Çatak Kaplıcası

Bolu’nun Göynük ilçesinde bulunan Çatak Kaplıcası da tanınmış bir şifalı su kaynağıdır. İlçe merkezine 30 kilometre uzaklıkta, Çatak köyü yakınlarındadır. Oligometalik bir sudur. Siyatik ve romatizmaya iyi gelir, adale ağrılarına son verir. Felç hallerinde, özellikle çocuk felci vakalarında olumlu etkisi olan bir kaplıcadır. Ayrıca, içme tarzı uygulamayla mide ve bağırsak rahatsızlıkları giderilir.

Terzialanı Kaplıcası

Terzialanı Kaplıcası, Çan’ın 10 kilometre güneyinde, Terzialanı köyündedir. Felçli hastalara önerilen bu kaplıca, birçok hastalığa şifa olmasıyla tanınmıştır.

Çobandede Çermiği

Köprüköy ilçesindeki Çobandede Çermiğimde ise çok fazla miktarda karbondioksit bulunur. Termalitesi düşüktür ve total mineralizasyonu da diğer maden sularına göre çok daha az olup litrede 1.5 gram civarındadır. Buna göre; ilk gruba giren sular dış uygulamalarla değerlendirildiklerinde, termaliteleriyle sedatif, içerdikleri karbondioksit ile de vazodilatatör etki gösterirler, içme kürü tarzında kullanıldıklarında; bundan önceki sularda belirtildiği gibi, mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi ve metabolizma hastalıklarıyla diyabet vakalarında değerlendirilebilirler. Radyoaktif gazlar bakımından zengin olan Hasankale Ilıcası gibi düşük termaliteli sular, ısıtıldıkları takdirde aynı endikasyon özellikleri gösterirler. Radyoaktif emanasyon içermeleri, sedatif etkilerini ve ürik’asit atımını arttırıcı etki gösterir ve bu etkiyi daha belirgin bir şekle sokar, içme kürü olarak ise diğerlerinden farklı bir özellikleri yoktur. Çobandede Çermiği’nin suyu da fazla bir termalite göstermez. Bu su, litrede 1.5 gramın üstünde karbondioksit içermesi nedeniyle çok iyi bir sofra suyu olarak kullanılabilir. Bu nedenle, şişelenerek piyasaya sunulması ciddi olarak düşünülmelidir.

Çobandede Çermiği, Köprüköy ilçesine 3.5 kilometre uzaklıkta olup, halk arasında ‘Deli Çermik’ diye de anılmaktadır. Üstü açık Mr havuzun yanından kaynar. Kaptajın üzeri ise kapatılmıştır. Sodyum bikarbonat, kalsiyum, karbondioksit, demir ve bromür içeren suyunun sıcaklığı 26°C, pH değeri 6.1, radyoaktivitesi 0.59 emandır. İçeriğinde madensel tuzların az bulunması nedeniyle içmeye uygun değildir. Yöre halkı tarafından ılık suyunda banyo yapmak ve çamurundan yararlanmak suretiyle değerlendirilmektedir.

Banyo tedavisi; düşük tansiyonlular, astenik ve anemik bünyeler, romatizma ve deri hastalıkları, siyatik ve felçlere önerilmektedir. Kaynak civarında kükürt kokusu duyulmaz. Hastalar, suyun oluşturduğu bikarbonatlı çamuru vücutlarına sürerek fayda sağlarlar. Önce, çamuru sürüp güneşe yatarlar, sonra çamur kuruyup bedeni sıkıştırmaya başladığında, ılık suya girip temizlenirler. Bu tarz bir tedavi şekli ve süresi sonunda, özellikle ağrılı hastalıkların son bulacağı yolunda yaygın bir kanıya sahiptirler.

Şifalı suyunun özelliklerini kaybetmemesi, yabancı sızıntı ve farklı karışımlardan korunması amacıyla kaptajı yapılan çermiğin, gerek tedavi tesislerinin, gerekse konaklama ve sosyal tesislerinin henüz yeterli düzeye çıkarılmamış olması üzüntü vericidir. Uzun yıllardan beri halkın rağbet ettiği yerlerin başında gelen bu şifalı kaplıcada, 20 yataklı 6 pansiyon hizmet vermekte, diğer gereksinimler yakın olan ilçe merkezinden karşılanmaktadır.

