Bolu, şifalı su kaynakları bakımından zengin illerimizden biri olup, kaplıcaları ve içmeieriyle tanınmıştır. Maden Tetkik Arama Enstitüsü’nün il dahilinde yaptığı çalışmalar,” Merkez, Gerede, Göynük, Mudurnu ve Seben ilçelerinde kaplıca sularının, Merkez ve Mengen ilçelerinde ise maden sularının geniş bir halk kitlesi tarafından tanınmasına vesile olmuştur. Bolu’nun şifalı suları, doğal güzellikleri ve eşsiz çam. ormanları, yörenin turizm merkezi olma şansını arttırmaktadır.
Bolu Merkez ilçe, gerek kaplıca ve içmelerinin zenginliği, gerekse maden sularının çokluğu bakımından diğer ilçelere nazaran ilk sıradaki yerini muhafaza etmektedir. Bunları sırayla inceleyecek olursak;
BoluKıbrısçık yolu üzerinde, il merkezine 5 kilometre uzaklıkta, Karacasu köyünde bulunan kaplıcalar grubuna Bolu Kaplıcaları adı verilir. Turizm Bakanlığı tarafından 1994 yılında Termal Turizm Merkezi’ ilan edilen bölgede; Büyük Kaplıca ile Yeni Termal Otel, Küçük Kaplıca ve Sağlık Bakanlığı’na ait Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi olmak üzere dört farklı tesis bulunmaktadır. Burası, Seben Dağı’nın eteklerinde, çevresi ormanlarla kaplı nezih bir dinlenme yeridir. Bölgenin denizden yüksekliği 750 metredir.
Bolu kaplıcalarının tarihi hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber, çok eski dönemlerde de kullanıldığı, son yıllarda Büyük ve Küçük kaplıcalar arasında yapılan kazılardan anlaşılmıştır. Dr. Rıza Reman ‘Balneoloji’ isimli eserinde; Bolu kaplıcalarının 17 yüzyılı geçkin bir süredir tanındığından, Tournefort, Pococoke, Oramer ve Laeke gibi Avrupalı gezginlerin yazdıkları eserlerde bu kaplıcalardan söz ettiklerinden bahseder ve W. Hamilton tarafından kaplıcanın detaylı bir haritasının çizildiğini belirtir.
Ünlü seyyahımız Evliya Çelebi ise, ‘Seyahatname’ adlı eserinde, Bolu kaplıcaları hakkında şöyle bir not düşmüştür: “Bolu şehrinin güney tarafı dışında, bağlara yarım saat yakın bir yerde, küçük eski tarzda bir ılıca vardır. Allahü Teâlâ (c.c.)’nın yarattığı dünyaca meşhur bir sıcak sudur. Son derece sıcak olup, uyuz hastalığına faydalıdır. İçenin midesini düzeltir, vücudunu pamuk gibi yapar. Şifa kudreti görülmüş bir ılıcadır. Şehrin büyüğü küçüğü, araba araba bu ılıcaya gelip hastalıklarından arınırlar. Ilıcanın kuzeyinde Yozgat Baba Tekkesi vardır…”
Bazı tarihçiler, kaplıcaların Selçuklular döneminde de işletildiğini yazarlar ki, bu doğrudur. Yöredeki şifalı suların Romalılardan beri kullanıldığı tahmin edilse de, Romalıların burada bulunan yedi ayrı kaynak üzerine inşa ettikleri yedi hamamın kalıntıları günümüze kadar ulaşamamıştır.
Büyük Kaplıca: Madeni az ılıca ve içmeler grubunda incelenen kaplıca suyu, Doğu ve Batı kaynağı olmak üzere iki ayrı yerden kaynamaktadır. Kalsiyum bikarbonat, sülfat, magnezyum ve karbondioksit içermektedir. Batı kaynağındaki radyoaktivite oranı, yöredeki diğer kaynaklara göre çok fazladır.
Kaplıcanın hipertermal ve hipotonik olan suyunun temperatürü 4244°C’dir. Doğu kaynağının radyoaktivitesi 6.26, Batı kaynağının radyoaktivitesi ise 114.28 emandır. Her iki kaynağın pH değerleri 5.82 ilâ 6.36 arasında değişmektedir. Ayrıca, Batı kaynağındaki 251 mg/It.lik karbondioksit oranı, Doğu kaynağında biraz daha fazla, 313 mg/It.dir. Büyük Kaplıca’nın suyu, Bolu Termal Otel bünyesinde değerlendirilmektedir.
