Bozağa Kaplıcası

Tunceli Mazgirt ilçesinde bulunan halk arasında Karaderbent Kaplıcası da olarak bilinen Bozağa Kaplıcası mineral zenginliği yüksek olan bir Kaplıcadır. Aynı zamanda yüksek sıcaklığa sahip olsa da suyun debisi düşüktür. Kalsiyum bikarbonat, karbondioksit ve arsenikli olan suyu hipertermal ve hipotoniktir.

Dolaşım, solunum, sindirim sistemi hastalıkları, eklem romatizması , kireçlenme, çocuk felçleri, deri hastalıkları ve metabolizma bozukluklarına yararlı bir sudur. Pek fazla konaklama imkanı bulunmaması nedeniyle pek fazla il dışından kişileri ağırlamayı başaramayan bu kaplıca şuanda çevreye yapılacak yatırımı beklemektedir.

KaraAli Kaplıcaları

Urfa il merkezine yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta bulunan KaraAli köyünde hizmet vermekte olan KaraAli Kaplıcaları 41-49 derece arasında değişen ve 150.000 metreküp/saat sıcak su kapasitesine sahiptir. Aynı zamanda barınma olanakları açısından üst düzeyde bir Kaplıca olan KaraAli Kaplıcaları masaj salonu, Türk hamamı, Sauna, Çocuk Havuzu, Yarı olimpik yüzme havuzu, bay-bayan kaplıca havuzları bulunmaktadır.

Nörolojik hastalıklar, kadın-doğum hastalıkları, böbrek ve idrar yolları hastalıkları, metabolizma hastalıkları, kalp-dolaşım sistemi hastalıkları, kas-iskelet sistemi hastalıkları, cilt hastalıkları, solunum sistemi hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.

 

Sarıkaya (Terzili) Kaplıcaları

Yozgat il merkezine 80 km uzaklıkta bulunan yozgatın en ünlü kaplıcaları olarak bilinen Sarıkaya (Terzili) Kaplıcaları kadınlar ve erkekler için ayrı termal havuzları, özel kabinleri, 36 adet 120 yataklı apart ve 20 odalı 60 yataklı jakuzili, mini bar, uydu tv, internet bağlantılı modern oteli, restoran, internet cafe, otopark ve kafeteryası ile hizmet vermektedir. Özellikle sosyal tesis bazında ilerlemiş bir kaplıca olarak bilinen Sarıkaya Kaplıcaları yetişmiş uzman ekibi ,hijyeni, özgün yapısı, doğayla iç içe olan yerleşimi ve tedavi kapasitesi bakımından uluslararası standartlarda Türkiye’nin en gelişmiş termal otellerindendir.

Termal su içme ve banyo olarak kullanılmakta olup; romatizmal hastalıklar, nevrit-nevralji, kadın hastalıkları, deri hastalıkları, dolaşım ve kalp hastalıkları, sindirim sistemi hastalıkları, metabolizma bozukluklarına olumlu etkisi olduğu görülmüştür.

Bikarbonatlı, klorürlü, kalsiyumlu, sodyumlu , demirli termal sular sınıfında olan bu suyun pH değeri 6.4 – 6.8 civarında ve suyun sıcaklığı 44-47 ºC’dir.

Cavlak Kaplıcası

Yozgat ili şehir merkezinin güneyinde, bulunan Bahariye köyündeki Cavlak Kaplıcaları aynı zamanda yöre halkı içerisinde “Bahariye Kaplıcaları” olarak ta bilinir.

Denizden yüksekliği 1054 metre olan Cavlak Kaplıcaları romatizma, kalp ve kan dolaşımı, sinirsel hastalıklar, eklem ve kireçlenme, beslenme bozukluklarına karşı olumlu etkisi olduğu görülmüştür. Bikarbonatlı, klorürlü, sodyumlu, kalsiyumlu, karbondioksitli ve radyoaktif özelliğe sahip olan bu termal suyun pH’ı 6.8 değerinde ve toplam mineral oranı 1989 mg/lt ‘dir. Aynı zamanda suyun sıcaklığı ortalama olarak 39 ºC’dir.

Yalova Termal Kaplıcaları

Yalova, Marmara Denizi kıyısında, doğal güzelliği ve turistik önemi haiz sahil şeridiyle, en çok ilgi çeken illerimiz arasında ilk sıralarda yer alır. Ancak asıl ününü, tarihi ve şifalı kaplıcalarıyla kazanmıştır. Bu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bu ün, il merkezine 12 kilometre uzaklıkta, Gökçedere ve Üvezpınar köyleri arasında, ormanlık bir arazide bulunan Yalova Kaplıcalarına aittir.

