Soğanlı Çayı

Dutlu lçmeleri’nin yakınlarında bir diğer şifalı kaynak, Soğanlı Çayı Tedavisi yer alır. Soğanlı Çayı’nın kenarında, karaciğer ve böbrek taşlarına olan yararı nedeniyle yoğun talep gören şifalı bir kaynaktır. Hastalar içmelerin konaklama ve sosyal tesislerinden yararlanırlar. Yeşilhisar’ın Erdemsin Maden Suyu da, yöre halkının rağbet ettiği şifalı su kaynaklarından biridir.

Arapoğlu Maden Suyu

Arapoğlu Maden Suyu, Murat Dağı’nın Arapoğlu Yaylası’nda bulunan bu maden suyu, böbrek ve idrar yollarındaki kum atımını sağlamakla tanınmış şifalı bir kaynaktır. Suyu soğuktur, sadece içme olarak kullanılır.

Balaban İçmesi ve Çamur Banyosu

Malatya ili Darende ilçesinde bulunan Balaban İçmesi ve Çamur Banyosu bölgenin önemli şifa kaynaklarından bir tanesidir. İlçe merkezine 15 kilometreuzaklıktaki Balaban beldesinde, devlet karayolu üzerindedir. Ağaçlarla kaplı yörenin denizden yüksekliği 1100 metredir.

Gerek Balaban beldesinde, gerekse içme mahallinde yer alan kalıntılardan anlaşıldığına göre; bu kaynak çok eski devirlerde de çalıştırılmıştır. Ancak, kimler tarafından ve hangi tarihlerde işletildiğini kesin olarak tespit etmek mümkün olmamıştır.

Kalsiyum, sülfat ve magnezyum içeren suyun temperatürü 13°C, radyoaktivitesi 18 eman, pH değeri 6’dır. İçme tedavisi; kabızlık, şeker hastalığı, astım, böbrek taş ve kumları ile karaciğer ve safra yolları hastalıklarına önerilir. Çamur banyosu ise, romatizma ve cilt hastalıkları için yararlıdır. Çamuru, dünyaca ünlü ‘Moor’ çamuruyla benzer özellikleri taşır.

Tedavi tesisleri; içme çeşmeleri ve çamur banyosunda kullanılan havuzlardan ibarettir. Konaklama için bucak merkezindeki otellerden de yararlanılır. Toplam yatak kapasitesi 250 civarındadır.

Varda İçmeleri

Rize’nin Varda semtinde yer alan bu içmelerin suyu, iştah açıcı olup aynı zamanda mide ağrılarına iyi gelir, böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur. Suyu ayrıca, romatizma ve bel ağrılarını giderici özelliklere sahiptir.

Balıklı Çermik

Sivas ili Kangal ilçe merkezine yaklaşık 13 km. mesafede bulunan Kavak Deresi vadisinde yer alan Balıklı Çermik deniz seviyesinden 1500 metre yüksekliktedir.

Kaplıcanın bulunduğu alan, 1917 yılında sazlık ve sulak bir bölgeymiş. Ayağında yara olan bir çobanın tesadüfen tedavi olmasından sonra, yöre halkı açtığı ilkel çukurlardan yararlanmaya başlamış. Kaplıcaya ‘Yılanlı Çermik’ denilmesi bu tarihlere rastlar. Daha sonra suda, nereden geldiği bilinmeyen küçük balıklar görülmeye başlanmış. Balıklar, çukurlara girenlerin vücudundaki yara kabuklarını, sivilce başlarını koparır, bu şekilde temizlenen yaralar da, suyun şifalı etkisinin de tesiriyle çok çabuk iyileşirmiş. Suyun hızlı bir şekilde tanınmasına neden olan etkenlerin başında geldiğinden, balıklar kaplıcanın sembolü olmuş ve yöre bu kez ‘Balıklı Çermik’ diye anılmaya başlanmış. Halk, 35-36°C sıcaklıkta yaşayan, gri-bej renkli, 2-10 cm. boyundaki binlerce balığın kutsallığına inanır ve onlara dokunmazlar.

