve erkeklerin ayrı ayrı yararlandıkları kaplıcanın sosyal tesisleri yeterli düzeydedir. Önceleri 42 olan toplam yatak sayısı bugün 100’ü geçmiş durumdadır. Sezon sırasında bu sayının da yetersiz kalması halinde, yatak sayısı kamp çadırı kurulmak suretiyle arttırılmaktadır.
Çorum’daki ikinci önemli kaynak, Kargı ilçesindeki Tekkesin Maden Suyu‘dur. ilçeye bağlı Gökçedoğan köyü sınırları içinde, köye 1 kilometre uzaklıktadır. ‘Gökçedoğan Maden Suyu‘ diye de anılmaktadır.
Bikarbonatlı, magnezyumlu, kalsiyumlu ve karbondioksiti olan bu suyun temperatürü 17°C, pH değeri 6.25, radyoaktivitesi 0.44 emandır. Bileşimi; toprak alkali ve kuvvetli bikarbonatlı bir su olduğunu göstermektedir. 17°C lik ısısı, içme olarak kullanılmasının uygun olacağını düşündürür. Litrede 6 gramın üstünde mineral taşıyan bu suyun; özellikle metabolizma hastalıklarında değerlendirilmesi düşünülmelidir.
Bu tür sular, bir taraftan hafif diyabetik hastalarda, diğer taraftan kanında ürik asit birikimi saptanan gut’lularda ve nihayet fazla gıda almaya bağlı eksojen şişmanlıklarda olumlu bir etki meydana getirir. Ayrıca, pankreas amilazının tesirini arttırdığı için bazı fermentler üzerinde de etkili olması beklenebilir. Kanda yedek alkali ve asitbaz dengesi üzerinde düzenleyici bir etki yapar. Bu yolla ensülin aktivitesinin artmasına yardımcı olur. Bikarbonatlı su olarak, mide ve bağırsak yollarının tüm salgı sistemi üzerine etkilidir. Özellikle mide asiditesini düzenler. İkinci aşamada, mukozanın salgı sistemini uyarır ve asit yapımını arttırır. Sindirimi kolaylaştırıcı bir etkisi vardır. Kuvvetli mineraiizasyon gösteren bikarbonatlı suların en önemli etkilerinden biri olan hepatovasküler sistem üzerindeki tesiri, bu sudan da beklenebilir. Safra akışının artması, bileşiminin değişmesi, çeşitli nedenlerle bozulan karaciğer fonksiyonel testlerinde düzelme meydana getirir. Bu suyun total mineralizasyonunun çok kuvvetli oluşu göz önünde tutularak, içme kürlerinde az miktarda kullanılması önerilir. Bu da, bilindiği gibi yemeklerden önce 50’şer gramdan başlanarak, hastanın kapasitesine göre 150’şer grama kadar arttırılan dozlardan oluşur. Hasta bir günde toplam olarak ve 3 defada almak suretiyle 150450 grama kadar su içmelidir.
Tekkesin Içmeleri’nde; içme çeşmelerinin yanı sıra yeterli sayıda sosyal tesis de bulunmakta, gerek ilçe merkezine ve gerekse diğer beldelere düzenli ulaşım olanağı sağlanmaktadır.