Kaplıcaların çok eski bir geçmişi vardır. Yunan, Roma Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde işletilmiş ve bir sağlık tesisi olarak kullanılmıştır. Bazı araştırmacı ve yazarlar, tarihte ‘Pythia’ adıyla ünlenen kaplıcaların, M.Ö. 2000 yılında meydana gelen bir deprem sonucu oluşan Yalova Kaplıcaları olduğunu iddia ederler ki, bu doğru değildir. Çünkü Pythia, Bursa’daki Çekirge yöresine verilen bir isimdir. The-ofan, Bizans imparatoru Jüstinyen’in eşi güzel Theodora’nın, 525 yılında 4000 kişilik maiyetiyle birlikte Pythia’ya gelerek günlerce zevk ve sefa sürdüğünü yazar. Avrupalıların, lmparatoriçe Theodara’nın gittiği Çekirge’deki Eski Kaplıca’ya ‘Theodora Hamamı’ adını vermeleri boşuna değildir. Buradan da anlaşılacağı üzere, Yalova, eski Pythia kenti değildir. Ram-say’ın bildirdiğine göre; Yalova’nın eski adı ‘”Plylai’dir. Haçlı Seferleri’nin tarihini yazanlar, Yalova’yı ‘Helenapolis’ olarak tanımlarlar ki, bu tanım daha doğrudur.

Aslında Helenapolis şehri, tam olarak şimdiki Yalova’nın bulunduğu yerde değildir. Yalova’dan Karamürsel’e doğru gidilirken, deniz kenarında, Helenapolis şehrinin kalıntıları görülür. Evliya Çelebi de, kaplıcanın yapılışını anlatırken, bugünkü Yalova’nın eski Helenapolis şehri olmadığını bildirmektedir.

Evliya Çelebi’nin aktardığına göre; Bizanslı Yanko’nun kızı Helena bir hastalığa tutulur. Kirpikleri ve kaşları dökülür. Doktorlar çare bulamazlar ve kızı hava değişim için bu yöreye getirirler. Kızcağız, dağlar arasından kaynayan sıcak sularla hem yıkanır, hem de susuzluğunu giderir. Kırk gün içinde de tamamiyle iyileşir. Babası, kızını böyle sapasağlam görünce sevinir ve kaynakların üzerine birkaç hamam yaptırır. Bugün, suyun kaynağında görülen kemer o zamanın anısıdır.

Helena, bilindiği gibi, ünlü Bizans İmparatoru Konstantinen annesidir. Kudüs’e gidip döndüğünde, kendisini büyük bir hastalıktan kurtadığı için, bu civarda hastane ve saraylar yaptırır. Oğlu Konstantin de buraya annesinin adını vererek Helenapolis şehrini kurar, geliştirir. Şimdiki kaplıcaların üst kısmında görülen sütunlu yıkıntılar da bu devirden kalmadır.

Şehir, Osmanlı Türkleri tarafından, ilk kez ‘Karayalva-çoğlu’ namlı bir bey tarafından alınmış ve artık harabolmaya yüz tutan Helenapolis yerine, kaplıcalara daha yakın yerde bugünkü Yalova şehri kurulmuştur. Osmanlı döneminde ‘Hamam Yerleri’ adı verilen kaplıcalardan, önceleri yöre halkı ya-rarlanmışsa da, sonraları yabancı bir şirkete işletilmek üzere devredilmiştir. Bu.şirket tarafından modern otel ve gazinolar yapılmış, hamamlar yeni baştan ele alınarak tamir ettirilmiştir. II. Abdülhamit zamanında, İstanbul’un Rum ve levanten doktorlarının ısrarlı tavsiyeleri üzerine burası, hem sağlık, hem de bir sayfiye yeri olarak ün kazanmıştır.

Yalova’da ilk arkeolojik araştırmalar, 1933 yılında, Prof. Dr. Arif Müfid Mansel tarafından yapılmış ve kaplıca yakınlarında antik hamam kalıntıları bulunmuştur. 1970 yılında yapılan kazılar sonucunda ise, çok sayıda yapı izleri gün-yüzüne çıkarılmıştır.

