Ömerli Kaplıcası

Ömerli Kaplıcası: Geçek Kaplıcası’nın 1 kilometre güneyinde, lnaz köyü sınırlan içerisindedir. Afyon’a 15 kilometre uzaklıktadır. ‘Ömerler’ ya da ‘Ömer Kaplıcası’ da denilmektedir. Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nin 9’uncu cildinde bu kaplıcadan bahseder. Kaplıcada bulunan mezar taşında, Ömer Dede isimli bir ermiş çobanın asası ile yeri kazarak bu kaynağı bulduğu yazılıdır.
Sodyum klorürlüibikarbonatlı ve karbondioksitli olan bu su, ayrıca demir ve arsenik de içermektedir. Denizden yüksekliği 1050 metre olan Ömerli Kaplıcası’nda çamur banyosu da yapılabilmektedir. Çamurlu suyun kaynağından çevreye yoğun bir kükürt kokusu yayılmaktadır. Bu da, yerin altında henüz yüzeye çıkmamış büyük termal kaynakların bulunduğunun bir işaretidir.
Kaplıca suyunun sıcaklığı 43-54°C arasında değişmektedir. Radyoaktivitesi 9.5 eman, pH değeri ise 7.2’dir. Geçek Kaplıcası ile aynı şifalı özelliklere sahiptir.
Üst solunum yolu hastalıklarında buğulama ve serpinti-leme yöntemleri tercih edilmelidir. Banyo tedavisi ayrıca; romatizma, nevralji, kırık sekelleri, mide ve bağırsak kaynaklı metabolizma bozuklukları, kadın hastalıkları, deri hastalıkları, sinir ve kas yorgunluğu, sinirsel rahatsızlıklar, eklem kireçlenmeleri, karaciğer ve safra yollarındaki düzensizlikler için tavsiye edilir.
Sürekli ulaşım olanaklarına sahip kaplıcanın; olimpik niteliklere haiz iki büyük tedavi havuzu, özel idare’ye ait toplam oda sayısı 100 civarında iki oteli, ikisi özel dört adet sıra banyolu blok evleri ve yardımcı sosyal tesisleri bulunmaktadır.
Ömerli ve Geçek kaplıcalarının bulunduğu bu ortak alanda, Türkiye’de ilk defa kuyu içi eşanjör sistemiyle sera ısıtmacılığı da yapılmıştır.

Geçek Kaplıcası

Geçek Kaplıcası: Afyon’un 16 kilometre kuzeybatısında, Afyon-Izmir demiryolu.üzerinde, inuz köyü sınırları içindedir. Kütahya karayolu da buradan geçer. Deniz seviyesinden 1040 metre yükseklikteki bu kaplıcaya ‘Gecik Hamamı’ da denir. Hamamın suyu 200 metre uzaklıktan önce bir depoya gelir, sonra hamamlara dağılır. Kaplıca iki kısımdan
oluşmuştur. Bunlar;
a) Büyük Hamam: ‘Çelikli Hamam’, ‘Kapualtı Hamamı’ ya da ‘Eski Hamam’

