Antalya, tarihi ve doğal güzellikleri açısından yurdumuzun en önemli illerinden biridir. Yoğun yaşanılan hareketlilik, ülke çapında turizm girdilerinin hesaplanmasında ve bütçenin dengelenmesinde baz alınacak ölçüdedir. Antalya’nın bu çok önemli görüntüsünün arasında sağlık turizmine yönelik faaliyetleri de gözardı edilmemelidir. Yörede bulunan kaplıca, içme ve bazı mağaraların insan sağlığına olan yararları dikkat çekecek derecede büyüktür.
Şifa dağıtan bu yerlerin başında, Alanya’daki Damlataş Mağarası gelir. Bilindiği gibi, kimi mağaraların havası, kimisinin çamuru ya da suyu şifalıdır. Dolayısıyla, her bir mağara farklı hastalıklara iyi gelmektedir. Sarkıt ve dikitleriyle bir doğa harikası olan Damlataş Mağarası da astım hastalığına iyi gelmektedir. Şehir merkezinde, yalçın kayalıklı bir burnun ucunda ve denizden 70 metre içeridedir. Deniz seviyesinden aşağıda olan mağara, çok sayıda astım hastasının rağbet ettiği bir yerdir.
Yerli ve yabancı turistlerin de ilgisini çeken Damlataş Mağarası; arkeologlar tarafından M.Ö. 1015 bin yılları arasında tarihlendirilmektedir. 1948 yılında, Alanya iskelesinin yapımında çalışan taş işçileri tarafından, bir dinamitin patlatılması sırasında tesadüfen keşfedilmiştir.
Mağara; 15 metre yüksekliğinde olup, iki gözlüdür. Sarkıt ve dikitlerle süslü olan birinci gözden, 6 metre kadar aşağıda bulunan ikinci göze bir merdivenle inilir. Tabanı kumla örtülüdür. 200 metrekarelik bir alana ve yaklaşık 2000 metreküplük bir hacma sahiptir. Duvarlarının kalınlığı 10 metre civarında olduğundan çökme tehlikesi bulunmamaktadır. Yağmur yağdığı zaman, beş ay süreyle sarkıtlardan su damladığı için, mağaraya ‘Damlataş’ adı verilmiştir. Damlataş Mağarası’nın bugünkü değerini kazanmasında, ona bu adı veren rehber Galip Dere’nin emeği fazladır.
Mağara loş ve rutubetlidir. Karbondioksit gazı oranı 0.5, yazkış değişmeyen sıcaklığı ise 2223°C’dir. Nem oranı, mevsimine göre % 90 ilâ % 100 arasında değişiklik göstermektedir.
ilk hastanın 1 Eylül 1954 tarihinde kabul edildiği Damlataş Mağarası; havasının sıcaklığı, nem oranının yüksekliği ve içerdiği karbondioksit, oksijen, azot ve az miktardaki radyoaktivitesiyle, anfizem, allerjik olmayan astım ‘nefes darlığı’ ve müzmin bronşit hastalıklarına karşı gayet etkilidir. 40 60 yaş arası hastalara 4’er saatlik seanslar halinde 21 günlük bir kürün yeterli olacağı öngörülmüştür.
Damlataş Mağarası’nı ziyaret edecek kişiler için iki ayrı giriş ücreti uygulaması yapılmaktadır. Sağlık kürlerine katılacak olanlar, turistlerden farklı olarak girişte sembolik bir ücret ödemektedirler.
Alanya ilçesi, Akdeniz kıyı şeridinde yer alan en büyük ve en güzel ilçelerden biri olduğu için, konaklama olanakları bakımından ziyaretçilere sıkıntı çektirmeyecek bir konumdadır.
Modern turistik tesisler, moteller, pansiyonlar vs. bol miktarda vardır. Yine de yöre hakkında bilgi almak isteyenler Alanya Turizm Danışma Bürosu’na müracaat edebilirler.
Alanya’dan Mersin yönüne doğru uzanan karayolu, Manavgat’ı geçtikten sonra Gazipaşa ilçesine de uğrar ki, bu ilçemiz de şifalı su kaynaklan bakımından önemli yerlerden biridir. Yöredeki kaplıcaların belli başlıları şunlardır:
Cevinde Kaplıcası: Gazipaşa ilçesine 25 kilometre uzaklıkta, Cevinde köyündedir. Cilt hastalıklarına, siyatik ve romatizmaya iyi gelen bir suyu vardır.