Bolu Termal Otel: Üç yıldızlı modern bir termal tesistir. Bizans döneminden kalma tarihi hamamlar üzerine kurulmuştur. Otelin alt katında bulunan on iki özel odalı kaplıca kısmından, belirli bir ücret karşılığında yararlanılabilmektedir. Otelde; dört adet tedavi havuzu ile iki büyük dinlenme odası bulunmakta ve müşterilerine 74 odada 145.yatak kapasitesiyle konaklama hizmeti sunulmaktadır.
Küçük Kaplıca: Büyük Kaplıca ile benzer özellikler gösterir. Suyu, karbondioksitli, toprak kalevili, sülfatlı, bikarbonatlı, radyoaktif, hipertermal ve hipotonik bir sudur. Çok az miktar da demir içerir. Onun da, Doğu ve Batı kaynağı olmak üzere iki kaynağı vardır. Temperatürü 4344°C, Doğu. kaynağının radyoaktivitesi 7.67, Batı kaynağının ise 15.95 emandır. pH değerleri 5.82 ilâ 6.36 arasında değişkenlik gösterir. Doğu kaynağındaki 714 mg/lt.lik karbondioksit oranı, Batı kaynağında biraz daha fazla, 784 mg/lt.dir.
Tedavi bölümü; bir adet tedavi havuzu ile otuz üç adet sıra banyodan ibarettir. Konaklama olanakları kısıtlıdır. 18 odada ihtiyaca cevap verilmeye çalışılmaktadır. Ancak, artan yoğun talep karşısında, diğer termal tesislerde olduğu gibi, burada da genişletme ve restorasyon çalışmaları yapılmaktadır.
Bolu kaplıcaları; romatizma, nevralji, nevrit, polinevrit, siyatik ve kadın hastalıkları için önerilmektedir. İçme olarak pek kullanılmasa da, kalsiyum sülfat ve bikarbonat içerdiğinden diüretik etki gösterir. Miktar arttırılırsa (7501000 gram) daha fazla idrar atımıyla karşılaşılır. İlk saatlerde açık renkte olan idrar, sonradan koyulaşır ve kap içinde tortu bırakır. 24 saatte atılan tuz miktarı, ilk 15 gün içinde daha çoktur.
Karbondioksitli olan bu toprak kalevili. acı bikarbonatlı sular; içme tarzında kullanıldığında, özellikle karaciğer ve safra kesesi üzerinde yumuşak bir etki oluşturur. Fakat, suyun içme olarak asıl değerlendirilmesi gereken hastalık grubu böbrek rahatsızlıklarıdır. Bilhassa böbreğin ve idrar yollarının bazı iltihaplı durumlarında, taş oluşumunda ve fonksiyonel hastalıklarda değerlendirilebilirler. Dış uygulamalar bakımından bu sıcak suların sedatif etkilerinin yanında, dolaşım sistemi üzerinde meydana getirecekleri etki de göz önünde tutulmalıdır. Şu halde, bu sular bir taraftan karaciğerin, safra yollarının ve böbreklerin işleyişine etki edecektir demektir. Bir taraftan kanın bileşimini dengeli hale sokarken, diğer taraftan dış uygulamalar yoluyla periferik dolaşımı düzenleyeceklerdir. Bu sular aynı zamanda radyoaktif olduğundan, karbondioksit gazıyla birlikte inhalasyon uygulaması suretiyle de değerlendirilebilirler. Nitekim, üst solunum yollarının ve akciğerlerin sedatif etki beklenen rahatsızlıklarında, inhalasyon yöntemi etkili olacaktır. Suların az miktar demir içermesi, lokal ve genel endikasyona farklı bir özellik kazandırır. Kaplıca suyundan; sindirim, diyabet, guatr, kısırlık, diş çürümesi, nefes darlığı, astım gibi spesifik hastalıkların tedavisinde de yararlanılmaktadır.
Bolu Kaplıcalarımın denizden olan yüksekliği, tedavide ayrı bir etken olarak rol oynar. Yakınında bulunan Gölcük Gölü ve diğer doğal güzellikler, sağlık turizmi bakımından değerlendirilmesi gereken unsurlardır. İklim koşulları dikkate alınacak olursa, bölgenin çok yönlü ve gayet zengin olanaklara sahip bulunduğu görülecektir.
