Sivas’ta çok sayıda sıcak su kaynağı bulunmaktadır. Halk bunlara, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun bazı yörele¬rinde yaygın olduğu biçimde ‘Çermik’ adını vermiştir. Bu zen¬gin görünüm, Sivas ekonomisinin hem canlı kalmasını sağla¬makta, hem de toplumun büyük bir kesiminin yeni bir sektör¬le tanışmasına aracı olmaktadır. Sağlık turizmi, Sivas’ta, sadece yerli ziyaretçiye değil, yurtdışından gelen yabancı hastalara da hizmet verme yolunda olumlu adımlar atan bir sektör haline gelmiştir.
Sivas’taki şifalı su kaynakları, hemen hemen tüm ilçele¬re dağılmış durumdadır. Bunlar arasından; Zara ilçesindeki Pireverek Maden Suyu ile Ulaş ilçesindeki Ulaş Gölü İçmesi, göze çarpan ilk kaynaklardır.
Divriği Kaplıcası, Erikli Kaplıcası ve Erikli Maden Suyu, Divriği ilçesinin sıcak su kaynaklarıdır. Mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarına iyi gelir. Erikli şifalı suları, ilçe merkezine25 kilometreuzaklıkta, Erikli köyün-dedir. Hem içme, hem de kaplıca olarak rağbet gören bir ma¬den suyudur.
Şarkışla ilçesinde de çok sayıda şifalı su kaynağı vardır.
Bellibaşlıları şunlardır:
Tepecik Kaplıcası: ilçe yakınlarında, Ortaköy’dedir. ‘Ortaköy Çermiği’ diye de anılır. Romatizma ve sinir hastalık¬larına iyi gelen bir suya sahiptir.
Alaman Çermiği: Şarkışla’ya21 kilometreuzaklıkta, Akçakışla beldesine bağlı Alaman köyündedir. ‘Akçakışla Çermiği‘ olarak da bilinir. Suyu, romatizma ve deri hastalıklarına iyi gelir.
Ortabucak Çermiği: Şarkışla’nın Orta bucağına 2 kilo¬metre uzaklıkta, romatizma ve deri hastalıklarına iyi gelen şi¬falı bir su kaynağıdır.
Sivas’ın Suşehri ilçesi de, çok sayıda şifalı suya ev sahipliği yapar. Şaryeri Maden Suyu, Uyuz Kaplıcası ve Müşekniş Çermiği bunların başlıcalarıdır. Müşekniş Çermiği, aynı adla anılan köydedir. Basit tesislere sahip olmasına rağmen, yöre halkı tarafından çok tutulan bir kaplıcadır. Su¬şehri Çermiği ise, sadece Çermik diye bilinir, ilçenin 10 ki¬lometre kuzeyindedir. 27-28°Csıcaklıktaki suyu, romatizma, dolaşım ve sindirim sistemi rahatsızlıklarını giderir, sinir hastalıklarına iyi gelir.
Akçaağıl Çermiği, Suşehri’nin en tanınmış şifalı su kaynağıdır. İlçeye bağlı Akçaağıl köyündedir. Deniz seviye¬sinden750 metreyükseklikte bulunan bu çermik, Kelkit Ir-mağı’nın güney kıyısmdadır.
Sodyum sülfat ve klorür içeren suyunun temperatürü43°C, radyoaktivitesi 16.8 eman, pH değeri 7.1’dir. Suda bu¬lunan serbest karbondioksit miktarı litrede1.15 gramoldu¬ğundan içimi kolaydır. İçme tedavisi; karaciğer, safra yolları ve bağırsak hastalıklarına önerilir. Banyo tedavisi ise, roma¬tizma, nevralji ve kadın hastalıklarında yararlıdır. Banyo kür¬lerinin içme ile birlikte yapılması halinde, şişman hastalarda çok olumlu sonuçlar alınır.