b) Küçük Hamam: ‘Kükürtlü Hamam’ ya da ‘Hacethane’
isimleriyle de anılırlar.
Sodyum klorürlü-sülfatlı sular kapsamında olup, ayrıca bikarbonat, arsenik, demir ve karbondioksit içermektedir. Kaplıcanın üç kaynağı bulunmakta ve sıcaklığı 42-88°C arasında değişmektedir. Ortalama sıcaklığının 56°C olmasına karşın, kaynaklarda bu sıcaklığın zaman zaman 95°C’ye ulaştığı gözlenmiştir. Radyoaktivitesi 3.2-10.3 eman, pH değeri ise 7.6’dır.
Bu yöredeki sular, benzer bileşimi haiz maden sularıdır. Hepsinin total mineralizasyonu yüksektir. ‘Kükürtlü Hamam’ kaynağıyla, yakın yöredeki Ömerli Kaplıcası’nın çamur suyunda özellikle florür, ‘Çelikli Hamam’ kaynağıyla, yine Ömerli Kaplıcası’nın kaplıca suyunda önemli miktarda karbondioksit tespit edilmiştir. Debileri ve termaliteleri yüksek olan bu sular, doğal olarak dış uygulamalarla değerlendirilecektir. Ancak, soğutuculardan geçirilmek ve az miktarda tüketilmek şartıyla, içme kürleri şeklinde de kullanılabilir. Bu durumda; mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarına, metabolizma bozukluklarına tavsiye edilebilir. Sular, rezolütif özelliği bulunduğundan, nevralji, nevrit, polinevrit gibi sinirsel, eklem kireçlenmesi gibi romatizmal sendromla-rın tedavisinde değerlendirilebilir. Kronik iltihaplı kadın hastalıklarında da, iltihabı sulandırıcı ve sökücü özelliğinden yararlanılabilir. Karbondioksit içermesi nedeniyle de, üst solunum yollarında (kronik boğaz iltihabı ve kronik nezleler gibi) inhalasyon tarzında kullanılması öngörülür. Karbondioksit aynı zamanda periferik damarlar üzerinde vazodilatatör etki yaratacağından, kan dolaşımının yetersiz olduğu durumlarda damar genişletmek ve yeni vaskülizasyonun oluşmasını kolaylaştırmak amacıyla da kullanılabilir.
Çevresi bağlık ve bahçelik olan bu yöre, aynı zamanda Afyon’un bir mesiresi halindedir. Bölgeye demiryolu dahil her türlü ulaşım yapılmaktadır. Kamp kurmaya müsait yerleri, her saat açık olan iki büyük tedavi havuzu vardır. Konaklama tesisi olarak 68 odalı Özel İdare Oteli ve bir turistik moteli bulunmakta, yatak kapasitesi böylelikle 250’yi aşmaktadır. Ayrıca, termal sudan istifade gayesiyle olimpik nitelikleri haiz kapalı bir yüzme havuzu da yapılmıştır. Kaplıcanın çevresinde yeterli sayıda yardımcı tesis yer almaktadır.

Büyük Kaplıca, Küçük Kaplıca ve Acısu

Büyük Kaplıca, Küçük Kaplıca ve Acısu: Ankara’ya 76 kilometre uzaklıkta olan bu kaplıcalar, ilçe merkezinde, Kâzım Karabekir Caddesi üzerindedir..Kaplıca alanının denizden yüksekliği ortalama 975 metredir.

Büyük Kaplıca; sodyum bikarbonatlı, karbondioksitli ve arseniklidir. Ancak, 100 metre yukarısında yer alan Küçük Kaplıca ile, yine aynı yerde bulanan Acısu’nun içeriği ise aynıdır. Sodyum bikarbonatlı, klorürlü ve arseniklidir. Büyük Kaplıca’nın temperatürü 47°C, radyoaktivitesi 16 eman, pH değeri 7.6’dır. Küçük Kaplıca’nın temperatürü 43.5°C, radyoaktivitesi 3.3 eman, pH değeri 7.6, Acısu’nun ise temperatürü 34°C, pH değeri ise 6.2’dir.

İçme tedavisi; özellikle hipostenik mideler, karaciğer ve safra yolları hastalıklarına çok yararlıdır. Nutrisyon ‘beslenme’ faaliyetini arttırır. Bu sularda arseniğin bulunuşu ve iklim koşullarının uygun oluşu, lenfatik hastaların ve çocukların iyileşmesinde önemli derecede rol oynar.

Banyo tedavisi; romatizmal hastalıklar başta olmak üzere, eklem kireçlenmeleri (artrozlar), omurga kireçlenmeleri (spondilozlar, spondiloartritler ve osteokondrozlar), ankilozan spondilit, romatoid artrit, periartrit, tendinit, tendoperiostit, bursit, fibrosit, sellülit gibi yumuşak doku romatizmaları, siyatik, serviko braşiyal ve interkostal nevraljiler, felçler (hemipleji, parapleji, polio ve benzerleri), ameliyatlardan, yaralanmalardan ve kazalardan geride kalan sekeller, eklem hareketlerindeki kısıtlanmalar (kontraktörler), spor yaralanmaları, salpenjit, overit, metrit, parametrit ve adneksit gibi kadın hastalıkları, ruhsal yorgunluk ve sinirsel gerginlikler (vejetatif distoni), dolaşım sisteminin işlemeye bağlı (fonksiyonel) bozukluklarına tavsiye edilmektedir. Serpintileme ve buğu tedavisi ise; solunum yolları hastalıklarına iyi gelmektedir.