Sodyum bikarbonatlı, kalsiyumlu ve magnezyumlu olan kaplıcanın suyu, oligometalik ılıca ve içmeler grubunda değerlendirilmiştir. Temperatürü 35-36.5°C, pH değeri 7.3, radyoaktivitesi 1.8 emandır. Kaynaklar, güney doğrultusunda sıralanmış olup beş ayrı yerden çıkmaktadır. Benzer özellikler gösteren bu kaynakların debisi yüksektir. (130 İt/sn) ve günde 5760 kişinin yararlanabileceği bir potansiyele sahiptir.

Banyo tedavisi; ruhsal yorgunluklara, kalp hastalıklarına, deri hastalıklarına, her türlü romatizmal hastalıklara, nevralji, nevrit, hemipleji, parapleji gibi sinir hastalıklarına, kırık-çıkık sekellerine, travmatik eklem ve kas hastalıklarına, banyo ve lavaj uygulaması suretiyle kadın hastalıklarına ve bazı cilt hastalıklarına önerilmektedir. İçme tedavisi; böbreklerde kum ve taş oluşumunda, tekrarlayan durumlarda etkili olur.

Kaplıcanın en önemli özelliği ise, artık dünyaca ‘Doktor Balıklar’ namı altında ün yapan bu balıklardan, tıbben olmasa bile, tıbba yardımcı bir unsur olarak yararlanılmasıdır. ‘Cyprinide=Sazangiller’ familyasına dahil ‘Cyprinion Macrostamus=Beni Balığı’ ile, Kayabalığı türlerinden ‘Garra rufa=Yağlı Balık’ cinsi bu balıklar; delici, emici ve pansumancı olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Tahriş olmuş durumdaki veya herhangi bir enfeksiyon sonucu oluşmuş cilt dokusundaki yaraları, egzema, cerahatli sivilceler ve sedef hastalığı oluşumlarını iyileştirmekte yardımcı olurlar. Kaplıcada, havuza giren kişilerin etrafında toplanan ince ve kahverengi-gri-bej renkli balıklar, derhal faaliyete geçer ve vücut çevresinde dolaşmaya başlayarak hastalık belirtisi olan yerleri temizlemeye girişirler. Dişleri olmayan bu balıklar,36°C sıcaklıktaki suyun yumuşatmış olduğu kabarmış yara kabuklarını kopararak, cildi pürüzsüz hale gelinceye kadar temizlerler. Cilt üzerinde belirgin bir yara izi kalmaz. Tedaviden olumlu sonuç alınabilmesi için, bir günde belirli aralıklarla havuza giren ve kaplıcanın şifalı suyundan sabahları aç karnına 3-5 bardak içen hastalar, 21 gün süreyle bu tedavilerini sürdürecek olurlarsa, % 98 oranında amaçlarına ulaşmış olurlar. Diğer taraftan, yerden kaynayan su içindeki küçük kabarcıkların ve balıkların vücut üzerine yaptıkları ufak darbelerin etkisiyle, vücutta bir gevşeme ve dinlenme hali görülür. Bu tedavi tamamen yan etkisiz olup, kesinlikle herhangi bir ilaca gereksinim duyulmamaktadır. Suyun içeriğinde, cilt hastalıklarının tedavisinde etkili olduğu bilinen selenyum maddesinin bulunması, sedef hastalığı gibi psikolojik kökenli olan ve telkine çok yatkın bulunan hastalıklarda başarılı sonuçların alınmasına neden olmaktadır.

Sedef hastalığı, nedeni kesin olarak bilinmeyen bir hastalıktır. Tıp dilinde ‘Psoriasis’ olarak bilinir. Kalıtsal ve sinirsel kökenlidir. Daha çok baş derisinde, diz ve dirseklerde, tırnaklarda meydana gelen düzensiz kırmızı lekeler halinde kendini gösterir. Lekeler gümüş renginde ve pul pul olup, deri seviyesinin üstündedir. Kaşıntı yapmazlar, israil’de bulunan Lut Gölü’ndeki benzer özelliklere haiz tedavi tesislerinden sonra, Balıklı Çermik’in devreye sokulması, modern tıbbın bugüne kadar kesin çözüm bulamadığı bu tür hastalıklar için ayrıca bir ümit kaynağı olmaktadır. Bir kere, kaplıcaya girmekle sağlanan etkilenme önemli ölçüde psikolojiktir. Kişiler, şöhretini bildikleri bir yere bu şekildeki bir etkilenmeye hazır halde girerler. Buradaki sıcak, sakin ve rahat ortamda stresten uzak kalırlar. Ayrıca, aynı soruna sahip kişilerce oluşturulan dertleşme ortamının da, doğal bir grup tedavi seansı şeklinde cereyan ettiğini de söylemek mümkündür.