Kaplıcada, tedavi tesisi olarak iki adet genel havuz bu¬lunur. Sosyal tesisler yeterli düzeydedir. Ancak konaklama için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Sıkıntı çekilen yö¬rede bu boşluk, yaz aylarında kurulan çadırlarla giderilmeye çalışılmaktadır.
Sivas’ın Yıldızeli ilçesi de, birçok hastalığa deva olan şi¬falı su kaynaklarıyla tanınmıştır. Bunların başında Sıcak Çer¬mik gelir.
Sıcak Çermik, Sivas’ın27 kilometrekuzeybatısında, Yıl-dızeli’ne15 kilometreuzaklıkta, Direkli bucağındadır. Sivas-Ankara karayoluna olan uzaklığı ise1.5 kilometrekadardır. Kaplıca alanının denizden yüksekliği 1200 metredir.
Çok sayıda kaynağın bulunduğu bu yörede tüm sular birleştirilmiş, bir kısmı banyo ve havuzlara, bir kısmı da ote¬le verilmiştir. Özellikleri birbirine benzeyen bu suların içeri¬ğinde; bikarbonat, sodyum, kalsiyum ve magnezyum bulu¬nur. Madeni az ılıca ve içmeler grubunda değerlendirilmekte¬dir. Temperatürü42°C, pH değeri 6.5, radyoaktivitesi 3.91 emandır.
Litresinde2.5 gramtotal mineralizasyon içeren bu suyun, dış uygulamalarda sedatif etkisinden yararlanılır. İçme olarak da değerlendirilir. Toprak kalevili unsurların egemen olması nedeniyle, karaciğer, safra kesesi, mide ve bağırsak üzerinde, metabolizma hastalıklarında, bu arada özellikle hafif diyabetlilerde olumlu etki yapar. Banyo tedavisi; her çeşit romatizma, nevralji, nevrit ve kadın hastalıklarına önerilmektedir. • .
Kaplıcada; ikisinin üstü açık, üç adet genel havuz ve çok sayıda özel banyo bulunur. Sosyal tesisler yeterli düzey¬dedir. 151 odada 350 yatakla hizmet veren iki yıldızlı Sıcak Çermik Hotel, Ankara karayolu üzerindedir. Kaplıca suyu¬nun kullanıldığı tek bu otelle konaklama sorununun halledil¬mesinde yetersiz kalınmaktadır.
Yıldızeli ilçeinde bulunan şifalı su kaynakları sadece bununla sınırlı değildir. İlçenin güneydoğusunda, Menteşe köyünde yer alan Menteşe Kaplıcası, Aşağı Çermik ve Ilıca Çermiği, adından söz edilebilecek değerde kaynaklardır. Özellikle Ilıca Çermiği’nin suyu, bağırsak ve böbrek hastalık¬larına iyi gelmekte, böbrek taşları üzerinde düşürücü etki yapmaktadır. Çermik, ilçeye8 kilometreuzaklıktaki Ilıca kö¬yündedir.
Yıldızeli’nin Kaman Maden Suyu da ünlü bir su olarak dikkati çeker. Sivas-Ankara karayolunun 65’inci kilometresin¬deki Yaraş Beli’nden sağa ayrılan 12 kilometrelik bir yolun so¬nunda, Kaman köyü sınırları içindedir. Maden suyu kaynağı köyün500 metrekuzeyine düşer.
Sodyum bikarbonatlı ve kalsiyum sülfatlı olan suyu, ay¬rıca karbondioksit de içerir. Temperatürü14°C, pH değeri 6.4, radyoaktivitesi 0.77 emandır. Litresinde5.5 gramcivarında total mineralizasyon içeren bu su, kalevi ve toprak kalevili, acı, bikarbonatlı bir maden suyudur. Bileşiminde 1 gramın üstünde karbondioksit vardır. İçme kürleri halinde kullanıldığında, karaciğer ve safra yolları üzerinde etki yapar. Kronik safra kesesi iltihaplarında, sistinezillerde, intra ve ekstra he-patik safra yollarının iltihaplarından arta kalan safra spazm¬larının drenajında, tıkanma sarılığı geçirenlerde, ameliyattan sonra veya taş düştükten sonra kan seviyesinde arta kalan pigment maddelerinin temizlenmesinde, hepatit geçirenlerin sekel fonksiyonel pertübasyonlarında bu kürler çok yararlı¬dır. Ayrıca, mide ve bağırsaklarda sindirimi kolaylaştırıcı et¬kisi vardır.