Çeşme Ilıcaları

Çeşme Ilıcaları, geçmiş tarihten günümüze kadar önemini korumuş şifalı su kaynaklarıdır. Bazı yazarlar, bu ılıcaların eski medeniyetlerce de işletildiğini yazarlar. Ancak, asıl ününü Osmanlı döneminde aldığı da bir gerçektir. Yaz aylarında İzmir, Ege adaları, Yunanistan, hatta Mısır’dan bile gelen hastaların bulunduğu, bu hastalar için aylar öncesinden yer ayrıltıldığı bilinmektedir. Dr. Rıza Reman, ‘Balneoloji’ adlı kitabında; Çeşme Ilıcaları suyunun ilk analizinin Osmanlı Padişahı Abdülhamit’in başkimyageri Bongovvski Paşa tarafından yapıldığını, daha sonra bu analizin Sorbonne Üniversitesi profesörlerinden M.Urban tarafından tekrarlandığını yazmaktadır.

Sodyum klorürlü ılıca ve içmeler grubuna dahil suyun içeriği çok zengindir. Klorür, sodyum, magnezyum, potasyum, kalsiyum, demir, alüminyum, klor, brom, flor, sülfat, nitrat ve hidrosülfatın yanı sıra, belli oranlarda radyoaktif madde içermektedir. Temperatürü 62°C, radyoaktivitesi 7 eman, pH değeri 6.58’dir. Türkiye’nin en fazla su akıtan kaplıcasıdır. Saniyede 15 litre debisi olan sudan günde 500 kişi yararlanmaktadır. Total mineralizasyonu yüksektir. (2.720 mg/It).

Çeşme Ilıcaları’nda tedavi edilecek hastalıkların başında romatizma gelir. Ateşli devresi geçmiş Buyyo romatizmasındaki eklem şişlikleri bu sularda çabucak kaybolur. Eklemlerin hareketi normal halini alır. Sıcak banyo kürü bitip şişlikler geçtikten sonra, hastalığın tekrarlanmaması için plajda yapılacak kum, güneş ve deniz banyosu, sağlanan yararı daha da arttıracaktır. Romatoid artritlerde ise, bir aylık kaplıca küründen büyük yarar elde edilir. Yine kaplıcayla birlikte yapılacak kum ve güneş banyosunun, hastalığın iyileşmesinde yardımı olacaktır.

Çeşme, artrozlular için ideal bir yerdir. Sodyum klorürlü suların kan dolaşımını arttırması ve deri üzerinde yarattığı uyarıcı tesirin uzun süreli olması nedeniyle, artrozlu hastaların ağrıları çabuk geçer. Ağrılar geçtikten sonra, kum ve güneş banyosuyla birlikte yapılacak deniz banyosu tedaviyi tamamlayacaktır. Diğer eklem travmalarındaki tedavi süresi ise çok daha kısa sürecektir.

Nevraljili hastalar, banyo ve çamurundan çok yararlanırlar. Özellikle nevrit ve kısmi felçlerde, sinirler çabuk rejenere olur, hasta sağlığına erken kavuşur. Eklem tüberkülozunda, adenitli, raşitik hastaların tedavisinde, ılıcada alınacak banyolarla birlikte, yöre ikliminin olumlu etkisi görülür. Kadın hastalıklarından amenore ve dismenore, küçük rahimliler ve iltihaplı hastalıklar, bu tedavilerden çok yararlanırlar.