Bu grupta bulunan kaplıcaların suyu; hafif tuzlu, karbondioksitti, kalevi bikarbonatlı maden suları sınıfına dahildir. Daha sonra sözünü edeceğimiz kaplıcalarda ise, tuz ve karbondioksit miktarında belirli bir artış görülmektedir. Bu da, bir taraftan mineralizasyonu yükseltirken, diğer taraftan medikal etkilerin güçlenmesine yol açmaktadır. Her üç suyun ortalama temperatürü 4142°C civarında bir ısı gösterir. Medikal değerlendirmede; bu suların içme tarzında kullanılması durumunda karaciğerde, safra kesesinde, mide ve bağırsaklarda olumlu etkileri görülür. Sindirim sistemi üzerinde sökretuvar ve kontrativ mekanizmayı uyarır. Banyo tarzında kullanıldığında ise; doğal sıcaklıkları ve içeriğindeki karbondioksit oranıyla vazodilatatör bir etki gösterir. Kan dolaşımını üst deriye çeker. Sol kalp üzerindeki yükü azaltır. Vazodilatatör etkisiyle, tıkanmış olan periferik damarların besleyemediği bölgelerde vaskülasyonun gelişmesine ve dolaşımın düzelmesine yardımcı olur.

Erimiş kimyasal maddeler ve yüksek radyoaktivite bakımından yurdun en şifalı sularından olduğu (4’üncü sırada), Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından hazırlanan raporlardan anlaşılmaktadır. Bu raporların ışığı altında kaplıcalar, banyo alım yeri olmaktan çıkarılarak sabit tedavi merkezleri haline dönüştürülmüştür. Büyük Kaplıca’da bulunan Fizik Tedavi Enstitüsü’ndeki uzmanlar, modern cihazların.da yardımıyla hemen her türlü hastalığı tedaviye çalışmaktadırlar.

Kaplıcalarda; kadın ve erkekler için tedavi havuzları, özel banyo odaları ve diğer yardımcı üniteler bulunmaktadır. 70 yataklı turistik Kaplıca Oteli’nin ve Emekli Sandığı’nca yaptırılan 80 yataklı turistik Toleyis Otelimin dışında, ilçede çok sayıda otel, motel ve pansiyon bulunmakta, bunların toplam yatak kapasitesi 2500’ü bulmaktadır. Bunlar arasında; Soğuksu Milli Parkı içinde 45 odada 96 yatakla’hizmet veren 3 yıldızlı Çam Oteli, konaklama bakımından önerilebilecek otellerin başında gelmektedir.

Gönen Kaplıcaları

Gönen Kaplıcaları, Gönen Kaplıcaları, Marmara bölgesinin en güzel ilçelerinden biri olan Gönen’de, aynı adı taşıyan çayın kenarında bulunmaktadır. Bandırma’nın güneybatısında, denize 44 kilometre uzaklıktadır. Yıl boyunca 24 saat sürekli çalışan araçlarla bu ünlü kaplıcaya ulaşmak çok kolaydır. Ulaşım için, aktarmalı olarak tren, deniz ve hatta havayolunu kullanmak da mümkündür.