Her geçen gün ilginin arttığı gözlemlenen yörede, pansiyonculuk gelişmiştir. Bu gelişme, çevrede sosyal tesislerin yeterli düzeye yükselmesine neden olmuştur. Yeni yeni yapılan ilavelerle, kaplıcalardaki toplam yatak sayısı arttırılmakta, yeterli olmaması halinde, sezon sırasında kamp çadırları devreye sokulmaktadır. Ulaşım sorunu yoktur. Her 15 dakikada bir, il merkezinden kalkan dolmuşlarla bölgeye ulaşmak mümkündür.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi: Doğal kaynakların kullanıldığı bu hastane, ülkenin bu alandaki en önemli hastanelerinden biridir. Özellikle romatizmal hastalıklarda, kemik ve kireçlenme hastalıklarında üstün tedavi olanaklarına sahip olup, 150 yatak kapasitesi ve uzman kadrosuyla hizmet vermektedir
Bolu’nun şifalı sulan, iltihabi olmayan romatizmal hastalıklara ve kireçlenmelere çok iyi gelmektedir. Dış yüzeyle bağlantılı olan kireçlenme, sıcak kaplıca tedavisiyle giderilmeye çalışılmaktadır. Sıcaklığın etkisiyle hem ağrı azalmakta, hem de dolaşım sisteminde gözle görünür iyileştirme elde edilmektedir. Kireçlenme rahatsızlığı olanlar için 15 günlük, günde 20 dakika süreli tedavi uygulanmaktadır.
Kökez Doğal Kaynak Suyu: BoluKıbrısçık yolu üzerinde, il merkezine 5 kilometre mesafede, Gölcük Gölü yakınındadır. Çam ormanları arasındaki Gölcük Gölü’nün bulunduğu bu yöre, aynı zamanda eşsiz bir mesire yeridir. İşte bu. mesirelikten, dünyanın en güzel içme sularından biri olan Kökez Doğal Menba Suyu kaynamaktadır. Bileşiminde 0.01 oranında kireç vardır. İçimi kolay, lezzetli bir sudur.
Ömerler Maden Suyu: BoluMerkez ilçeye bağlı Ömerler köyünden kaynayan değerli bir maden suyudur. 1535 mg/lt. oranında karbondioksit içeren, magnezyumlu ve kalsiyum bikarbonatlı bir sudur. Sodalı soğuk sular grubuna dahildir. Kalpdamar ve solunum yollan hastalıkları için yararlıdır.
Berkköy Maden Suyu: Merkez ilçeye bağlı Berk köyünde d ir. ‘Berki Kebir Maden Suyu’ diye de anılır. Bileşiminde karbondioksit bulunur. Solunum yollan ile kalpdamar hastalıkları için yararlı bir sudur.
Kokar Maden Suyu: Bolu il merkezi yakınlarından kaynayan bir sudur. Bileşiminde kükürt vardır. Romatizmal hastalıklarda, solunum yolları ve beslenme bozukluklarında şifalı etkisi olan bir maden suyudur.
Kınık Acı Suyu: Merkez ilçeye bağlı Ilıcakınık köyündedir. Bu da diğer maden suları gibi, sodalı soğuk maden suları grubuna dahildir. Karbondioksit içeren Kınık Acı Suyu, solunum yolları ve kalpdamar hastalıklarında yararlıdır.
Çepni Maden Suyu: Merkez ilçeye bağlı Çepni köyündedir. Kalevi ve toprak kalevili bikarbonatlı sular grubuna dahildir. Çok miktarda karbondioksit içerir (1330 mg/lt). Karaciğer ve safra yolları rahatsızlıklarında, mide ve bağırsak hastalıklarında, solunum yollarıyla kalpdamar hastalıklarında şifa değeri yüksek, tanınmış bir maden suyudur.
Bolu’nun yakın ilçelerinden Mudurnu da, şifalı su kaynakları açısından zengin ilçelerimizden biridir. Gürçam köyünde bulunan Gürçam Kaplıcasının yanı sıra, ilçe kendi adıyla anılan kaplıcalarıyla tanınmıştır.
Mudurnu Kaplıcaları: İlçe merkezinde bulunan, aynen Bolu Kaplıcalarında olduğu gibi, bir grup kaplıcanın bir arada bulunduğu termal bir merkezdir. Söz konusu kaplıcaları sırayla inceleyecek olursak;
Babas Kaplıcaları: Mudurnu’nun 2 kilometre güneydoğusundadır. ‘Kocababas Kaplıcaları’ diye de anılmaktadır. Kaplıcanın; Yukarı Kocababas ve Aşağı Kocababas diye adlandırılan iki kaynağı vardır.
a) Yukarı Kocababas; sodalı sıcak maden suları grubuna dahil, toprak kalevili bikarbonatlı bir sudur. Bileşiminde sodyum ve kalsiyum hakimiyeti görülür. Litrede 387 mg/lt oranında karbondioksit içerir.
b) Aşağı Kocababas; bu kaynak diğerinden biraz daha güneydedir. ‘Hayat Kaplıcası’ diye de bilinir. İzotermal ve karbondioksitlidir. Litrede 333 mg/lt oranında karbondioksit içermektedir.