Kaman Maden Suyu’nun şişelenmesi düşünülebilir. Su¬lar, yemeklerden önce, aç karnına günde 3-4 kez olmak üze¬re 50-100 cm. küplük ufak miktarlarda alınmaya başlanır ve günde 3 kez150 cm. küpe kadar çıkarılır. Kür esnasında ani kilo artışı görülmesi halinde, küre ara verilmelidir. Keza, kü¬rün ilk anlarında bulantı, kusma, başağrıları, hazımsızlık ha¬li vs. görülebilir. Bu gibi durumlarda, ağrı kesici ve müshil ilaçlan kullanılarak vücuttan tuz ve su çekilir, ağrılı hallere son verilir.
Kam,an Maden Suyu, tüm bu özellikleriyle, yurdun sayı¬lı maden sulan arasında dikkati çekmekte ve halkın yoğun ta¬lebiyle karşı karşıya kalmaktadır.
Sivas, Sıcak Çermik’le tanındığı gibi, Soğuk Çermiği ile de ün kazanmış bir ilimizdir. Soğuk Çermik, ilin 17 kilo¬metre kuzeydoğusunda, Kızılca ve Beypınar köyleri arasında yer alan bir vadide bulunmaktadır. Suyunun sıcaklığı diğerle¬rine göre daha düşük olduğundan, halk buraya Soğuk Çermik adını vermiştir. İlk kaplıca tesislerinin Sivas eski valilerinden Reşit Paşa tarafından yaptırıldığı bu yöre, aynı zamanda gü¬zel bir mesire yeri olarak değerlendirilmektedir.
Bikarbonattı, kalsiyumlu, magnezyumlu ve karbondiok¬siti olan suyunun temperatürü28°C, pH değeri 6.3, radyoak¬tivitesi 0.57 emandır. Sıcaklığı düşük olan bir sudur. Bileşimi, Sıcak Çermik’in özellikleriyle benzerlik gösterir. Total mine-ralizasyonu litrede 2 gramdır. Dış uygulamalarda, biraz ısıtıl¬dığı takdirde sedatif ve periferik vazodilatatör bir etki göste¬rir. İçme kürlerinde, mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi fonksiyonları üzerinde yatıştırıcı etkisi görülür. Banyo uygu¬laması, romatizmal hastalıklarda, bünyesel ve sinirsel hasta¬lıkların tedavisinde yararlıdır.
İki adet genel tedavi havuzunun bulunduğu kaplıcada, konaklama yetersiz kalmaktadır. Toplam yatak sayısı 200’ü geçmez. Bunda il merkezine olan yakınlığının etkisi olsa ge¬rektir. Ziyaretçiler, Sivas kent merkezindeki otellerde rahat¬lıkla kalabilirler.
Sivas ili, ayrıca karbogazöz suların özelliklerini göste¬ren Gazoz Maden Suyu ile de tanınmış olup, bu sudan ye¬rel gazoz üretiminde yararlanılması cihetine gidilebilir. An¬cak, ilin yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da tanınması¬nı sağlayan şifalı su kaynağı, Kangal ilçesinde bulunan Balık¬lı Çermik’tir.
Balıklı Çermik, Sivas’a yaklaşık96 kilometreuzaklıkta, ilçe merkezi Kangal’a13 kilometremesafededir. İlçenin ku¬zeydoğusuna düşen Kavak Deresi vadisinde yer alır. Yörenin deniz seviyesinden yüksekliği 1500 metredir.