Çeşme sularının tuzlu sular sınıfına girdiğini daha önce söylemiştik. Tuzluluk oranı, neredeyse deniz suyunun yoğunluğuna yakın bir derecededir. Litrede 27 gramın üstündeki tuzlulukla birlikte, oldukça yüksek miktarda sülfat ve toprak alkalitesi bulunur. Sıcaklığı yüksek olan bu sular, özellikle Fransa’nın ve bazı Avrupa ülkelerinin talassoterapi merkezlerinde yaygın olarak uyguladığı, deniz suyunun ısıtılmak suretiyle kullanılması işlevini, doğal olarak bize sağlamaktadır. Bu sularla yapılacak uygulamalarda; özellikle bazı iltihaplı ve kronik sendromlarda, kronik iltihaplı kadın hastalıklarında, suyun rezolutif özelliklerinden yararlanılabilir. Ayrıca, lokomotör sistemin ağrılı hastalıklarında, bazı enfeksiyonel vakalarda, dejeneratif romatizmal hallerde, siyatikte, kan oluşumunun geciktiği kırık olaylarında değerlendirilmesi gereken kıymetli bir sudur.

Çeşme Ilıcalan’ndaki şifalı su, sadece karadan değil, Yıldızburnu mevkiinde denizden de kaynamaktadır. Denizin jeotermal suya nazaran daha soğuk ve tuzlu olan suyu, sayısız şifalı kaynağın bulunduğu bu özellikli bölgede, sanki bir kaplıca ortamı yaratmakta, sıcaklık ortalaması 45°C’ye ulaşan suyun şifa etkisi daha da artmaktadır. Aslında Çeşme yöresindeki termal su, deniz suyunun magmaya inerek doğal yoldan ısınıp dezenfekte olduktan sonra termal suya dönüşmüş halidir. Bu nedenle şifa değeri, ülkemizdeki termal suların çoğundan daha yüksektir.

Çeşme, bölge olarak turistik önemi inkâr edilemez ender yörelerimizden biridir. Bu nedenle çok kişinin seyahat ettiği bu ilçede termal hizmet veren modern tesisler kurulmuş ve bölge gerçekten bir Termal Turizm Merkezi haline dönüştürülmüştür. Müşterilerine bu hizmeti sunan konaklama tesislerinin başlıcaları şunlardır:

Altınyunus Tatil Köyü: Çeşme’nin Boyalık mevkiindeki bu ünlü tesis, hem termal, hem de bir talassoterapi merkezi olarak hizmet vermektedir. Bilindiği gibi talassoterapi; deniz ve yan unsurlarından tedavi amacıyla yararlanmaktadır. Yan unsurlar ise; başta iklim olmak üzere, güneş kum, yosun gibi yardımcı faktörlerdir. Bu tür uygulamalar, 100 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen, son 20 yılda daha sık gündeme gelir olmuştur.

Deniz suyu 30°C ve biraz üstünde ısıtıldığında, doğal kaplıca sularıyla ‘sodyum klorürlü sularla’ aynı özellikleri yüklenir. Çünkü deniz suyu, sodyum klorürlü, kalsiyum ve magnezyum sülfatlı, hidromineral bir sudur. İkincil durumda potasyum ve hidrokarbonat, üçüncül olarak da fosfor, iyot ve florür içerir. Deniz suyunda bulunan bu elementler, doğal bir şekilde havada bulunan ozon gazıyla birlikte temiz ve sağlıklı bir ortam yaratırlar. Böylelikle, biri normal deniz suyu, diğeri ısıtılmış deniz suyuyla doldurulmuş tedavi havuzlarında, tedaviye yönelik birtakım egzersiz programlan uygulanır. Kilo vermek isteyenler için hazırlanan bilimsel içerikli özel diyet programları sayesinde, sağlık turizmi çerçevesinde zayıflama ve zindeleşme çalışmaları yürütülür. Öncelikle, bilimsel ve etkin bir programa başlamadan önce bu tedaviden yararlanmak isteyenler tıbbi bir muayeneden geçirilir. Kişinin özel yapısına ve kilosuna göre yapabileceği egzersizler, özel duşlar, kontrollü diyet listeleri tespit edilir. 15 günlük zayıflama, diyet ve zindeleşme programı sonunda bu kürü uygulayanlar kilo vermenin ve daha sağlıklı, daha zinde olmanın mutluluğunu yaşarlar.