Atatürk, ilk kez Yalova’ya 1927 yılında uğramış ve daha sonra birkaç kez Savarona yatıyla gelerek burada dinlenmiştir. Bu gelişmeler üzerine, ayrı tarih ve ayrı yerlerde Atatürk köşkleri inşa ettirilmiştir. Bu köşklerin en önemlileri; Millet Çiftliği’ndeki Atatürk Köşkü, Baltacı Çiftliği Köşkü, Cumhurbaşkanlığı Köşkü ve Yalova Termal Otel’deki Atatürk Oda-sı’dır. Atatürk’ün sağlığında tüm haklarıyla birlikte Sağlık Bakanlığı işletim ve denetimine aktarılan Yalova Kaplıcaları, birkaç kez el değiştirmesine rağmen, geçen süre zarfında yapılan yatırım ve eklentilerle bugünkü Yalova Termal Tesisleri haline gelmiştir. Burada bulunan tüm tarihi eser ve müzelerin yönetimi ise, eskiden olduğu gibi, yine TBMM’nde kalmıştır.

Deniz seviyesinden100 metreyükseklikte bulunan kaplıca alanında, birbirinden farklı özellikler gösteren dört kaynak bulunmaktadır:

a) Yalova Asıl Kaynak: Tempera türü57°C, pH değeri 7.66, radyoaktivitesi 2.89 emandır.

b) Valide Hanım Kurnabaşı: Temperatürü56°C, pH değeri 7.46’dır.

c) Valide Hanım Kaynağı: ‘Yeni Kaplıca’ diye de bilinen bu kaynağın temperatürü640C, pH değeri 7.48, radyoaktivitesi 0.57 emandır.

d) Yalova Göz Suyu: Temperatürü55°C, pH değeri 6.88, radyoaktivitesi 4.2 emandır.

Toplam debi miktarı 16 It/sn. (günlük 1700 ton) olan bu kaynaklar, madeni az ılıca ve içmeler grubunda değerlendirilirler. Hemen hepsi sülfat, sodyum, kalsiyum ve az miktarda da florür içerirler. Toplam mineralizasyonu 1.435 mg/lt.dir. Kaynak başlarında hafif kükürt kokusu duyulur. Bu durum, sülfatlı suların bir özelliğidir. Organik maddelerin sülfatları indirgemesi sonucu bir miktar kükürtlü hidrojen gazı çıkar.’ Organik madde yanıp bitince bu koku da kaybolur.

Düşük mineralizasyona sahip kaplıcanın suları, daha ziyade banyo tarzında kullanılmaktadır. İçmeye pek elverişli değildir. Ancak içildiğinde, hafif diüretik ve mülayim etki yapar. Esas uygulama banyo ve duş kürleri olsa da, son zamanlarda çamur banyoları da büyük rağbet görmektedir..

Yalova Kaplıcalarından yararlanan hastaların başında romatizmalılar gelir. Buyyo romatizması sekelleri, romatoid artrit, spondilit, rizomelik ve spondilo artrozlar, diğer artroz-lar, siyatik, kırık-çıkık sekelleri, eklem yapışıklıkları, kramp tarzında ağrılar oluşturan bacak atardamarlarından damar tıkanıklıkları vs. banyo, duş, çamur, sualtı masajı ve buğulama ‘buhar banyosu’ tedavileriyle çok çabuk şifa bulur. Nevralji, nevrit ve nevrasteni hastaları, elektrikli banyo ve sualtı rha-sajlarıyla kısa sürede iyi olurlar. Hemipleji ve diğer felçler, büyük tedavi havuzlarında yapılacak egzersizlerden, banyo ve lokal masajlardan çok yararlanırlar. Gutlulara, banyo ve sualtı masajları çok iyi gelir.

Yalova Kaplıcaları, uygulanan muhtelif termal kürler ve diğer modern tedavi yöntemlerinin yanı sıra, dinlenme ve huzurlu bir ortam için ideal bir yerdir. Gül bahçeleri ve mis gibi kokulu envai çeşit çiçek ve ağaçlar, nevrastenikler ve yorgun beyinler için, yeniden hayat bulmanın ve zindelik kazanmanın en güzel ortamını oluştururlar. Nörovejetatif düzensizliğe bağlı yüksek tansiyonlular, 21 günlük banyo ve dinlenmeden sonra, çoğu kez eskisinden daha sağlıklı bir şekilde kaplıcalardan ayrılırlar.

Göz Suyu kaynağında yapılan göz banyosundan, konjonktivit ve keratitlerin iyileştiği görülmektedir. Sudaki madenlerin tam iyonize ve kolloidal halde bulunması ve diğer tespit edilemeyen hayati özellikler, çok nazik bir organ olan göz zarlarının tedavisinde yararlı olmaktadır.