Deniz seviyesinden 36 metre yükseklikte bulunan kaplıca alanı, ilçenin 500 metre kuzeyindedir. Şehir, gelişmesini ve bugünkü duruma gelmesini büyük ölçüde kaplıcalara borçludur. Gönen’in tarihi kaplıcalarla başlamıştır dernek yanlış olmaz. Bu şifalı kaplıcalar; Mısırlılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından işletilmiş, bu sürekliliğiyle yüzyıllardan beri haklı bir üne kavuşmuştur. Kaplıca alanında yapılan arkeolojik kazılarda, termalizm ile ilgili tarihi eserlerin gün ışığına çıkarılması sağlanmıştır. Çevrede tapınak yıkıntılarına rastlanması, kaplıca tarihinin mitolojik devirlere kadar uzandığına, mitolojinin birçok tanrı ve tanrıçasının burada yıkandıklarına dair söylentilere kanıt olarak gösterilebilir. Elde edilen tarihi eserler kaplıca müzesinde sergilenmektedir. Türkiye’deki en geniş ve sağlam mozaik kolleksiyonu, bu müzenin değerli parçaları arasında yer almaktadır.

Gönen Kaplıcalan’nda sular üç önemli kaynaktan çıkmaktadır. Bunlardan ilki ‘Eski Kaynak’tır ki, hâlen kullanılmamaktadır. İkinci kaynak, ‘Büyük Kaynak’ da denilen ‘Mermerli Kuyu’dur. Üçüncüsü de, son olarak açılan ‘Çemberli Kaynak’tır. Bu kaynakların kaptajı bizzat doğa tarafından 275 metre derinlikte, tamamen doğal koşullarda tamamlanmış ve şifalı su, sızması muhtemel diğer yer üstü sularından ayrılmıştır. Suların bir kısmı, kaynaklardan motopomplarla çekilip tahta iskelelerden aşağı doğru akıtılarak soğutulmakta, sonra, banyolara direkt olarak verilen suya karıştırılarak suyun ısı derecesi düşürülmektedir. Şifalı sular, dünyada çok az rastlanır bir biçimde saf, temiz ve özelliklerini yitirmeden sunulmakta, halk arasında ‘Bano’ tabir edilen tarihi kubbeli hamamda bu suretle yıllardır şifa dağıtmaya devam etmektedir.

Madeni az ılıca ve içmeler grubunda incelenen kaplıca suyu; sodyum, sülfat, klorür, bikarbonat ve az miktarda da florür ve demir içermektedir. Kaynakların temperatürü 52 72°C, radyoaktiviteleri 0,82 eman, pH değerleri ise 7.27.36 arasında değişmektedir. Hipertermal ve hipotonik olan bu sular, karışık acı maden suları grubuna girer. 2 gramın üzerinde total mineralizasyon içermesi (0.590 mg/It. amonyum, 528.770 mg/lt. sodyum, 29.325 mg/lt. potasyum ve 278.637 mg/lt klor) özellikle içme tarzında kullanıldığı zaman, karaciğer ve safra yollarıyla böbreklerin fonksiyonel işleyiş mekanizmalarında kayda değer bir etki meydana getirecektir. Banyo tarzında kullanıldığında ise; bu civarda bulunan diğer sularda da görülen genel endikasyonları gösterecektir. Romatizmal sendromlar, kırıkçıkık sekelleri, ameliyat sonrası dönemlerde ortaya çıkan eklem sertlikleri de dahil olmak üzere, Iokomotör sistemin ağrı ve hareket güçlükleri, kireçlenmeler, çeşitli felçler, kas ağrıları, ağrılı ve iltihaplı kadın hastalıkları, kalın bağırsağın ağrılı, spastik iltihapları vs. ilk anda fayda görebilecek rahatsızlıklardır. Ayrıca bu sularda, kanda biriken yağ cisimciklerinin temizlendiği, normal sınırlara döndüğü, kanın heparin yapılmışcasına sulanıp iri parçalı yağ cisimciklerinden temizlenerek hareket kabiliyetinin arttığı görülür. Şu halde uygulanacak kürler, damar sertliğinin kan bulgularının düzeltilmesinde, buna bağlı nörolojik ve vasküler komplikasyon sekellerinin tedavisinde, bir de koruyucu hekimlik açısından, bu hususlarda orta yaşlılarda gelişme eğilimi gösteren komplikasyonların önlenmesinde değerlendirilmelidir. Nevralji, nevrit, zihni yorgunluk, çocuklardaki gelişme bozuklukları, müzmin nezle, bronşit gibi hastalıkların tedavisi için de tavsiye edilmektedir.