Sağlık turizminde dünya çapında önemli bir konuma yükselen Balıklı Çermik’teki ilk modern tesisleşme çalışması 1950’li yıllarda başlamış ve aradan geçen süre zarfında tesisleşme daha da ileri götürülerek, bugün yılın on iki ayında yurtiçi ve yurtdışından gelen hastalara hizmet veren dünyanın sayılı kaplıcalarından biri haline gelmiştir.

Kaplıcada; biri kapalı, biri yarı açık, diğer ikisi tam açık dört adet tedavi havuzu ile bir adet olimpik ölçülerde yüzme havuzu vardır. Kapalı olan havuz sadece yaralı ve hastalara, açık havuzlardan biri erkeklere, diğer ikisi ise kadınlara ayrılmıştır. Olimpik havuz ise herkese açıktır. Konaklama; 150odada 300 yatakla hizmet veren Balıklı Kaplıca Oteli’nde yapılmaktadır. Bunun dışında, birtakım motel ve pansiyon türü yerler de vardır. Ancak, sezon süresince yatak sayısı yeterli olmadığından, 1000 civarında çadır da kurulmakta, yine kaplıca sınırları içinde Avrupai nitelikte kamp ve karavan turizmine göre düzenlenmiş özel bir alan da bulunmaktadır.

Acısu

Karabük’ün Yenice ilçesine yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan Acısu Maden Suları‘nın en bilinen Sarıot orman bölgesinde bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Yenice- Salavattepe orman yolu, Yamaç köyü ve Kaptan Mevkii’de de aynı özelliklerde acısu kaynakları bulunmaktadır.

Acısu hem içme hemde banyo olarak kullanılmaktadır. Bu su içildiğinde böbrek taşlarının düşürülmesine, banyosunda da romatizmayı iyileştirdiği söylenilmektedir.

Ankaris İçmesi

Diyarbakır Hani ilçesine 3 km. mesafede  bulunan Anakaris Suyu’nun çevresinde herhangi bir tesis bulunmamaktadır. Bu suyun  ne zaman bulunduğu konusunda da bir bilgi yoktur.

Burada içme kürleri yapılmakta olup, sarılık, karaciğer hastalıklarına iyi geldiği ve böbrek taşlarının düşürülmesinde etkili olduğu bilinmektedir.

Şeytan Mağarası Şifalı Suyu

Şeytan Mağarası Şifalı Suyu: Kemer ilçesinin Adrasan Koyu’nda bulunan Suluada’dadır. Günübirlik motor turlarıyla ulaşılması mümkün olan adaya yolculuk 1 saat kadar sürmek¬tedir. Adadaki Şeytan Mağarası’nın içinden kaynayan bu suya ‘Yalancı Kaynak’ da denmektedir. Aç karnına içildiğinde, su¬yunun böbrek taşlarını düşürücü özelliği olduğu, olaya biz¬zat şahit olan yöre halkı tarafından söylenmektedir.

Besni İçmesi

Adıyaman’ın 45 kilometre kadar batısında bulunan Bes­ni ilçesindeki Besni İçmesi mide ve bağırsak rahatsızlıkları ile hemoroide ‘basura’ iyi geldiği söylenmektedir. Bu içmenin suyu böbrek taşlarına, kronik kabızlık, bağırsak ve mide iltihapları tedavisinde faydalı olduğu söylenmektedir.

Çörmük Kaplıcası

Adıyaman’ın 45 kilometre kadar batısında bulunan Bes­ni ilçesindeki Çörmük Kaplıcası Halkın en çok faydalandığı yerlerin başında gelir. Suyu basur için çok yararlıdır .böbrek taşlarına, kronik kabızlık, bağırsak ve mide iltihaplarına iyigeldiği söyelnmektedir. Çörmük İçmesi Temmuz ve Ağustos ayların da bir koku yayar. Suyun şifalı olduğu zamanlar da suyun bu kokuyu yaydığı zamanlardır. Çörmük içmesinde konaklama tesisleri bulunmamaktadır