Kaplıcanın bulunduğu alan, 1917 yılında sazlık ve sulak bir bölgeymiş. Ayağında yara olan bir çobanın tesadüfen te¬davi olmasından sonra, yöre halkı açtığı ilkel çukurlardan ya¬rarlanmaya başlamış. Kaplıcaya ‘Yılanlı Çermik’ denilmesi bu tarihlere rastlar. Daha sonra suda, nereden geldiği bilinme¬yen küçük balıklar görülmeye başlanmış. Balıklar, çukurlara girenlerin vücudundaki yara kabuklarını, sivilce başlarını ko¬parır, bu şekilde temizlenen yaralar da, suyun şifalı etkisinin de tesiriyle çok çabuk iyileşirmiş. Suyun hızlı bir şekilde ta¬nınmasına neden olan etkenlerin başında geldiğinden, balık¬lar kaplıcanın sembolü olmuş ve yöre bu kez ‘BalıklrÇermik’ diye anılmaya başlanmış. Halk, 35-36°Csıcaklıkta yaşayan, gri-bej renkli, 2-10 cm. boyundaki binlerce balığın kutsallığı¬na inanır ve onlara dokunmazlar.
Sodyum bikarbonatlı, kalsiyumlu ve magnezyumlu olan kaplıcanın suyu, oligometalik ılıca ve içmeler grubunda değerlendirilmiştir. Temperatürü 35-36.5°C, pH değeri 7.3, rad¬yoaktivitesi 1.8 emandır. Kaynaklar, güney doğrultusunda sı¬ralanmış olup beş ayrı yerden çıkmaktadır. Benzer özellikler gösteren bu kaynakların debisi yüksektir. (130 İt/sn) ve gün¬de 5760 kişinin yararlanabileceği bir potansiyele sahiptir.
Banyo tedavisi; ruhsal yorgunluklara, kalp hastalıkları¬na, deri hastalıklarına, her türlü romatizmal hastalıklara, nevralji, nevrit, hemipleji, parapleji gibi sinir hastalıklarına, kırık-çıkık sekellerine, travmatik eklem ve kas hastalıklarına, banyo ve lavaj uygulaması suretiyle kadın hastalıklarına ve bazı cilt hastalıklarına önerilmektedir. İçme tedavisi; böbrek¬lerde kum ve taş oluşumunda, tekrarlayan durumlarda etkili olur.
Kaplıcanın en önemli özelliği ise, artık dünyaca ‘Doktor Balıklar’ namı altında ün yapan bu balıklardan, tıbben olma¬sa bile, tıbba yardımcı bir unsur olarak yararlanılmasıdır. ‘Cyprinide=Sazangiller’ familyasına dahil ‘Cyprinion Macros-tamus=Beni Balığı’ ile, Kayabalığı türlerinden ‘Garra rufa=Yağ-lı Balık’ cinsi bu balıklar; delici, emici ve pansumancı olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Tahriş olmuş durumdaki veya her¬hangi bir enfeksiyon sonucu oluşmuş cilt dokusundaki yara¬ları, egzema, cerahatli sivilceler ve sedef hastalığı oluşumla¬rını iyileştirmekte yardımcı olurlar. Kaplıcada, havuza giren kişilerin etrafında toplanan ince ve kahverengi-gri-bej renkli balıklar, derhal faaliyete geçer ve vücut çevresinde dolaşma¬ya başlayarak hastalık belirtisi olan yerleri temizlemeye giri¬şirler. Dişleri olmayan bu balıklar,36°Csıcaklıktaki suyun yu¬muşatmış olduğu kabarmış yara kabuklarını kopararak, cildi pürüzsüz hale gelinceye kadar temizlerler. Cilt üzerinde be¬lirgin bir yara izi kalmaz. Tedaviden olumlu sonuç alınabil¬mesi için, bir günde belirli aralıklarla havuza giren ve kaplı¬canın şifalı suyundan sabahları aç karnına 3-5 bardak içen hastalar, 21 gün süreyle bu tedavilerini sürdürecek olurlarsa, % 98 oranında amaçlarına ulaşmış olurlar. Diğer taraftan, yer¬den kaynayan su içindeki küçük kabarcıkların ve balıkların vücut üzerine yaptıkları ufak darbelerin etkisiyle, vücutta bir gevşeme ve dinlenme hali görülür. Bu tedavi tamamen yan et¬kisiz olup, kesinlikle herhangi bir ilaca gereksinim duyulma¬maktadır. Suyun içeriğinde, cilt hastalıklarının tedavisinde etkili olduğu bilinen selenyum maddesinin bulunması, sedef hastalığı gibi psikolojik kökenli olan ve telkine çok yatkın bu¬lunan hastalıklarda başarılı sonuçların alınmasına neden ol¬maktadır.