Emekli Sandığı, SSK ve BağKur gibi müesseselerce sevk edilen hastaların kabul edildiği Gönen Kaplıcalan’nda; batı standartlarında bir hizmet verilmektedir. Sağlık merkezinde uzman doktor ve uzman yardımcı personelin çalıştığı kaplıcada; kadın ve erkeklere mahsus iki adet kubbeli tarihi hamam, çamur banyoları, yüz on dokuz adet özel banyo, Fizik Tedavi Enstitüsü ile Hidroterapi Merkezi, buhar odası ve fizikomekanik yardımcı tedavi araçları bulunmaktadır.

Fizik Tedavi ve Hidroterapi Merkezi’nde; uzman hekim muayenesi, kısa dalga diatermi, ultrason, sualtı masajı, çeşitli duşlar, röntgen çekimi, lokal ve total masaj, eklem içi ve lokal derialtı enjeksiyonları, parafin banyoları vs. gibi tedavi çeşitleri uygulanmaktadır.

Kaplıca alanında her türlü ihtiyaca yanıt verecek tarzda konuşlandırılmış sosyal tesisler, restoranlar, yüzme havuzları ve kaplıca işletmesine bağlı olarak çalışan konaklama tesisleri bulunmaktadır. Bu tesislerin en önemlisi de, başlıbaşına bir termal merkez sayılması gereken Büyük Yıldız Oteli’dir.

Dört yıldızlı otel, 207 odada 414 yatak kapasitesiyle hizmet vermektedir. Otelde; tarihi dönemlerden kalma hamamlar, açık yüzme havuzu, 450 kişilik restoran, 250 kişilik açık büfe ve kahvaltı salonu, 200 kişilik toplantı salonu, sosyal ve sportif olanakların yanı sıra, birçok sağlık ünitesi de bulunmaktadır. Türk hamamı, arslanlı havuz, çeşitli tedavi havuzlan, sauna ve buhar banyoları, masaj odaları vs. bunların başhcalarıdır.

Diğer konaklama tesisleri; 118 yatak kapasiteli Park Otel ile 97 yatak kapasiteli Yeşil Otel ve 29 yatak kapasiteli Berlin Pansiyon’dur. Çok sayıda turist çeken Gönen’de, kaplıca yönünde uzanan ‘Kaplıca Caddesi’, tamamen otel, motel ve pansiyonlarla doludur, ilçe içindeki konaklama tesislerindeki yatak kapasitesi 5000’i bulmaktadır.

Pasinler Kaplıcası

Erzurum’un eski adı Hasankale olan, il merkezine 39 kilometre uzaklıktaki Pasinler ilçesi ise, Pasinler Kaplıcası’yla tanınmıştır. ‘Hasankale Ilıcası’ diye anıldığı da olur. Pasinler; deniz seviyesinden 1690 metre yükseklikte, yeşillikler içinde şirin bir ilçedir. Tarihi ve turistik önemi haiz birçok değerin yanı sıra, şifalı kaplıcalarıyla da ün yapmıştır.

Kaplıca; kale ve tren istasyonu karşısında, Hasankale Çayı’nın kenarmdadır. 1536 yılında, Dulkadiroğlu soyundan Erzurum Sancak Beyi Mehmet Han Paşa (Öl. 1569) ile kardeşi Mirza Ali Paşa tarafından yenilenmiş, 1749 yılında onarılmıştır. ‘Büyük Çermik’ ve ‘Küçük Çermik’ diye iki bölümdür. Büyük Çermik kubbeli olup, ortada büyük bir havuzu vardır. Giriş kapısının üzerinde, hicri 1163 ‘miladî 1749’ tarihli, mermerden yapılmış dört satırlık onarım yazıtı ile kapı kemeri üzerinde, hicri 793 ‘miladî 1391’ tarihli, nesih tarzı yazıyla yazılmış orijinal yapım yazıtı yer almaktadır. Soyunma yerlerinin üst kısımları kabartma halde ağaç, yaprak ve kuş motifleriyle süslenmiştir.