Yalova Kaplıcâları’nın sıcak suları, genellikle romatizmal sendromlar başta olmak üzere, hareket sisteminin ağrılı

hastalıklarında değerlendirilir. Ayrıca, ameliyat geçirmiş ağrılı batın hastalıklarında, kronik iltihaplı ve ağrılı kadın hastalıklarında, yine ağrılı böbrek ve idrar yollan hastalıklarında çok yararlıdır.

İçme ile birlikte yapılan banyo uygulamaları; diyabet, şişmanlık gibi metabolizma hastalıklarında, kanda biriken kolesterin, lipit gibi yağ cisimlerinin temizlenmesinde, fazla ürik asit birikiminin idrar yoluyla dışarı atılmasında etkili olur.

İç hastalıklar üzerinde de endikasyon etkisinin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Karaciğer iltihaplanmalarında, siroz hastalığının tedavisinde, safra kesesi hastalıklarında, bunun yanı sıra mide ve bağırsak hastalıkları, kabızlık, çeşitli parazit türlerinin tedavileri, hemoroid vs. gibi birçok hastalıkta, ilk önce önerilecek sulardandır.

Modern tesislere sahip Yalova Kaplıcalarında; biri kapalı olmak üzere, iki adet termal yüzme havuzu, Bizans döneminden kalma tarihi Kurşunlu Hamam, kadın ve erkeklere ayrı ayrı tahsis edilen yine tarihi Valide Hamamı ‘Yeni Hamam’, sıra banyolar, yirmi altı adet özel kabinli Sultan Banyosu, dokuzu suit toplam yüz bir adet özel banyo odası, çamur banyoları, hidroterapi, masaj, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon üniteleri, jimnastik salonları vs. gibi bir termal merkezde bulunması gerekli her şey mevcuttur. Kaplıcada; banyo, içme, inhalasyon, duş, çamur, masaj ve sualtı masajı, elektroterapi, hidroterapi, fizyoterapi gibi her türlü uygulama, modern cihazlar eşliğinde ve uzman doktor kontrolünde yapılabilmektedir.

Tesis bünyesindeki sosyal ve yardımcı üniteler, her ihtiyacı karşılayacak düzeydedir. Konaklama ise, toplam yatak kapasitesi 1650 civarında olan otellerle karşılanmaktadır. Termal sudan yararlanan kaplıca işletmesine dahil otellerden; Termal Çamlık Otel (83 odada 174 yatak kapasitesiyle), Çınar Termal Hotel (17 odada 36 yatak kapasitesiyle)

Soyav Termal Hatel (101 odada 212 yatak kapasitesiyle), üç yıldızlı Türksev Yalova Termal Otel (101 odada 212 yatak kapasitesiyle) hizmet vermektedir. Termal sudan yararlanan, ancak kaplıca bünyesinde yer almayan konaklama tesislerinin belli başlıları ise şunlardır: 10 odada 20 yatak kapasitesiyle tek yıldızlı Dinana Otel, 28 odada 80 yatak kapasitesiyle Yeni Park Otel, 33 odada 67 yatak kapasitesiyle tek yıldızlı Ferah Oteli ve iki yıldızlı Gökçedere Otel. Ayrıca, gerek Gökçedere, gerekse Üvezpınar köylerinde, termal sulu köy pansiyonlarından da yararlanmak mümkündür.

Soğuksu İçmesi

Soğuk Su İçmesi: İlçe merkezinde bulunan içmelere ‘Osmaneli İçmeleri’ de denmektedir. Suyu, sodyum klorür içe¬ren soğuk sular grubuna dahildir. Solunum yolları, kalp-da-mar ve romatizmal hastalıklar ile mide-bağırsak rahatsızlık¬larına iyi gelir.

Hamamözü (Arkut Bey) Kaplıcası

Kısa Tarihçesi:

Amasya, Hamamözü ilçemize ait kaplıcaların geçmişi, milattan önceki yıllara kadar uzanır. Ancak kesin bilgiler Selçuklu devri Kılıç Arslan´ın Danişmentliler´e 1095 yılında hükmetmesi sonucu Amasya´yı oğullarından Melik Nizamettin Ergun Şah´a devretmesi ve Argun Şah´ın bölgemizi Arkut Bey´in himayesine bırakması sonucu; yer yüzüne sızıntı halinde çıkan suyumuz o günün imkanları nispetinde yeniden bir kaplıca inşa ettirilmiştir.