Sedef hastalığı, nedeni kesin olarak bilinmeyen bir has¬talıktır. Tıp dilinde ‘Psoriasis’ olarak bilinir. Kalıtsal ve sinir¬sel kökenlidir. Daha çok baş derisinde, diz ve dirseklerde, tır¬naklarda meydana gelen düzensiz kırmızı lekeler halinde kendini gösterir. Lekeler gümüş renginde ve pul pul olup, de¬ri seviyesinin üstündedir. Kaşıntı yapmazlar, israil’de bulu¬nan Lut Gölü’ndeki benzer özelliklere haiz tedavi tesislerin¬den sonra, Balıklı Çermik’in devreye sokulması, modern tıb¬bın bugüne kadar kesin çözüm bulamadığı bu tür hastalıklar için ayrıca bic ümit kaynağı olmaktadır. Bir kere, kaplıcaya girmekle sağlanan etkilenme önemli ölçüde psikolojiktir. Ki¬şiler, şöhretini bildikleri bir yere bu şekildeki bir etkilenme¬ye hazır halde girerler. Buradaki sıcak, sakin ve rahat ortam¬da stresten uzak kalırlar. Ayrıca, aynı soruna sahip kişilerce oluşturulan dertleşme ortamının da, doğal bir grup tedavi se¬ansı şeklinde cereyan ettiğini de söylemek mümkündür.
Sağlık turizminde dünya çapında önemli bir konuma yükselen Balıklı Çermik’teki ilk modern tesisleşme çalışması 1950’li yıllarda başlamış ve aradan geçen süre zarfında tesis¬leşme daha da ileri götürülerek, bugün yılın on iki ayında yurtiçi ve yurtdışından gelen hastalara hizmet veren dünya¬nın sayılı kaplıcalarından biri haline gelmiştir.
Kaplıcada; biri kapalı, biri yarı açık, diğer ikisi tam açık dört adet tedavi havuzu ile bir adet olimpik ölçülerde yüzme havuzu vardır. Kapalı olan havuz sadece yaralı ve hastalara, açık havuzlardan biri erkeklere, diğer ikisi ise kadınlara ayrıl¬mıştır. Olimpik havuz ise herkese açıktır. Konaklama; 150odada 300 yatakla hizmet veren Balıklı Kaplıca Oteli’nde yapılmaktadır. Bunun dışında, birtakım motel ve pansiyon tü¬rü yerler de vardır. Ancak, sezon süresince yatak sayısı yeter¬li olmadığından, 1000 civarında çadır da kurulmakta, yine kaplıca sınırları içinde Avrupai nitelikte kamp ve karavan tu¬rizmine göre düzenlenmiş özel bir alan da bulunmaktadır.
Sivas’ın şifa değerleri yüksek sıcak su kaynaklarından yararlanmak ve bu arada konaklama olanakları hakkında bil¬gi almak isteyenler, Sivas Turizm Danışma Bürosu’na başvur¬mak suretiyle istedikleri bilgileri alabilirler.