Kaplıca kaynağının sıcaklığı 40-41°C, radyoaktivitesi 70 eman, pH değeri 6.65’dir. Sodyum bikarbonatlı, klorürlü, radonlu ve karbondioksitlidir. Suyu içilebilir niteliktedir. İçme kürleri; hipostenik mideler, lenfatik ve anemik hastalar için faydalıdır. Hafif diüretik etki gösteren suyunda yapılacak banyo kürleri ise; romatizma, nevrit, nevralji ve kadın hastalıklarında, eklem kireçlenmelerinde, sinirkas yorgunluklarının giderilmesinde ve diğer sinir hastalıklarının tedavisinde çok iyi sonuçlar verir. Havuza girildiğinde, dipten gelen sıcak suyla birlikte köpük halinde yükselen karbondioksit taneciklerinin yaptığı etki, özellikle nevraljili hastaların ağrılarının çabuk geçmesine yardımcı olur.

Kaplıcada; biri çocuklar için olmak üzere iki adet genel havuz, dört adet sıra ve yedi adet özel banyo bulunmaktadır. Erkekler kısmındaki havuz çok derin olup, kaynağın üzerine yapılmış ve bir adam boyu derinliğine ızgara döşenmiştir. 72 yataklı bir otelle 26 yataklı bir motel, diğer yardımcı tesislerle birlikte konaklama ihtiyaçlarını gidermektedir. Kaplıcanın ilçe rnerkezinde bulunması, her türlü gereksinimlerin karşılanmasında kolaylık sağlamaktadır.

Çardak Hamamı

Çardak Hamamı: Sivrihisar-Polatlı karayolunun güneyinde, Günyüzü ilçesine 14 kilometre uzaklıkta, Hamamkarahisar köyü sınırları içindir. Bu nedenle ‘Hamamkarahisar Kaplıcası’ diye anıldığı da olur. 35°C’de kaynayan suyu, sodalı sıcak maden sulan grubuna dahil oligometalik bir sudur. Banyo tedavisi; mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarına, romatizmal hastalıklara, eklem kireçlenmeleri, sinirkas yorgunlukları, dolaşım sistemi hastalıklarına yararlıdır. Kaplıca alanındaki tedavi ve konaklama tesisleri, Belediye’nin girişimiyle 1995 yılında yenilenmiştir.

Doğanbey Kaplıcaları

Doğanbey Kaplıcaları, Seferihisar’ın 15 kilometre güneydoğusunda, Cuma Ilıcalan’nm güneyindedir.

Buradaki kaynakların denize uzaklığı 1.52 kilometredir. Sayıları 60’a ulaşan bir sürü küçük kaynağın birleşmesinden oluşmuştur. Kaplıcadan çıktıktan sonra, tek bir dere halinde denize akarlar. Bu kaynakların en sıcağı 76°C, en soğuğu ise 53°C’dir. Sodyum klorürün yanı sıra bromür de içerirler. Radyoaktiviteleri 1.24 eman, pH değerleri 7.14’dür. Litrede 6.5 gram tuz içerdiklerinden, içme tarzında kullanılmaları halinde, biraz daha sert olmakla birlikte bundan önceki grubun endikasyon özelliklerini gösterirler. Sıcaklıklarının yüksek olması/dış uygulamalarla değerlendirilmeleri gerektiğini gösterir. Romatizma ve eklem kireçlenmelerinde, ameliyat sonrası rehabilitasyon çalışmalarında etkin sulardır.

Üçüncü grup kaplıcalara gelince, bunlar daha j .meyde yer alırlar. Sırasıyla;

Karakoç Kaplıcası: Kavaklıdere köyündedir. Köy bitişiğinde yer alan bu kaplıcayı besleyen sular; sodyum klorürlü ve bikarbonatlı sular sınıfında değerlendirilmiştir. Temperatürü 64°C, radyoaktivitesi 1.74 eman, pH değeri 6.54’dür. Banyo tedavisi; romatizma, deri hastalıkları ve raşitizm üzerinde, içme tedavisi ise; mide ve bağırsak rahatsızlıkları, ile beslenme bozuklukları üzerinde etkilidir. Yöre halkı, kan çıbanlarının tedavisinde bu kaplıcanın sularından büyük ölçüde yararlandıklarını söylemektedirler.