Kaplıcalarımızın Arkutbey Hamamı ismi de buradan gelmektedir.
Daha sonra, tabiat şartları nedeniyle Kaplıcalar yeraltında kalmıştır. Zamanla yapılan araştırmalar sonucu o günlere ait eserler ve su kemerleri göze çarpmaktadır.
1303 yılında dedelerimiz bu yöreye yerleştiklerinde kaplıca tamamen kapanmış sıcak su sızıntılarından başka hiç bir emare ortalıkta kalmamıştı. O günlerin imkanları ile kaplıcalarımız ikinci kez inşa edilmiş ve hala aynı düzen ile hizmet etmektedir. Kaplıcanın ismi yörenin ismini alarak ´´ HAMAMÖZÜ KAPLICALARI´´ olmuştur.
Ne yazık ki o günün şartları, bu güne cevap vermekten çok geride kalmıştır.Bu görüş açısından Belediyemiz 1977 yılında İller Bankası ile irtibata geçmişse de Hamamözü´nün layık olduğu modern Termal Tesisler ancak 2000 li yıllarda hizmete girmiştir.

İşletme Şekli:

Kaplıcamızın mülkiyeti Hamamözü Belediye´sine aittir. Belediye belirli zamanlarda Kaplıcanın işletmesini ihale yolu ile özel kişilere kiraya vermektedir. Kaplıcamız Bayanlar ve Erkekler kısmı olarak sabah 4:00 -24:00 saatleri arasında hizmet vermektedir. Yaz aylarında 13:00-18:00 saatleri arasında değişim yapılmaktadır (Pazar günleri hariç). Kaplıcamıza gelen misafirlerimize giriş ve çıkışlarda peştemal, büyük havlu, baş havlusu işletmeci tarafından verilmektedir.

Şifalı Suyun Teknik Raporu:

20.07.1989´de Msc.Kim.Müh.Ender Başak tarafından Amasya İli Hamamözü Arkut Bey Kaplıcası´ndan alınan su örnekleri, Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimotoji Anabilim Dalı Hidroloji Araştırma laboratuarında analiz edilmiş ve maden suyunun sodyumbikarbonatlı, kalsiyumlu, hipertermal, oligemetalik, hipotenik yapıda olduğu saptanmıştır.

Maden Suyunun kimyasal özelliklerine ve bu tür sularda yapılmış araştırmalara dayanarak aşağıda sıralanan hastalık gruplarında lokal uygulamalar, lavajlar, içme kürleri ve (aktif veya pasif eksersizlerle ) tam, yarım oturma banyoları uygulamaları şeklinde kullanılmasında yarar vardır. Ağrı giderici ve sedaktif etkili suyu kullanılacağı hastalıklar şunlardır:

*Kronik iltihabive dejenaratif romatizmal hastalıklar,
*Lokomotor sistemin travmatik rahatsızlıklarında;
*Travmatik ve infeksiyöz paralizler
*Nörovejatif bozukluklar
*Kalp ve damar hastalıkları (Hipertansiyon,ataroskerotik damar hastalıkları)
*Psikosomatik bozukluklar
*Vejatatif – Endokrin regülasyon bozuklukları
*Kadınlarda siklus bozuklukları
*Yaşlılarda dermatolojik hastalıklarda
*Kozmetik amaçlı
Kaplıca ve Şifalı Suyun Şifa Verdiği Rahatsızlıklar:

*Müzmin romatizmal hastalıklar
*Kırık-çıkık sonu hareket gücünün açılması
*Beyin çarpması sonucu gelişen felçler (örn:Çocuk felci)
*Sinir sistemi hastalıklar
*Değişen yüksek tansiyonlar ve kalp damar hastalıklar
*Ruhsal bozukluklar
*Bel fıtığı ve siyatik
*Hormonların düzensizliği
*Kadınlarda adet bozukluklar
*Ayrıca cildi korur, saçların kepeklenmesini önler

Aktiviteler:

Tesisimizde 56 adet çift kişilik, 2 adet üç kişilik ve 5 adet de suit olmak üzere 63 oda bulunmakta olup, toplam 130 yatak (ekstra yataklar ile 150) kapasitelidir. Tüm odalar balkonlu olup; TV, minibar, direkt telefon hattı, saç kurutma, sıcak-soğuk iklimlendirme ve yerden ısıtma ile donalımlıdır. Banyolarda ayrıca termal su kullanımı oda bazında da mümkündür.
Tamamen termal su ile doldurulmuş 10x20x1.45m. ebatında(jakuzi basmaklı)büyükler ;5x10x0.45m.ebatıda da çocuklar için Kapalı Yüzme Havuzu bulunmaktadır.Aynı kompleks içinde sauna, fitness-center bir de soğuk-sıcak yiyecek -içecek satış yapan büfemiz mevcutdur.Bay ve bayanların ayrı ayrı kullandıkları sekizgen 1,50m. derinliğinde 10 metrekarelik iki adet Kür Havuzu ve Türk Hamamları ile ailece kullanabilecekleri 17 adet Özel Banyosu bulunmaktadır.
Giriş, Dinlenme ve Havuzlu olmak üzere üç adet lobisi , oyun salonu, 150 kişi kapasiteli restaurantı, 100 kişi kapasiteli konferans salonu, TV salon, yuvarlak masa toplantı salonu, 60 araçlık açık otoparkı, mağzası, çay bahçesi, kafeteryası, piknik alanı, spor kompleksleri ve bay – bayan mescidleri bulunmaktadır.

Havuz Kompleksi:

2000 metrekarelik tamamen kapalı, uzay çatı dizaynlı olan kompleks içinde yer alan aktiviteler ve özellikleri şöyledir:

Aktiviteler ve Özellikleri :

-Termal Havuz (Büyükler) – Boyutları: 10x20x1.45 m. Jakuzi basamaklı
-Termal Havuz (Küçükler) – Boyutları: 5x10x0.45 m.

Her iki havuzun da ortak özellikleri şöyledir:
1-Orijinal termal su ile doldurulmuştur, termal su kaynaktan çıktığı gibi hizmete sunulmaktadır.
2-Termal su, havuza alttan devamlı bir şekilde giriş yapıp üstten taşma sistemi ile çalıştırılmakta ve taşan su dışarı atılmaktadır. Bir daha hizmete sunulmamaktadır.
2-Havuzların derinlikleri her yerde belirtilen sabitliktedir.

Sauna

Fazla kilo problemlerinizi ve günün yorgunluğunuzu hemen havuzun yanıbaşındaki saunamızda atabilirsiniz. Rahatlığın keyfine varın.

Fitness Center

Gerekli kondisyonel ve vücutsal periyodik bedensel hareketlerinizi yapabileceğiniz veya formunuzu koruyabilmeniz için gerekli olan her türlü aletli veya yer hareketli, mekanik ve elektronik aletlerle donatılmış salonumuz sizlerin hizmetindedir.

Kür Havuzu

Orta derinliği 1.5 m., oturma derinliği 0.5 m., yüzey alanı 10 metrekare ve şekilsel olarak sekizgen bir dizayna sahip olan, tamamen orijinal termal su ile doldurulmuş bu havuzlarımızda misafirlerimiz sağlık amaçlı sualtı oturma ve termal su buhar kürü yapabilmektedirler.

Türk Hamamı

Klasik Türk hamam kültürüne uygun; yedi kurnalı, göbek taşlı olup kullanım suyu tesisimiz tarafından ısıtılmış olan şebeke suyudur. (Termal su değildir)

Kullanım Şekli : Bu kompleksler bay ve bayanlar için ayrı ayrı inşa edildiğinden kullanımı 08:00 ile 23:00 arasındadır.
Özel Aile Banyoları

Küvetli, duşlu, klozetli ve lavabolu olan ve termal su veya ısıtılmış şebeke suyu ile hizmet veren banyolarımız dizayn olarak otel odalarındaki banyolarla aynı özelliklere sahip olduklarından genellikle Günübirlikçi misafirlerimiz tarafından tercih edilmektedir. Otel müşterilerimiz ise tercih ederler ise ücretsiz kullanım hakkına sahiptirler.

Kokarpınar Ilıcası

Solunum yolları, kalp-damar ve ro­matizma hastalıklarına iyi gelen, kükürt içerikli bir ılıcadır. Suyu içilebilir niteliktedir. Kokarpınar Ilıcası olarak da anılan Kokarpınar İçmesi Adana Ceyhan’a yaklaşık 10 km. uzaklıktaki bir tepenin eteğinden gövde kalınlığında çıkan bu suyun kokusu geniş bir alana yayıldığı için Kokar Pınar olarak tanınmıştır. Bir çok hastalığa iyi geldiğine inanılır.kükürt içerikli bir ılıcadır. Suyu içilebilir niteliktedir. Ceyhan’a 10 km. uzaklıktadır. Su bir tepenin eteğinden gövde kalınlığında kaynar ve ağrılı hastalıklara iyi geldiği söylenir.