Sınat Deresi Kaplıcası: Gazipaşa’dan Alanya yönünde hareket edildiğinde, sağa ayrılan 26 kilometrelik bir dağ yoluyla ulaşılan Ilıca köyündedir. Konaklama tesisinin bulunmadığı kaplıcanın çeşitli hastalıklara yararlı olduğu söylense de, insan sağlığı üzerine spesifik bir etkisi yoktur. Kaplıca suyunun sıcaklığı 24.525°C’dir.
Sarısu İçme ve Kaplıcası: Aynı yörede yer alan önemli kaplıcalarımızdan biridir. Ilıca köyüne birkaç kilometre uzaklıktaki bir yamaçtan kaynamaktadır. Suyunun içeriğinde bol miktarda karbondioksit ve radyoaktif elementler bulunur.
Sıcaklığı 16.5°C’dir.
İçme tedavisi; karaciğer, mide, bağırsak ve safra kesesinde salgıyı ve devinimi arttırmakta kullanılır. Diyabet ‘şeker hastalığı’nın ilerlemiş durumlarında olumlu sonuçlar vermektedir. Ayrıca, pankreas üzerinde düzenleyici ve idrar miktarını yükseltici etkisi vardır. Banyo tedavisi ise; kadın hastalıklarının iyileşmesinde çok önemli rol oynar.
Sarısu Kaplıcası’nda; genel tedavi havuzları, özel banyolar ve diğer yardımcı tesisler bulunmaktadır. Konaklama ise mümkün değildir. Bu konuda bilgi almak isteyenler, en yakın ManavgatSide Turizm Danışma Bürosu’na müracaat edebilirler.
Antalya’nın en yoğun turistik beldelerinden Kemer’de de şifalı sıcak su kaynaklan bulunmakta ve tam tedavi amacına yönelik olmasa da, turistler tarafından yine de ziyaret edilmektedir.
Şeytan Mağarası Şifalı Suyu: Kemer ilçesinin Adrasan Koyu’nda bulunan Suluada’dadır. Günübirlik motor turlarıyla ulaşılması mümkün olan adaya yolculuk 1 saat kadar sürmektedir. Adadaki Şeytan Mağarası’nın içinden kaynayan bu suya ‘Yalancı Kaynak’ da denmektedir. Aç karnına içildiğinde, suyunun böbrek taşlarını düşürücü özelliği olduğu, olaya bizzat şahit olan yöre halkı tarafından söylenmektedir.
Sazak Suyu: Suluada’nın kuzey yönündeki, doğal birhavuz görünümündeki Sazak limanından kaynayan suyun da barsaklara iyi geldiği ifade edilmektedir.
Hotel MaBiche Thalassotherapy Merkezi: Kemer ilçesinin Göynük beldesinde bulunan MaBiche Hotel bünyesindeki bu tedavi merkezinden söz etmeden geçmek doğru olmaz. Türkiye’de ancak bir iki yerde uygulanan bu tedavi, dinlence ve tatil olanaklarının yanı sıra sağlığa yönelik çalışmaların da yapılmasına olanak vermektedir.
Kökeni eski Yunan kültürüne kadar uzanan Thalassotherapy başlıbaşına bir yaşam tarzıdır. Yunanca’daki ‘Thalasso’deniz ve ‘Therapy’ bakım sözcüklerinden oluşan ve gücünü Akdeniz’in engin sularından alan bu etkin tedavi yöntemi, Türkiye’nin sayılı thalassotherapy merkezlerinden Hotel MaBiche Thalasso Poseidon’da dünyanın önde gelen uzmanlarının kontrolünde uygulanmaktadır.
Thalassotherapy; yorucu ve yıpratıcı yaşam tarzının etkilerini gideren, stres, bezginlik, ruhsal yorgunluk, psikolojik rahatsızlıklar, dolaşım bozuklukları, eklem ağrıları, nefes darlığı, cilt ve uykusuzluk sorunlarından tutun da, fazla kilolara kadar pek çok sorunun üstesinden gelebilen ideal bir çözümdür. Thalassotherapy ile vücut forma girer, ritm düzen kazanır. Estetik, bakım, güzellik kürleri ve doğum sonrası bakımları, ayrıca erkekler için antistres kürlerinin yarattığı mucizelere tanık olunur.