Karakoç Çamur Suyu: Aynı kaynaktan beslenir. Sodyum klorür oranı yüksek, temperatürü 43°C, radyoaktivitesi 7.65 eman, pH değeri 7.24’dür.

Karakoç Açık Kaynak: Sodyum klorürün yanı sıra bromür de içerir. Temperatürü 58°C, radyoaktivitesi 2.7 eman, pH değeri 6.9’dur.

Yukarıda sıraladığımız kaynak sularının bileşiminde, litrede 5 grama yakın sodyum klorür bulunmaktadır. Bu yoğunluktaki tuzlu sular, başta mide ve bağırsak sistemi olmak üzere, karaciğer, safra kesesi ve diğer salgı bezleri üzerinde sökresyonu ve motiliteyi arttırıcı etki gösterirler. Bu nedenle laksatif ve müshil etkileri güçlüdür. Yüksek sıcaklıkları göz önüne alındığında, dış uygumalarda rahatlıkla kullanılabilecekleri ortaya çıkar. Ancak bu durumda, normal banyo sıcaklık derecesi olan 3440°C civarına kadar soğutulmaları gerekecektir. Kırıkçıkık sekellerinde, iş kazalarında, travmaya bağlı ağrılı Iokomotör sistem sendromlarında, kan oluşumu gecikmiş kırıklarda, üst solunum yollarının spazmodik sendromlarında değerlendirilebilirler. Suların sedatif ve rezolutif etkileri de ayrıca göz önünde tutulmalıdır. Keza, çamur banyolarına uygun olmaları, bu uygulamalardan geniş çapta yararlanılmasını sağlayacaktır.



 

Terme Kaplıcası

Terme Kaplıcası, Kırşehir’in olduğu kadar yurdumuzun da en ünlü kaplıcalarından birdir. Bu kaplıcanın suyu,, sadece Türkiye’de değil, bütün Avrupa’da az bulunur niteliktedir. Çok eski devirlerden beri kullanılan, ender özelliklere sahip bir sudur.

Terme Kaplıcası;kent merkezine 2 kilometre uzaklıkta, Kuşdili mevkiindedir. Şehrin güneyine düşer. Deniz seviyesinden 900 metre yüksekliktedir.

Madeni az ılıcalar grubunda incelenen, kalsiyum ve sodyum sülfatlı, oligometalik bir sudur. Temperatürü 40°C, pH değeri 6.29, radyoaktivitesi 412 emandır. Banyo tedavisinde en başta gelen uygulama alanı romatizmal hastalıklardır. Burada; omurga kireçlenmesi ‘spondilozlar’, spondilartrozlar, osteokondrozlar, eklem kireçlenmeleri ‘artezler’, romatoid artrit, ankilozan spondilit, periartrit, tendinit, tendoperiostit, bursit, fibrosit, sellülit gibi yumuşak doku romatizmaları, siyatik, selviko, bronşiyal ve interkostal nevraljiler, felçlerden hemipleji, parapleji, ameliyatlardan, yaralanmalardan, kazalardan kalan sekeller, eklem hareketlerindeki ağrı ve kısıtlanmalar, spor yaralanmaları, salpenjit, overit, rnetrit, parametrit ve adneksit gibi kadın hastalıkları, ruhsal yorgunluklar, sinirsel gerginlikler, vejetatif distoni vs. gibi hastalıklar tedavi olmaktadır. Banyo tedavisi ayrıca; nevralji, nevrit ve çocuk felçlerine, kalp ve dolaşım sistemi rahatsızlıklarına, ateşli hastalıklar sonrası nekahat dönemlerine yararlı olmakta, anemik ve kudretsiz hastalar için önerilmektedir. Suyunun soğutularak içilmesi durumunda, sofra suyu olarak sindirimi kolaylaştıracaktır. Yüksek tansiyonlu hastalar için, şifalı bir suda bulunması gereken karbondioksit miktarı tam ideal ölçülerdedir.