Babas Kaplıcalan’nın temperatürü 35°C’dir. Banyo tedavisi; cilt ve romatizma hastalıklarına, felçli ve nevratik hastalara yararlıdır. İçme tedavisi ise; mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarının giderilmesinde önemli rol oynar. Bünyeye zindelik kazandırır.
Türkiye’nin dört bir köşesinden pek çok ziyaretçinin geldiği bu kaplıcalar tesis yönünden zengindir. Her türlü ihtiyaca cevap verecek konaklama ve sosyal imkânlar sunar. Yoğun talebi karşılamak için, sezon sırasında kaplıca alanına çadır kurulmaktadır.
Hıdıroğulları Termal Tesisleri: Mudurnu kaplıcaları bünyesinde, aynı kaplıca sularının kullanıldığı bir termal tesistir. Kaplıcaların işletmeciliğini özel bir müessese üstlenmiştir.
Sarıot Kaplıcaları: Mudurnu’nun 30 kilometre kuzeyinde, Sarıot köyündedir. ‘Sarot Kaplıcası’ diye de bilinir. Kaplıca civarında, Roma ve Bizans dönemlerine ait hamam yıkıntıları bulunmaktadır. Sodyum ve kalsiyum sülfatlı, sıcak maden suları grubuna dahildir. Bileşiminde bir miktar kükürt de vardır.
Sarıot Kaplıcaları suyunun sıcaklığı 60°C olup, romatizmal hastalıklara, nevralji ve kadın hastalıklarına iyi gelir. Romatizma ağrılarını dindirir, içilmesi halinde; kalpdamar, karaciğer, safra kesesi ve beslenme bozukluklarına yararlı bir sudur.
Çevresi ağaçlıklı olan kaplıca, tesis yönünden ihtiyacı karşılayacak düzeydedir. Sosyal imkânları ve çadır kurmaya
uygun alanları vardır.
Bolu’nun Seben ilçesi de, kaplıca zengini ilçelerimizden biridir, ilçe dahilindeki şifalı su kaynaklarının belli başlıları şunlardır:
Bağlım ‘Bağlımı’ Kaplıcaları: Seben’e 15 kilometre uzaklıkta, ilçenin güneyine düşen Kesenözü köyündedir. Kaplıcanın bulunduğu vadide, Roma ve Bizans dönemlerine ait tarihi kalıntılar bulunmaktadır. Kaplıcanın çevresi dağ ve kış sporlarına uygun bir yer olduğundan, kış aylarında ulaşmak çok zordur. Kaplıca olanaklarından ancak yaz aylarında yararlanılır.
Ravlı ‘Pavlı’ Kaplıcası: Aynı yörede bulunan bir diğer kaplıcadır. Kesenözü köyü yakınlarındadır. Suyunun cilt hastalıklarına iyi geldiği bildirilmektedir.
Seben Kaplıcaları: İlçe merkezine 4 kilometre uzaklıktadır. Aladağlar’ın eteklerinde yer alan bu kaplıcalar, Osmanlı döneminden bu yana kullanıla gelmiş birer şifa merkezidir.
Buradaki iki kaynaktan 44°C sıcaklıkta fışkıran şifalı sular, birçok hastalığa deva olmaktadır. Otel, motel, lokanta ve dinlenme tesislerinin yeterli düzeyde olduğu Seben Kaplıcalarına yurt içinden büyük ilgi vardır.
Bolu’nun Göynük ilçesinde bulunan Çatak Kaplıcası da tanınmış bir şifalı su kaynağıdır. İlçe merkezine 30 kilometre uzaklıkta, Çatak köyü yakınlarındadır. Oligometalik bir sudur. Siyatik ve romatizmaya iyi gelir, adale ağrılarına son verir. Felç hallerinde, özellikle çocuk felci vakalarında olumlu etkisi olan bir kaplıcadır. Ayrıca, içme tarzı uygulamayla mide ve bağırsak rahatsızlıkları giderilir.
Gerede’deki Aktaş Uyuz Hamamı da, sodalı soğuk maden suları kapsamında oligometalik bir sudur. İlçeye bağlı Aktaş köyündedir. Özellikle uyuz hastalığına, ayrıca romatizma ve midebağırsak rahatsızlıklarına tavsiye edilir.
Mengen’deki İncedere Maden Suyu ile Yeniçağ’daki Anatolya Maden Suyu bölgedeki diğer şifalı su kaynaklarıdır.
Bolu’da mevcut şifalı su kaynakları ile ulaşım ve konaklama olanakları hakkında bilgi almak isteyenler, Bolu Turizm Danışma Bürosu’na müracaat edebilirler.