Altınyunus Tati Köyü’nde, bir tatil merkezinde olması gerekenlerin dışında, modern sağlık merkezlerinde bulunması gereken bütün üniteler de yer almaktadır. Bunları; sağlık kabinleri, jakuzzi, buhar banyosu, sauna, masaj, hidroterapi ve talassoterapi havuzları, solaryum, açık ve kapalı yüzme havuzlan, spor aktiviteleri, uzman personel vs. şeklinde sıralamak mümkündür. Tatil köyünde 515 odada 1030 yatak ve 8 suit dairede hizmet verilmektedir.

Çeşme’nin Ilıca mevkiinde, hemen hemen aynı ünitelere sahip, beş yıldızlı Sheraton Çeşme (373 odada 950 yatakla hizmet vermektedir), dört yıldızlı Sun Beach Süzer Otel (174 odada 360 yatakta hizmet vermektedir), üç yıldızlı Delmar Otel (100 odada 200 yatak ve 8 süitle hizmet vermektedir), üç yıldızlı Otel Hora (48 odada 100 yatakla hizmet vermektedir), 2 yıldızlı Naturel Thermal Hotel ve üç yıldızlı Grant Ilıca Hotel gibi tesisler, konaklamanın yanı sıra termal hizmeti birlikte sunan önemli kuruluşlardır.

Ilgın Kaplıcaları

Ilgın Kaplıcaları, Konya ili Ilgın ilçesinde bulunan ve bölgenin en ünlü kaplıcalarından bir tanesidir. Ilgın Kaplıcası, Ilgın-Akşehir yolu üzerinde, ilçe merkezine 2 kilometre uzaklıktadır. Kaplıca alanının denizden yüksekliği 1027 metredir.

Ilgın Kaplıcalarının tarihi çok eskidir. Kaplıcanın Romalılar tarafından işletildiği ve çok ünlü olduğu bilinmektedir. Bizanslılar ve Selçuklular devrinde de aynı şöhretini sürdürmüş ve değerli bir şifa kaynağı olarak yerini her zaman muhafaza etmiştir.

Selçuklu sultanlarından, I. Alaeddin Keykubat ile veziri Sahip Ata Fahrettin tarafından, harap olan eski Bizans hamamlarının yerine, 1236 yılında Cemaleddin adlı bir mimara yaptırılmıştır. Hz. Mevlana’nın da sık sık geldiği bu kaplıca,sonradan Kılıçarslan’ın oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında, hayır işleriyle tanınmış Hüseyin oğlu Ali tarafından 1267 yılında yeniden tamir ettirilmiş ve genişletilmiştir. Halen Kadınlar Hamamı’nın kapısında asılı olan kitabede, tüm bu hususlar yazılı olarak bulunmaktadır.

Evliya Çelebi, ünlü Seyahatnamesi’nde, o zamanların Ilgın Kaplıcaları’nı şöyle anlatmaktadır: “Ilgın, Akşehir’den iki menzil şarka bir kasabadır. Bir latif camii, Rüstem Paşa Hanı ve Hanife Hamamı, Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev bin Kılıçars’ lan tarafından bina eylenmiştir. Kasabanın garbında, arası bir mil kadar yerde de bir germabe vardır. Alaaddini Selçuk, bunun üzerine kagir kubbe ile bir beyti gusül bina etmiştir. İçinde havuzu vardır. İki mevzide arslanağzı lülelerden su akar ve iğtisal felç ve bersa nafidir.”

1838 yılında, Hacı Numan Efendi isimli bir hayırsever şahıs tarafından yıkılan yerleri tamir ettirilmiştir. Birçok tarihçinin araştırmalarında söz konusu ettiği bu kaplıca hakkında yazılanlardan anlaşıldığına göre, şimdiki durumuyla kıyaslandığında, tarihi değerinden çok uzaklaştığı görülmektedir.