Terme Kaplıcası’nın suyu, debisi yüksek, 40″C sıcaklıkta bir maden suyudur. Isı kaybı önlendiği takdirde, soğutmaya gerek kalmadan oldukça ekonomik bir tarzda değerlendirilebilecek bir sudur. Debisinin yüksek olması, değişik uygulamalara olanak sağlar. Bu tarzda kullanıldığında, özellikle sıcaklığın sedatif etkisi ile karbondioksitin çevre dolaşımı üzerinde vazodilatatör etkisi ön plana çıkacaktır. Her iki etki sonucu, hipertansiyonlu hastalarda kan basıncının düştüğü görülür. Ayrıca, bronşlar üzerinde de sedatif bir etki meydana gelecektir. Bronşiyal astımlılarda bu husus mutlaka göz önüne alınmalıdır. İçme kürleri yapıldığında; karaciğer, safra kesesi, mide ve bağırsak sistemi üzerindeki etkisi yine ön plana geçecek, 1.5 grama yaklaşan total mineralizasyonuna rağmen serbest karbondioksit içermesi, içimi kolaylaştıracaktır.
Beslenme bozukluklarından ileri gelen hastalıklar üzerinde de olumlu etkileri görülecektir.
Kaplıcada; bir adet genel tedavi havuzuyla çok sayıda özel banyo yer almaktadır. Fizik Tedavi Ünitesi, yurdun dört bir köşesinden şifa umuduyla gelen hastalara uzman hizmeti vermekte, konaklama ise, civarda bulunan ve toplam yatak kapasitesi 1000’i aşan otellerde sağlanmaktadır. Bu otellerden en önemlisi; il Özel idaresi tarafından özel sektöre verilip işletilen üç yıldızlı Grand Hotel Terme’dir.

132 odada 264 yatak ve 4 süitle hizmet veren otelde; iki adet kapalı termal havuz, bir adet açık yüzme havuzu, sağlık ünitesi, Türk hamamı ve spor aktiviteleri için ayrı bölümler bulunmaktadır.

Saraycık Kaplıcası

Saraycık Kaplıcası, Manisa ili sınırları içerisindeki Köprübaşı-Demirci yolu üzerinden ulaşılan, Demirci İlçesi’ne bağlı Saraycık Köyü’nde bulunmaktadır. Demirci’ye 40 km, il merkezine 124 km mesafededir. Kaynak yakınındaki Geç Roma dönemine ait hamam kalıntılarından çok eski bir kaynak olduğu anlaşılmaktadır.

Sıcaklığı 45-54 ºC, debisi ise 15-30 lt/sn olan sulardan romatizma, siyatik, kireçlenme, cilt ve kadın hastalıklarında banyo olarak yararlanılmaktadır. 60 yatak kapasiteli, 20 banyolu odası bulunmaktadır.

Kıl Hamamı

Taraklı ilçesinin Hacıyakuplar köyünde bulunan Kıl Hamamı Kaplıcası, ilçe merkezine 7 km mesafede bulunmaktadır. Kıl Hamamı Kaplıcası bir derenin içerisinde ve çam ormanlarının arasındadır. Kamp yapmaya uygun alanının yanı sıra konaklamak için bir tesiste bulunmaktadır. Yaklaşık 70 yataklık bir konaklama imkanı bulunduğundan dolayı pek fazla konaklama sorunu yaşamazsınız.

Bunun dışında su sıcaklığı 42 derece ve romatizma, kireçlenme, siyatik ve cilt rahatsızlıkları bulunan kişilerce her mevsim rağbet gören Kıl Hamamı için yaz yada kış farketmeden rezervasyon yaptırabilirsiniz. Aynı zamanda içme olarak da kullanılabilen bu şifalı su mide hastalıkları, bağırsak hastalıkları, karaciğer rahatsızlıkları, safra kesesi rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.