Thalassotherapy’de, açık denizin derinliklerinden en saf haliyle çekilen deniz suyundan yararlanılır. Deniz suyu, içerdiği oligoelementler ve minerallerden en yüksek düzeyde yarar sağlanabilmesi için 30°C’ye kadar ısıtılarak, vücuda çeşitli biçimlerde kür olarak uygulanır. Ek olarak uygulanan ve tedaviye dahil edilen yosun kürleri, oligoelementlerin ve minerallerin vücuda mükemmel biçimde nüfuz etmesine yardımcı olur, teni besler, yumuşatır ve canlandırır.
Bölge hakkında her türlü bilgi, Kemer Turizm Danışma Bürosu’ndan alınabilir.
Korkuteli ilçesinde bulunan Korkuteli İçmesi de, suyunun çeşitli hastalıklara iyi geldiği söylenilen1 bir içmedir. Yöre halkı tarafından hayli rağbet görmektedir.
Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Demre ‘Kale’ bucağında ise, bir başka ünlü su, Demre İçmesi bulunmaktadır. Kaş’a 39, Demre’ye 5 kilometre uzaklıktaki bu su, bucak merkezinin güneyindeki Çayağzı mevkiindedir. İçerikleri birbirine çok benzeyen iki kaynaktan, yani Çamurlu Kaynağı ile Barutlu Kaynağı’ndan kaynamaktadır. Doğu yamacında olana ‘Burguç Suyu’ da denmektedir.
Birinci kaynak; klorür, sodyum, magnezyum, bromür ve kükürtlü hidrojenli, ikinci kaynak; klorür, sodyum, bromür, hidrojen sülfürlüdür. Her ikisinin temperatürü 15°C, pH değeri ise 7.4’dür.
Demre içmesi; debisi çok bol olan bir sudur. Total minerali zasyo nu 11 gramın üstündedir. Kalevi ve toprak kalevili, tuzlu, hafif kükürtlü bir maden suyudur. Sindirim sistemi üzerinde laksatif etkisi vardır. Az miktarda alındığı takdirde, mideden başlamak üzere bütün gastrointestinal sistemin ve annekslerinin motor ve sökretuvar fonksiyonlarını hızlandırır. Organizmadan su çeker ve dışarı atar. Bu nedenden dolayı rezolütif özelliği göz önüne alınarak uygulanmalıdır. Laksatif etkisi, bazı bağırsak parazitlerinin dışarı atılmasında yararlı olabilir.
Özellikle yaz aylarında çok kalabalık olan içme alanının çevresi, beton duvarlarla çevrili olup, suyun içilmesi için çok sayıda çeşme yapılmıştır. Yakınlarında pansiyon türü konaklama tesisleri bulunsa da, yine de en doğru bilgi, Kaş Turizm Danışma Bürosu’ndan alınmalıdır.
Çağlarsu Doğal Kaynak Suyu: Antalya’nın Finike ilçesinin Turunçova yöresinde, Bey Dağlarımın doğal güzellikleri arasından tarihi geçmişi yansıtan Arykanda antik kenti yakınlarında kaynayan bir sudur. Bölge halkına kesintisiz hizmet etmiş ve 3000 yıllık tarihsel süreç içinde ‘Kralların Suyu’ diye anılmıştır. Suyun kantitatif analiz raporu Freilburg Üniversitesi’nden onaylıdır. 1999 yılından bu yana, Arif köyündeki Badıl kaynağından dolumu yapılan suyun sertlik derecesi 7.95’dir.
Ceysu Doğal Kaynak Suyu: Antalya’nın Tekirpınar/Saklıkent yöresinden kaynayan bu menba suyu da, 8.2’lik pH değeri ve 10.8 Fr° toplam sertlik derecesiyle, özellikle Almanya’ya ihracı yapılan bir kaynak suyudur. Türkiye’deki doğal kaynak suları arasında sertlik derecesi en yüksek sulardandır.
Tüm güzelliklerin bir arada yaşandığı Antalya’da, yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olan tarihi ve doğal güzelliklerin yanı sıra şifalı su kaynaklarının da hakettiği yeri alacağına inancımız tamdır. Bölge hakkında her türlü bilgi Antalya Turizm Danışma Bürosu’ndan temin edilebilir.