Madeni az ılıca ve içmeler grubunda incelenen suyu, bi karbonatlı, kalsiyumlu, sodyumlu, karbondioksitli ve radonludur. Temperatürü 42  Derece, pH değeri 7, radyoaktivitesi 19.1 emandır. Banyo tedavisi; her türlü romatizmal hastalıklar, nevrit, polinevrit, cilt ve kadın hastalıklarına çok yararlıdır. Ayrıca, böbrek taşlarından şikâyetçi olanlar, felçliler, göz hastaları bu sudan çok faydalanırlar. Ameliyat sonrası takiplerinde, eklem kireçlenmelerinde, kas ve sinir yorgunluklarında etkin ve şifalı bir sudur. Toprak alkali, bikarbonatlı ve karbondioksitli olan suyu hafif radyoaktif özellik gösterir. Dış uygulamalarda kullanıldığında, daha önce sözünü ettiğimiz benzer bileşimli maden sularında olduğu gibi, suyun termalitesi, karbondioksit ve radon oranları göz önünde tutularak değerlendirilmesi yoluna gidilmelidir. Termalitesi, daha çok banyo uygulamalarına uygundur. Serbest karbondioksit ve radyoaktivite, bu banyolarda degejan halinde üst solunum yollarına kolayca nüfuz edebilir. Etkisinin arttırılması düşünüldüğünde, inhalasyon tarzında bir uygulama doğru olur. Kombine uygulamalar, romatizmal sendromlarda, batın için bir lezyona bağlı olmayan ve diğer kontrendikasyonlarda bulunmayan ağrılı, özellikle de spastik sendromlarda endikasyon kazanırlar. İçerik itibariyle karaciğer, safra yollan ve metabolizma hastalıkları üzerinde olumlu bir etki göstereceği bilindiğinden, içme kürleriyle spazmodik ile sedatifbanyo etkisinin birleştirilmesi yoluna gidilebilir. Ancak, kalsiyum karbonatın fazla bulunması suyun içimini zorlaştıracaktır.

Ilgın’ın batı girişindeki küçük bir tepenin eteğinde bulunan kaplıcanın; tarihi değeri haiz iki genel havuzu ile, üçü erkeklere, üçü de kadınlara ait olmak üzere altı adet tedavi havuzu daha bulunmaktadır. Yaz sezonu süresince Ilgın Devlet Hastanesi fizik tedavi uzmanlarının kaplıcaya gelerek tanı, teşhis ve tedavi önerilerinde bulundukları kaplıcada, 1982 yılında her türlü ihtiyaca yanıt verebilecek 800 yataklı turistik bir motelle çok sayıda pansiyon türü özel banyoluklar hizmete sokulmuştur. Çiçeklerle süslü parkları, tatlı içme suyu, havuzlan, çeşitli ağaç türleriyle donatılmış gezinti yerleriyle, insanların hem sağlık, hem de dinlenme ihtiyaçlarının karşılanabildiği bir tesistir.

Aksaz Kaplıcası

Uşak ili Ulubey ilçesine bağlı Bekimiş köyü yakınında Aksaz deresinde bulunan Aksaz kaplıcası yaklaşık olarak saniyede 4 lt debiye sahiptir. Deniz seviyesinden 650 metre yükseklikte bulunan kaplıcanın kaynak suyu Aksaz Çayı kenarındaki bir granit kayasının dibinden kaynamaktadır. Sıcaklığı yaklaşık olarak 39 derecedir. Aksaz kaplıcasının ağrı, felç, sancı ve cilt rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinmektedir.

Hamamözü (Arkut Bey) Kaplıcası

Kısa Tarihçesi:

Amasya, Hamamözü ilçemize ait kaplıcaların geçmişi, milattan önceki yıllara kadar uzanır. Ancak kesin bilgiler Selçuklu devri Kılıç Arslan´ın Danişmentliler´e 1095 yılında hükmetmesi sonucu Amasya´yı oğullarından Melik Nizamettin Ergun Şah´a devretmesi ve Argun Şah´ın bölgemizi Arkut Bey´in himayesine bırakması sonucu; yer yüzüne sızıntı halinde çıkan suyumuz o günün imkanları nispetinde yeniden bir kaplıca inşa ettirilmiştir.

Kaplıcalarımızın Arkutbey Hamamı ismi de buradan gelmektedir.
Daha sonra, tabiat şartları nedeniyle Kaplıcalar yeraltında kalmıştır. Zamanla yapılan araştırmalar sonucu o günlere ait eserler ve su kemerleri göze çarpmaktadır.
1303 yılında dedelerimiz bu yöreye yerleştiklerinde kaplıca tamamen kapanmış sıcak su sızıntılarından başka hiç bir emare ortalıkta kalmamıştı. O günlerin imkanları ile kaplıcalarımız ikinci kez inşa edilmiş ve hala aynı düzen ile hizmet etmektedir. Kaplıcanın ismi yörenin ismini alarak ´´ HAMAMÖZÜ KAPLICALARI´´ olmuştur.
Ne yazık ki o günün şartları, bu güne cevap vermekten çok geride kalmıştır.Bu görüş açısından Belediyemiz 1977 yılında İller Bankası ile irtibata geçmişse de Hamamözü´nün layık olduğu modern Termal Tesisler ancak 2000 li yıllarda hizmete girmiştir.

İşletme Şekli:

Kaplıcamızın mülkiyeti Hamamözü Belediye´sine aittir. Belediye belirli zamanlarda Kaplıcanın işletmesini ihale yolu ile özel kişilere kiraya vermektedir. Kaplıcamız Bayanlar ve Erkekler kısmı olarak sabah 4:00 -24:00 saatleri arasında hizmet vermektedir. Yaz aylarında 13:00-18:00 saatleri arasında değişim yapılmaktadır (Pazar günleri hariç). Kaplıcamıza gelen misafirlerimize giriş ve çıkışlarda peştemal, büyük havlu, baş havlusu işletmeci tarafından verilmektedir.

Şifalı Suyun Teknik Raporu:

20.07.1989´de Msc.Kim.Müh.Ender Başak tarafından Amasya İli Hamamözü Arkut Bey Kaplıcası´ndan alınan su örnekleri, Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimotoji Anabilim Dalı Hidroloji Araştırma laboratuarında analiz edilmiş ve maden suyunun sodyumbikarbonatlı, kalsiyumlu, hipertermal, oligemetalik, hipotenik yapıda olduğu saptanmıştır.

Maden Suyunun kimyasal özelliklerine ve bu tür sularda yapılmış araştırmalara dayanarak aşağıda sıralanan hastalık gruplarında lokal uygulamalar, lavajlar, içme kürleri ve (aktif veya pasif eksersizlerle ) tam, yarım oturma banyoları uygulamaları şeklinde kullanılmasında yarar vardır. Ağrı giderici ve sedaktif etkili suyu kullanılacağı hastalıklar şunlardır:

*Kronik iltihabive dejenaratif romatizmal hastalıklar,
*Lokomotor sistemin travmatik rahatsızlıklarında;
*Travmatik ve infeksiyöz paralizler
*Nörovejatif bozukluklar
*Kalp ve damar hastalıkları (Hipertansiyon,ataroskerotik damar hastalıkları)
*Psikosomatik bozukluklar
*Vejatatif – Endokrin regülasyon bozuklukları
*Kadınlarda siklus bozuklukları
*Yaşlılarda dermatolojik hastalıklarda
*Kozmetik amaçlı
Kaplıca ve Şifalı Suyun Şifa Verdiği Rahatsızlıklar:

*Müzmin romatizmal hastalıklar
*Kırık-çıkık sonu hareket gücünün açılması
*Beyin çarpması sonucu gelişen felçler (örn:Çocuk felci)
*Sinir sistemi hastalıklar
*Değişen yüksek tansiyonlar ve kalp damar hastalıklar
*Ruhsal bozukluklar
*Bel fıtığı ve siyatik
*Hormonların düzensizliği
*Kadınlarda adet bozukluklar
*Ayrıca cildi korur, saçların kepeklenmesini önler

Aktiviteler:

Tesisimizde 56 adet çift kişilik, 2 adet üç kişilik ve 5 adet de suit olmak üzere 63 oda bulunmakta olup, toplam 130 yatak (ekstra yataklar ile 150) kapasitelidir. Tüm odalar balkonlu olup; TV, minibar, direkt telefon hattı, saç kurutma, sıcak-soğuk iklimlendirme ve yerden ısıtma ile donalımlıdır. Banyolarda ayrıca termal su kullanımı oda bazında da mümkündür.
Tamamen termal su ile doldurulmuş 10x20x1.45m. ebatında(jakuzi basmaklı)büyükler ;5x10x0.45m.ebatıda da çocuklar için Kapalı Yüzme Havuzu bulunmaktadır.Aynı kompleks içinde sauna, fitness-center bir de soğuk-sıcak yiyecek -içecek satış yapan büfemiz mevcutdur.Bay ve bayanların ayrı ayrı kullandıkları sekizgen 1,50m. derinliğinde 10 metrekarelik iki adet Kür Havuzu ve Türk Hamamları ile ailece kullanabilecekleri 17 adet Özel Banyosu bulunmaktadır.
Giriş, Dinlenme ve Havuzlu olmak üzere üç adet lobisi , oyun salonu, 150 kişi kapasiteli restaurantı, 100 kişi kapasiteli konferans salonu, TV salon, yuvarlak masa toplantı salonu, 60 araçlık açık otoparkı, mağzası, çay bahçesi, kafeteryası, piknik alanı, spor kompleksleri ve bay – bayan mescidleri bulunmaktadır.

Havuz Kompleksi:

2000 metrekarelik tamamen kapalı, uzay çatı dizaynlı olan kompleks içinde yer alan aktiviteler ve özellikleri şöyledir:

Aktiviteler ve Özellikleri :

-Termal Havuz (Büyükler) – Boyutları: 10x20x1.45 m. Jakuzi basamaklı
-Termal Havuz (Küçükler) – Boyutları: 5x10x0.45 m.

Her iki havuzun da ortak özellikleri şöyledir:
1-Orijinal termal su ile doldurulmuştur, termal su kaynaktan çıktığı gibi hizmete sunulmaktadır.
2-Termal su, havuza alttan devamlı bir şekilde giriş yapıp üstten taşma sistemi ile çalıştırılmakta ve taşan su dışarı atılmaktadır. Bir daha hizmete sunulmamaktadır.
2-Havuzların derinlikleri her yerde belirtilen sabitliktedir.

Sauna

Fazla kilo problemlerinizi ve günün yorgunluğunuzu hemen havuzun yanıbaşındaki saunamızda atabilirsiniz. Rahatlığın keyfine varın.

Fitness Center

Gerekli kondisyonel ve vücutsal periyodik bedensel hareketlerinizi yapabileceğiniz veya formunuzu koruyabilmeniz için gerekli olan her türlü aletli veya yer hareketli, mekanik ve elektronik aletlerle donatılmış salonumuz sizlerin hizmetindedir.

Kür Havuzu

Orta derinliği 1.5 m., oturma derinliği 0.5 m., yüzey alanı 10 metrekare ve şekilsel olarak sekizgen bir dizayna sahip olan, tamamen orijinal termal su ile doldurulmuş bu havuzlarımızda misafirlerimiz sağlık amaçlı sualtı oturma ve termal su buhar kürü yapabilmektedirler.

Türk Hamamı

Klasik Türk hamam kültürüne uygun; yedi kurnalı, göbek taşlı olup kullanım suyu tesisimiz tarafından ısıtılmış olan şebeke suyudur. (Termal su değildir)

Kullanım Şekli : Bu kompleksler bay ve bayanlar için ayrı ayrı inşa edildiğinden kullanımı 08:00 ile 23:00 arasındadır.
Özel Aile Banyoları

Küvetli, duşlu, klozetli ve lavabolu olan ve termal su veya ısıtılmış şebeke suyu ile hizmet veren banyolarımız dizayn olarak otel odalarındaki banyolarla aynı özelliklere sahip olduklarından genellikle Günübirlikçi misafirlerimiz tarafından tercih edilmektedir. Otel müşterilerimiz ise tercih ederler ise ücretsiz kullanım hakkına sahiptirler.